
EFTA Anlaşması Ne Getirecek, Ne Götürecek?
UMUDA YOLCULUK
EFTA Anlaşması hem umut hem de endişe yarattı. Kimi sektörler uzun zamandır bekledikleri rüzgarın nihayet eseceğini, ihracatın yelkenlerinin şişeceğini düşünürken; kimileri de alabora olmaktan korkuyor.
Avusturya, İsviçre, Lihtenştayn, İsveç, Norveç, Finlandiya, İzlanda... Toplam nüfusları 32 milyon... Kısaca EFTA denilen, açılımı 'Avrupa Serbest Ticaret Birliği' ülkeleri bunlar... Ve kapıları artık Türkiye'ye açık. Peki Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller'in 10 Aralık 1991 tarihinde Brüksel'de imzaladığı anlaşmayı nasıl yorumlamalıyız? Öncelikle bu bir ihracat anlaşması... Bu anlaşma uyarınca gümrük tarife istatistik pozisyonu bulunan tüm sanayi ürünleri sıfır gümrük ile EFTA ülkelerine ihraç edilebilecek. Tekstil ve konfeksiyon ürünlerinde ise gümrük oranları aşamalı olarak indirilecek ve 1996'da da sıfırlanacak.
Dolayısıyla EFTA Anlaşması, 'yeniden dışa açılma'nın tartışıldığı günlerde Türkiye için hayli olumlu bir gelişme... Zira son 2 yıldır ihracatta yaşanan tıkanıklıktan muzdarip sektörlerin temsilcileri şu soruyu dillerinden düşürmüyordu: 'Küçücük Portekiz'in yalnızca İsviçre'ye yaptığı ihracat 200 milyon dolar. Bizim ise İsviçre dahil 7 EFTA ülkesine toplam ihracatımız 200 milyon dolar. Oysa EFTA ülkeleri zengin ve bizden alabilecekleri çok mal var. Biz de EFTA'ya neden daha fazla mal satmayalım?" İşte şimdi EFTA Anlaşması ile bu yakınmalar ortadan kalkacak. Çünkü ihracatçılar için yeni ve geniş bir pazar açılmış olacak.
Tekstilciler memnun
EFTA Anlaşmasının yürürlüğe gireceği tarih olan 1 Nisan 1992'yi ellerini oğuşturarak bekleyenlerin başında tekstil ve konfeksiyon sektörü geliyor.
Tansu Çiller ile birlikte Brüksel'e giden heyette yer alan ve gelişmeleri yerinde izleyen İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Mustafa Boyacıoğlu, EFTA Anlaşmasını "Türkiye'nin toplam ihracatında yüzde 33'ü bulan tekstil ve konfeksiyon sektörünün payı bu anlaşma sayesinde daha büyüyecek" şeklinde değerlendiriyor. Boyacıoğlu'nun iyimserliğine katılmamak mümkün değil. Çünkü 1 Nisan 1992'den itibaren Türkiye'den ithal edilecek tekstil ve konfeksiyon ürünlerine konulan gümrük vergisini İsviçre yüzde 60, Avusturya ise yüzde 45 oranında indirecek. Ve böylece bu ülkelere daha çok ihracat yapma imkanı doğacak. Dahası bu sektöre uygulanan gümrük vergisi 1996'da tamamen kalkacak.
Aynı şekilde elektronik eşya sanayicileri de EFTA ülkelerinin kendileri için iyi bir pazar olacağı kanısında... Elektronik Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİD) Başkanı Fikret Yücel, "Türkiye, tüketim elektroniği ürünlerinde EFTA ülkelerine Avrupa Topluluğu (AT) üyelerinden daha ucuz fiyatla mal satabilir" diyor. Yücel çarpıcı başka bir örnek de veriyor: "Kimi AT üyesi ülkeler bizim tüketim elektroniği ürünlerini alıp kendi malları imiş gibi Doğu Avrupa ülkelerine satıyordu. Şimdi EFTA Anlaşması ile bu pazarların birçoğuna Türk malları, EFTA ülkeleri kullanılarak girebilir."
Tarım ve demir-çelik sektörleri EFTA Anlaşmasından endişeli
Ancak bütün sektörler tekstilciler ve elektronik sanayicilerinin iyimserliğini paylaşmıyor. Çünkü madalyonun bir de öteki yüzü var: EFTA Anlaşmasının ithalat yönü... Türk mallarının gümrük duvarına takılmadan EFTA ülkelerine girdiği gibi, EFTA ülkelerinin malları da gümrüksüz olarak Türkiye pazarına girecek. Tarım ve demir-çelik sektörleri EFTA Anlaşmasından çok endişe duyanlardan... Bu endişenin nedeni anlaşmanın EFTA ülkelerinin tarım ile demir-çelik ürünlerinin Türkiye'ye sıfır gümrükle girmesine izin vermesi... Ve Türk tarım ve demir-çelik ürünlerinin, arkalarında devlet sübvansiyonu olan EFTA ürünleri ile rekabet edebilmesi biraz güç olacak gibi görünüyor.
Peki bu genel tabloya bakıp da EFTA Anlaşması için nasıl bir yargıya varılabilir? Türkiye bu anlaşmadan kar mı edecek zarar mı? Uzun vadede ne olur, kestirmek zor. Ancak hemen hemen tüm ekonomistlerin birleştiği nokta, EFTA Anlaşmasının kısa vadede Türkiye'nin yararına olduğu... Çünkü EFTA sayesinde ihracatta önemli bir mesafe katedilecek. EFTA Anlaşmasının hiç tartışma götürmeyen bir yararı ise AT'ye yaptığımız tam üyelik başvurusuna verilmeyen resmi cevabın, dolaylı biçimde alınmış olması... Türkiye, EFTA ülkeleri ile yaptığı anlaşmayla, AT ile EFTA arasında daha önce imzalanan ve 1993 yılında yürürlüğe konulacak olan 'Avrupa Ekonomik Alanı'na da girmiş bulunuyor. EFTA'nın bu boyutu Brüksel'de imzalanan anlaşmanın Türkiye için taşıdığı muhtemel sakıncaları telafi edebilecek nitelikte görünüyor.
(Bu haber haftalık Ekonomik Panorama dergisinin 05-12 Ocak 1992 tarihli, Yıl: 5, Sayı: 2'de imzasız olarak yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder