8 Aralık 2022 Perşembe

2023'TE İŞSİZLİK İÇİN 4 PUAN ARTIŞ UYARISI YAPILIRKEN, CHP 'MALİ KURAL' İLE EKONOMİYE PUSULA ÖNERDİ

Cahit UYANIK

CHP'nin 03 Aralık 2022'de açıkladığı İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi bence yoğun, çok boyutlu ve çok sesli. Neden böyle? 28 Ekim '22 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Yüzyılı adlı vizyon konuşmasını yapmıştı. Bu 2 belge kıyaslandığında CHP'nin belgesinin daha vizyoner olduğunu söyleyebilirim. Erdoğan'ın açıkladığı belgede de geleceğe ait bir çok yönlendirme var ancak o belgenin ucu açık bırakılmış; olgunlaşma süreci ileriye atılarak 1 yıl boyunca tartışılması ve geliştirilmesi istenmiş.

CHP'nin vizyon belgesi nasıl bir ortamda açıklandı, ona da bakmak lazım. TÜSİAD ve TÜRKONFED'in ortak toplantısında açıklanan  çalışmaya göre; 3 işverenden 2'si 2023 senesinde işçi çıkarmayı düşünüyor. Bu bize enflasyondaki başarısızlığın, istihdam alanına da yayılabileceğini gösteriyor. İşsizlik, halen %10-11 arasında dalgalanırken, öngörü gerçek olursa işsizliğin %13-14 civarlarına yükseleceğini söyleyebiliriz. Yani insanlar, yüksek enflasyon ortamında yoğun şekilde iş arar hale gelebilirler. TOBB'un 1,5 milyon üyesi var. Bunlardan 1 milyonu işçi çıkarmayı düşünüyorsa; 1 işçi çıkarılması 1 milyon, 2 işçi çıkarılması 2 milyon daha işsiz olacağı ve işsiz sayısının 4-5 milyona yükselebileceği anlamına gelir. 

CHP'nin vizyon belgesi kapsamında Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Jeremy Rifkin'in iklim bazlı ekonomik düşünceleri eleştirildi. Rifkin, Endüstri 4.0 denilen dönüşümde, iklim değişikliklerini dikkate alan ve önceliklendiren politikalar izlenmesi gerektiğini  yıllardır savunuyor. Bu düşünceleri kapsamında Almanya ve Çin'e danışmanlık yaptı. Dünya, Endüstri 4.0'a geçtiğinde bundan olumsuz etkilenecek bir ülkeyiz. Robotların yönettiği ve üretimi robotların gerçekleştirdiği Endüstri 4.0; maliyetleri hayli aşağı çekeceği için, bizim gibi emek-yoğun üretim yapısına sahip ülkeleri dış rekabette kötü yönde etkileyecek. Bu etkilenme, iklim bazlı olumsuz etkilerle iç içe yaşanacak.

İşte Rifkin'in bu değişim ve dönüşümün yanı sıra olumsuz etkilerle baş etme konusunda TR'ye danışmanlık yapması öngörülüyor. Vizyon belgesinde TR endüstrisinin, Endüstri 4.0 kapsamında iklim değişimine ayak uydurabilmesi için yeşil ekonomiye uygun üretim yapan bir yapıya dönüştürülmesi amaçlanıyor. Rifkin'in vizyon belgesi kapsamındaki rolünü, bunun nasıl olacağını, uygulamanın içinden gelen ve en iyi bilen isimlerden biri olması açısından değerlendirmek gerekiyor.

Kılıçdaroğlu konuşmasında "Mali Kural (MK) uygulamasını başlatacağız" dedi. MK, gelişmiş ve gelişmiş ülkelere sürekli yakınsayan bazı ülkelerin kullandıkları bir ekonomi politikası aracı. MK devlete; ekonomi daraldığında genişletici politikalar; sağlıksız bir şekilde genişlediğinde ise daraltıcı-sıkılaştırıcı politikalar izlemesi görevi veriyor; bunun hangi şartlarda olacağını kağıt üzerine yazarak formüle ediyor. 

TR, IMF ile anlaşmasını 2008'de bitirmiş ve yeni bir anlaşma için 2 yıl daha görüşmelerini sürdürmüştü. Görüşmeleri şimdi 6'lı Masanın da üyesi olan DEVA Lideri Babacan, o dönemde ekonomiden sorumlu bakan olarak bizzat yürütmüştü. Bu görüşmelerin en önemli boyutu, MK ile ilgili bir kanun çıkarılmasıydı. Kanun çıkarılsa ülke ekonomisi MK formülüne bakılarak yönetilecekti. Böylece siyasetçilerin kendi subjektif düşüncelerine göre değil, bilimsel tabanlı bir model kurulmuş olacaktı. 

"CHP'nin vizyon belgesinde neo-liberal politikalara devam sözü verilmiş" eleştirisini ise anlamlı bulmuyorum. En kötü politika, politikasızlıktan iyidir. Şu anda TR, politikasız bir ekonomi yönetimi sergiliyor. Hatalı kararlar yama yapılarak düzeltilmeye veya olumsuz etkileri giderilmeye çalışılıyor. Vizyon belgesinde yer alan politikaların çoğu, 2001 Ekonomik Krizinden sonra başarılı şekilde uygulanmıştı. Ancak Ak Parti bunların çoğunu yarıda bıraktı. Ak Parti, o modeli 2008'den bu yana sürekli aşındırdı ve değiştirdi; model çok gerilere gitti.

Bu anlamda vizyon belgesindeki vaatler, yarıda kalan politikaların yeniden uygulanacağı sözü verilmesinden başka bir şey değil. Söz gelimi; vizyon belgesinde (Ak Partinin yarıda bıraktığı ancak  kalınan yerden devam etmek anlamında) itibarlı bir TCMB başkanı atanacağı ve merkez bankası özerkliğine saygı duyulacağı ifade ediliyor. Ak Partinin 10 yıldır vazgeçtiği ekonomik planlamaya, Strateji ve Planlama Teşkilatı (SPT) kurularak yeniden dönülecek olması da başka benzer bir örnek.

Kılıçdaroğlu aday olur mu, aday olursa seçilir mi, şu anda belli değil. Ancak gelecek sene eğer Fitch'in öngördüğü gibi Erdoğan yeniden seçilir ancak Cumhur İttifakı TBMM çoğunluğunu kaybederse; Erdoğan'ın CHP'nin vizyon belgesini müzakere ederek, buradan bazı uygulamaları alması gerekecek gibi duruyor. CHP'nin vizyon belgesinin elle tutulur somut bazı vaatleri barındırdığını, önümüzdeki haftalarda yerli yerine oturacağını ve toplum tarafından geniş biçimde tartışılacağını düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder