19 Mayıs 2024 Pazar

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / KOMPRADOR MİLLİYETÇİLİK

Cahit UYANIK 

Türkiye'de son zamanlarda çok tehlikeli bir eğilim gelişiyor. Yabancı özellikle Batı kökenli kişi veya kurumların söyledikleri sözler ve değerlendirmelere 'altın' kıymeti atfedilirken, aynı şeyleri nüfus kağıdında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazanlar yaptığında 'paçavra' muamelesi görüyor. Türkiye'de mevcut ekonomik gelişmeleri gayet geniş bir sağduyu ile değerlendiren uzman veya kuruluşların yüzüne kimse bakmazken, filanca veya falanca yabancı bankanın yeniyetme uzmanının iki satırlık raporu göklere çıkarılıyor. 

Oysa bu raporların hemen hemen hepsi, birbirinden kopya edilerek yazılmış metinler olmaktan öteye geçmiyor. Rating firmaları, Dünya Bankası (DB) ve Uluslararası Para Fonunu (IMF) bu değerlendirmede bir tarafa koyuyorum. Çünkü onlar hiç olmazsa not yenileyecekleri veya bir kredi açacakları zaman Türkiye'ye gelip yerinde incelemeler yapıyorlar. 

Bu ortam bana Osmanlı İmparatorluğunun kendini Batılılaşma akımlarına körü körüne kaptırdığı 1800'lü yılların ikinci yarısını hatırlatıyor. Batılılaşmayı sadece oradan ithal edilen setreyi giymek, Fransızca öğrenip günlük konuşmalarda araya bol miktarda bu dilden deyimler sıkıştırmak sandığımız dönemden bahsediyorum. 

Basın olarak bizim de çanak tuttuğumuz bu yeni eğilimde kot pantolon giymeyi Batılılık saymıyoruz ama filanca yabancı bankanın raporunu referans kabul ederek aşağılık kompleksimizi tatmin ediyoruz. Oysa çoğumuz bu raporların 'bıyıklı yabancı' denilen, aslında Türk vatandaşı olan ama parasını yurt dışına çıkarıp Türk piyasalarını kendi şahsi çıkarları doğrultusunda manipüle etmeye çalışan bir grup insanın isteği için hazırlandığını bilmiyoruz.

Kafamız karışık olunca cumhuriyeti cumhuriyet yapan değerleri de unutuveriyoruz. Mesela çarpık siyasi sistemimizin ürettiği enerji politikası çözümlerinin kamu maliyesinde 5 kara delikten daha büyük bir süper kara deliğe yol açabileceğini bize DB ve IMF uzmanları söyleyince aklımız yerine geliyor. Hani onlar da 'kara kaşımız kara gözümüz için' bu değerlendirmeyi yapmıyorlar. Bir yandan kefil oldukları programları öte yandan da verilen dış kredilerin geri dönüşlerini düşünüyorlar. Benzeri değerlendirmeyi aylar önce yapan yurtsever sivil toplum kuruluşları ve uzmanlara 'geri kafalı komünist', 'bozguncu' yaftası yapıştıranlar ise DB veya IMF masaya yumruğunu vurduğunda ortadan toz oluveriyor. 

Sözün kısası bazılarının çok övündüğü 'milliyetçilik' elden gidiyor. Güncel ekonomik değerlendirmelerimizi 'bıyıklı yabancılar'ın yabancı bankalarına teslim etmiş durumdayız. Ulusal çıkarlarımızın bozulması yabancı kuruluşların çıkarlarını bozar noktaya gelirse, gözümüzdeki perdeyi ancak kaldırabiliyoruz. Anlayacağınız Batılı kuruluşlar ve uzmanlara endeksli bir 'komprador milliyetçilik' anlayışı yavaş yavaş içimize yer etmeye başlıyor. Çok acı ama durum böyle...

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 17 Nisan 2000 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder