31 Mayıs 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / DİKKAT; DEPREM ACILARI TELEVOLELEŞİYOR

Cahit UYANIK 

Türkiye'ye hem gelirken hem de giderken aynı tişörtü giymek gibi büyük bir gaflette (!) bulunan IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli, deprem bölgesini gördükten sonra IMF yardımının 170 milyon dolar artırılması için öneride bulunacağını açıkladı. Aynı Cottarelli, deprem acılarıyla üstü küllenmeye yüz tutan televole kültürümüzün hortlayarak, kendisini bir hava limanı VIP salonunda yakalayacağını nereden bilsin? Zaten bilse, tişörtünü değiştirip öyle gelirdi. Allah'tan pantolonu geçen seferkinden farklıydı. Allah muhafaza, ya pantolon da aynısı olsaydı..? 

İşin ironisi bir tarafa; ya Cottarelli deprem acılarımıza bizim kendisine yaklaştığımız basitlikte yaklaşsaydı? Ama yapmadı. IMF tarihinde 'içtihat' yaratabilecek bir raporun altına imza attı. Yüzde 25'lik acil yardım kotasının yüzde 37,5'a artırılmasını talep etti.

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ise Türkiye'nin en seksi erkeği seçilmiş. Hangi araştırmaya veya ankete dayanılarak böyle olmuş, belli değil. Eskiden bu araştırmayı Kadınca dergisi yapardı. Belki de Türkiye'nin en geniş katılımlı gönüllü anketlerinden biriydi. Resmi rakamlara göre 16 bin, gayri resmi rakamlara göre 30 bin deprem kurbanının henüz kırkı çıkmamışken, hastanelerde 10 bini 'ağır engelli' hale dönüşmüş 25 bine yakın yaralı yatarken 'seksi erkek araştırması' yapmaya pek ihtiyaç yok gibi geliyor bana...

Ama varsaydım ki bunu üstünüze vazife görüp yapmak istediniz. Türkiye'de artık çok profesyonel anket şirketleri var. Türkiye'nin dört bir yanına dağılarak birkaç gün içinde en sağlıklı sonuçları getirebilirler. Türkiye'nin deprem konusundaki en yetkin bilim adamlarından birisi olan Işıkara, neden televole kültürümüze malzeme yapılıyor ki? Bütün bu olup bitenleri 'Deprem psikolojisinden kurtulalım' argümanıyla açıklamak mümkün mü? Bence değil.

Depremden önce ülkemizde iki Türkiye vardı. Bir sürü sosyolojik çözümleme bir yana; milli gelirin yüzde 70-80'ini alan yüzde 20'lik nüfusla, geriye kalan yüzde 20'lik pastayı paylaşmak zorunda olan yüzde 80'lik nüfus... Yani bir yanda 10 milyon kişi, öbür yanda 50 milyon kişi. Bu iki grup birbirinden o kadar farklı ortamlarda yaşamaya başlamışlardı ki, burunlarının önünü dahi görmüyorlardı. 

Ama deprem toplumu öyle bir sarstı ki, bu iki Türkiye birleşti. Jeolojik fay kırığı,  toplumsal fay kırığını geçici olarak tamir etti. Ama zamanla toplumsal fay kırığı yeniden oluşmaya başladı. Bir aydır gecesini gündüzüne katarak toplumu depremle ilgili olarak bilinçlendirmeye çalışan bir bilim adamı bile, televole haberlerine malzeme yapıldı. Akdenizli kültürüyle yetişmiş 'Acılı bir ülkeye iki dirhem bir çekirdek süslenip gidilmez' diye düşünmesi muhtemel bir İtalyan uzman ise eski tişörtüyle kritik edildi. 

Dikkat; deprem acıları televoleleşiyor.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 20 Eylül 1999 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder