17 Mayıs 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / DOLCE VITA'NIN SONU

Cahit UYANIK 

Geçen Cuma günü birkaç dakika ara ile yaşanan olaylar gösterdi ki Türkiye'de hala modern bir özel sektör yok veya modern işletmecilik ilkelerine bağlı yönetilen özel işletme sayısı çok az. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun Başbakan Bülent Ecevit'in koltuğuna oturup Reel Sektöre Destek Paketini açıkladığı dakikalarda, gazete bürolarına BDDK'nın Toprakbank'a el koyduğuna ilişkin ayrıntılı açıklaması fakslanıyordu.

El koymaya gösterilen gerekçeler ise geçmişte yaşanan benzeri olayların çoğunda olduğu gibi yenilir yutulur cinsten değildi. Bu örnekler ışığında belki giriş cümlesini biraz açarsak şöyle bir değerlendirmede bulunabiliriz: Türkiye'deki birçok özel sektör firması aslında piyasaya değil devlete dönük çalışıyor. Devlet bol keseden kredi dağıtıp, bunu yapmak için de borçlanırken, bazı özel firmalar mutluydu. Şimdi bu düzen bozulunca 'dolce vita' sona erdi. 

Artık yazmakta sakınca kalmadı: Toprakbank'ın geçen Temmuz ayında el konulan bankalarla aynı grup içinde olduğu kulislerde konuşulmuştu. Ancak Toprak Grubunun milli güvenlikle ilgili bazı yatırımlara girmiş olması nedeniyle bu kararın ertelendiği kulaktan kulağa fısıldanmıştı. Toprak, Özal döneminden bu yana devlete yakın duran ve onun sayesinde güç kazanmış bir gruptu. Toprak, devletten aldığı güçle kendisini bir ara 'tekel kırıcısı' bile ilan etmişti. 

Nedense istifa eden tüm Hazine müsteşarlarının ilk durağı da Toprakbank oluyordu. İlk aklıma gelen isimler Mahfi Eğilmez ve Yener Dinçmen. Şimdi DSP milletvekili olan eski Maliye Müsteşarı Ertuğrul Kumcuoğlu da bu bankada uzun yıllar çalışmıştı. Acaba neden Toprak Grubunda bir bürokrat takıntısı vardı? 1980'lerin başında çıkarılan bir kanunla, üst düzey kamu görevlilerinin istifa ettikten sonra özel sektörde kendi alanlarıyla ilgili görev almalarının yasak olduğu bilinmiyor muydu? Bilinmez olur mu?

Yine geçen Cuma gününe dönersek... Bu kriz sürecinde Başbakan Ecevit'in koltuğuna oturmayı hak eden tek isim TOBB Başkanı idi. Çünkü kriz sırasında kendi kaynaklarından 100 milyon doları Eximbank'a aktararak tek icraatı bu kurum sergilemişti. 

Acaba Türkiye'de özel sektörü temsil eden tek kurum TOBB mudur? TİSK, TÜSİAD ve ismini bilemediğimiz onlarca işveren sendikası ve meslek birliği yok mu? Bunun yanı sıra milyonlarca dolarla oynayan, her yıl araba modellerini değiştirmekten çalışan kesimlerin sorunlarına akılcı çözümler üretmeye vakit bulamayan işçi konfederasyonlarına ne demeli? Türkiye'de bu krizi fırsat bilerek, özel sektörün de kendisine bir çeki-düzen vermesinin zamanı gelmedi mi?

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 03 Aralık 2001 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder