21 Ekim 2022 Cuma

MB'NİN 1,5 PUANLIK SÜRPRİZ FAİZ İNDİRİMİ, YÜZDE 10-12 FAİZLE VERİLECEK KGF KREDİSİNE HAZIRLIĞI AMAÇLIYOR

Cahit UYANIK

TCMB, 20 Ekim 2022 tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizi 150 bp indirip (100 bp beklenirken) yüzde 10,5 olarak belirledi. TCMB yayınladığı karar metninde, yine son aylardaki kararlarının hepsine benzer, çelişkili bir tavır sergiledi. Önce dünya ekonomisindeki olumsuzlukları ardı ardına sıralayan ve bu haliyle ilk bakışta faiz artırımı yapacakmış hissiyatı veren (veya en azından faizi sabit bırakacakmış hissi) TCMB, kararın son paragrafında aniden yön değiştirerek 150 bp indirim yaptığını bildirdi.

TCMB bu kararının gerekçesini ise "Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde, sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdam artışı trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 150 bp düşürülmesine karar vermiştir" diyerek izah etmeye çalıştı.

24 Kasım 2022 tarihli PPK'da 1,5 puan
daha indirim yapılacağı kesinleşti

TCMB kararında ilginç bir cümle daha kurularak, PPK'nın bundan sonraki toplantısında (24 Kasım 2022) benzer bir adım atılarak faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündeme aldığı bildirildi. Böylece TCMB'nin gelecek toplantıda da en az 150 bp'lık bir indirime giderek faizi yüzde 9'a düşüreceği anlaşılmış oldu. TCMB Eylül-2021/Kasım-2022 arasındaki 14 aylık süreçte, iki ana dilim halinde faizleri toplam 10 puan (1.000 bp) indirmiş olacak. TCMB'nin faiz indiriminde elini neden çabuk tuttuğu ve süreci neden 1 ay öne çektiği merak konusu oldu. Artık fiyat istikrarı yerine kalkınmacı hedefleri önceleyen TCMB, bence önümüzdeki aylarda açıklanacak yeni Kredi Garanti Fonu (KGF) paketine uygun zemin sağlamak için bu adımını hızlandırdı. Yeni KGF paketinin 50 milyar TL büyüklüğe sahip ve yüzde 10-12 arasında bir faizle kullandırılması bekleniyor. Bu durumda KGF paketinin TCMB faizinin yüzde 9'a indikten sonra yani 2022-Aralık ayı içinde uygulamaya girmesini bekleyebiliriz. İş dünyası uzun zamandır bankaların TCMB'den yüzde 12-14 arasında aldığı kaynağı kendisine yüzde 35-40 civarında bir faizle kullandırmak istediğini, ancak bunun çok pahalı olduğunu belirtiyor ve kredi faizlerinin inmesini istiyor. Bu konuda bir miktar ilerleme sağlansa da şikayetler sona ermiş değil. Bankalar ise yüksek enflasyon ortamında reel olarak kar etmekte zorlandıklarını belirterek kredi faizlerini azaltmak istemiyor. İşte MB faizini esas alan KGF paketindeki düşük faizli krediler, bu sebeple iş dünyası tarafından dört gözle bekleniyor.

Bankalar döviz mevduatı açmak istemiyor,
yurttaşla KKM pazarlığı yapıyor TCMB'nin 1,5 puanlık faiz indirimi sonrasında dolar/tl'de herhangi bir hareketlilik görülmedi. TCMB'nin arka kapı döviz satışlarıyla dolar 18,58 TL'ye sabitlenmiş bir görünüm veriyor. Hükümet, izlediği ekonomik programı dolar ve kur korumalı mevduat (KKM) çapasına bağladı. Ancak dolarda artış olmaması ve KKM'de bankaların ödediği TL faizi kısmına ilişkin oranın TCMB faizleriyle beraber aşağıya düşmesi; ikili çapanın KKM bölümünü zorlamaya başladı. Hal böyle olunca KKM'ye geçişlerin azalması bile beklenebilir. Ancak KKM'den çıkıp dolara geçen veya elinde dolar olan ve bunu mevduatta değerlendirmek isteyen yurttaşları bankalarda ilginç pazarlıklar bekliyor. Çünkü bankalar BDDK tarafından yükseltilen yükümlülükler sebebiyle döviz mevduatı açmakta isteksiz davranabiliyor. BDDK daha birkaç gün önce döviz mevduatlarına karşılık tutulması gereken Hazine kağıtlarının oranını yüzde 3'ten yüzde 5'e çıkararak döviz mevduatının maliyetini iyice artırdı. Bankalar yaz aylarında döviz mevduatına da yüzde 2-3'lük faiz ödenmesini isteyen müşterilerine "Dövizinizin yarısını KKM'ye geçirirsek olur" cevabını veriyorlardı. BDDK'nın döviz mevduatı açmayı zorlaştıran bu kararı sonrası, KKM'ye geçiş pazarlığında oranın yüzde 65'e kadar artabileceğini düşünüyorum.

Değerlenen TL alım gücünü artırdığı
için hükümetin işine geliyor Bu tablo içinde hükümetin OVP'de hedeflendiği gibi yıl sonunda ortalama dolar kurunu 19,5-20 TL'de tutmaya çalışacağını tahmin ediyorum. Bu durumda dolar/tl kurunun en fazla 1-1,5 TL artabileceğini hesaplıyorum. Ancak büyük ve olumsuz bir iç veya dış gelişme yaşanması halinde dolar 20 TL'nin üzerine çıkabilir. Doların sabite yakın tutulması TL'yi değerlendirerek alım gücünü artırıyor, enflasyonu frenliyor; bu da hükümetin işine geliyor. Doları artırabilecek en önemli unsur yani yükselen cari açık tehlikesi ise kaynağı belirsiz döviz girişleriyle şimdilik kontrol altında tutuluyor.

Bu konudaki 20 Ekim 2022 tarihli Youtube yayınımın linki:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder