28 Mayıs 2024 Salı

BAŞKENTTEN YANSIMALAR/ 3 SİYASİ KARAR VE ENFLASYONLA MÜCADELE

Cahit UYANIK 

Bu hafta Ankara'da 2000 yılı hedeflerini tartışarak geçireceğiz. Alınacak kararlar, Türkiye'nin 2000-2002 yılları arasındaki geleceğini yakından ilgilendiriyor. Siyasi iktidar, 2000 yılı enflasyonunu yüzde 25, 2001 yılı enflasyonunu da yüzde 10'a düşürme konusunda kararlı görünüyor. 

Elbette bu kararlılığın sebepleri var. Herşeyden önce hükümetin Meclis'teki sayısal üstünlüğü tartışılmaz. Koalisyon liderlerinin uyumu da fena sayılmaz. 1992-1998 arasındaki koalisyon hükümetlerinde o kadar çok 'mini kriz' yaşanmıştı ki, artık sayısını unuttuk. Ancak bu hükümet henüz mini kriz bile  yaşamadı. Belki de hükümet kurulmadan önce DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in bir demeciyle başlayan 'eli kanlı ülkücüler' tartışması aşı etkisi yaratmış olabilir.

Hükümetin kararlı tutum takınmasında bir başka faktör ise IMF ve Dünya Bankasının (DB) kendisine verdiği açık destekte yatıyor. 

IMF ile 1998 yaz aylarında imzalanan Yakın İzleme Anlaşmasına (YİA) ilişkin performans, üzerinden bir seçim ve bir 7,4'lük deprem geçmesine rağmen hiç de fena değil. Ancak YİA, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu blok halindeki kaynak girişini sağlamaya yetmedi. Sağlanan dış kaynaklar, ancak telafi edici boyutlarda kaldı. İç piyasada bazı odaklarca pompalayan 'Ülkede siyasi istikrar olmadığı için reel faiz yüksek' sözlerinin bir safsata olduğu da anlaşıldı. 

Reel faizleri düşürmek ve dış piyasalara daha güçlü bir sinyal vermek için YİA'nın yönü stand by'a çevrildi. Dünya Bankası da depremin ve yapısal reformların geçiş dönemindeki ekonomiye olumsuz etkilerini dengelemek için kolları sıvamış durumda. Ay sonunda Yapısal Uyum Kredisi kapsamında DB'den bir heyet Türkiye'ye gelecek. Aynı günlerde IMF Heyetinin de Ankara'da olması bekleniyor. Helsinki Zirvesinden de olumlu bir kararın çıkması durumunda dış piyasalardan hedeflenen; 2000 yılı için 11, 2001 yılı için de 13 milyar dolarlık kaynağın akması pek sürpriz sayılmaz. 

Ancak Türkiye'nin yakın geleceğindeki 2'si hukuk  bazlı 3 önemli siyasi karar, bu programı yakından ilgilendiriyor. Bunlar Cumhurbaşkanlığı seçimi, Fazilet Partisinin kapatılarak 25'ten fazla milletvekilinin milletvekilliğine son verilmesi ihtimali ve Abdullah Öcalan'ın idam edilip edilmeyeceğine ilişkin kararlardır.

Bu faktörlerden 1 ve 3'üncüsü koalisyonun iç uyumunu bozucu sinyaller vermektedir. 2 numaralı faktör ise öngörüler gerçekleştiği taktirde ülkenin genel siyasi tablosunu değiştirici özellikler taşımaktadır. Türkiye Meclis'teki boş koltuk sayısı 28'i aşarsa bir anda kendisini ara seçim ortamında bulabilir. Ara seçimin mevcut iktidar için 'halkın güvenoyu' şekline dönüşmesi ise sürpriz olmaz. Sonuç: Enflasyonla Mücadele Programının siyasi ayakları pek sağlam görünmüyor.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 11 Ekim 1999 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder