23 Eylül 2022 Cuma

FAİZDE HEDEF YÜZDE 9. MB SANAYİ ÜRETİM AZALIŞINI BAHANE EDİP 'EKONOMİYE DESTEK İÇİN' FAİZİ YÜZDE 12'YE İNDİRDİ

Cahit UYANIK

TCMB beklendiği gibi (Ağustosta başlattığı faiz indirme davranışını sürdürerek) Eylül-2022'de 1 haftalık repo ihale faizini (politika faizi) 1 puan indirdi ve yüzde 12'ye getirdi. TCMB'nin yayınladığı karar metninde; jeopolitik risklerde artış, küresel enflasyon ve faizdeki yükseliş, dış pazarlardaki zayıflamanın sonucu olarak ekonominin öncü göstergelerinde gerileme görüldüğü belirtilerek, ekonomik büyümeyi desteklemek adına faiz indirimine gidildiği savunuldu.

TCMB'nin bahsettiği öncü gösterge, daha önce vurguladığımız gibi sanayi üretim endeksindeki (SÜE) Temmuz ayında yaşanan (Biraz da uzun Kurban Bayramı tatilinin etkisiyle) güçlü gerilemeydi. Aceleci TCMB, bu önemli göstergenin Ağustos ayında da bozulmaya devam edeceğini düşünüyor olmalı ki, faiz indirimini gerçekleştirdi.

TCMB'nin kararında yıl sonu enflasyon hedeflerine net bir atıfta bulunulmadı. Bu konuda belki, 5 iş günü sonra açıklanacak tutanak özetlerinde bir ayrıntı yakalanabilir. Ancak TCMB'nin son piyasa katılımcıları anketinde (PKA) yer alan yıl sonu enflasyonundaki 3 puanlık düşüşü de dikkate aldığını düşünüyorum. PKA'daki bu düşüş eğilimi ile ekonomideki yavaşlama emarelerinin önümüzdeki aylarda da sürebileceği varsayımıyla, TCMB'nin faiz indirimlerine devam ederek Aralık ayında yüksek tek hane yani yüzde 9 faize gelebileceğini tahmin ediyorum.

TCMB'nin bir sonraki faiz toplantısı 20 Ekim 2022, yıl sonu enflasyon tahminine de yer verilecek 4. Enflasyon Raporu açıklaması 27 Ekim 2022'de olacak. Bu iki tarihle birlikte TCMB'nin faiz indirim sürecinin sürüp sürmeyeceği iyice netleşecek.

TCMB'nin art arda aldığı bu iki faiz indirimi kararı Dolar/TL kurunun son 1 ayda 17,9'dan 18,4 TL'ye çıkmasına sebep oldu. Üstelik bu artış kur korumalı mevduatların 1,4 trilyon liraya ulaştığı bir dönemde gerçekleşti. Dolara halen süren yüksek talep; yaşadıkları yüzde 150'lik üretici enflasyonunu pazar kaybı endişesiyle fiyatlarına tam yansıtamayan işletmelerin, mali yapılarını güçlü tutmak için bilanço varlıklarını döviz cinsinden sürdürme eğiliminin işaretidir. TCMB'den 1 gün önce ise FED faizlerini 0,75 puan artırarak yüzde 3-3,25 aralığına getirdi. Karar toplantısının ardından konuşan FED Başkanı Powell günah çıkarttı. "Piyasalar düşer" endişesiyle aylardır ürkek açıklamalar ve davranışlar sergileyen piyasa kökenli Powell, son 20-25 gündeki şahinleşen tavrını halkın çıkarlarına bağlayarak savundu. Powell bir türlü kontrol altına alınamayan enflasyonu kastederek "Fiyat istikrarının halk için fayda sağlayan bir varlık olduğunu düşünüyorum" dedi. Nitekim FED faiz artışlarına yüzde 4,5'a kadar devam edeceğini (Önümüzdeki Kasım ve Aralık toplantılarında toplam 1,5 puanlık artış bekliyorum), üstelik 2023 yılında da bir faiz indirimi düşünmediğini açıkça ilan etti. Böylece Powell, piyasalara net ve dürüst bir yönlendirme yaparak olumlu puanını nihayet artırdı. Powell bile hidayete erip kamuoyu önünde günah çıkartırken Türkiye'de ise başta TCMB olmak üzere sorumluluk mevkisinde bulunan kimse, ekonomik istikrardan bahsetmiyor. Oysa ekonomik istikrarın iki önemli unsuru var: Düşük işsizlik ve düşük enflasyon oranı. Türkiye'de işsizlik; yüzde 5 olarak kabul edilen doğal işsizlik oranının 2,5 katı (yüzde 12,5) ve geniş anlamda işsizliğin (yüzde 22,5) 4-4,5 katı düzeyinde bulunuyor ki bu verilerde herhangi bir gerileme belirtisi yok. 2022-Eylül itibarıyla yüzde 80 düzeyindeki enflasyonla Türkiye,  ekonomik istikrar manzarasının diğer boyutunun da çok uzağında bulunuyor. Fiyat istikrarının esamesi bile okunmazken, geniş kitleler asansör modeli fiyat artışlarıyla oyalanmaya çalışılıyor.

Ben üretim ve hizmet sektörlerinin fiyat ayarlamalarını, istendiği zaman düğmesine basılıp hareket ettirilen bir asansöre benzetiyorum. Ücretliler ise bu asansörün hep iki kat aşağısındalar. Yılda iki defa yapılan zamlarla, yani merdivenden yürüyerek çıkarılıp iki kat yukarıdaki asansöre yetiştirilmeye çalışıyorlar. Ama ücretliler merdivenin daha birinci katındayken, asansör tekrar iki kat yukarı çıkıyor. Ücretlilerin asansöre yetişmesi mümkün değil. İşte bu sebeple bazı sorumluluk sahibi uzmanlar, asgari ücretin yılda 2 değil 4 kez ayarlanmasını istiyorlar.
Oysa geniş halk kitlelerinin yanı sıra üretim ve hizmet sektörlerini destekleyerek rahatlatıp kalıcı bir ekonomik refah duygusu yaratacak olan şey, düşük işsizlik ortamında düşük enflasyon ve fiyat istikrarıdır.
Bu konudaki 22 Eylül 2022 tarihli Youtube yayınımın linki:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder