27 Nisan 2023 Perşembe

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / NE OLACAK BU DOLARIN HALİ?

Cahit UYANIK

Geçen yıl Ağustos ayını hatırlayın. Dolar 1 milyon 500 bin lira düzeyinde dolaşıp duruyordu. Çoğu kişi  'Ah şu dolar, 1 milyon 250 bine düşse tüm paramı dolara çeviririm' diyordu. Dolarizasyon alıp başını gitmişti. Döviz büfeleri asgari işlem limitini 100 dolara yükseltmişlerdi. Zavallı bendenizin 50 dolar alabilmek için büfe büfe dolaşma maceramı belki hatırlarsınız. Hal böyle iken kadim dostumuz dolara ne oldu? Aradaki enflasyon farkını da düşünürseniz dolar, geçen Ağustosa göre  1 milyon 250 bin liranın da altına düştü ama kimsenin dönüp yüzüne baktığı yok.

Uzun analizlere ve afilli finans ansiklopedisi parçalatan cümleler kurmaya lüzum yok. Görünen köy kılavuz istemez. Devletin yüzde 35 enflasyon hedefini tutturacağına inananların sayısı arttıkça, Hazine'nin yüzde 56'lık faizi kıymete bindi. Nereden bakarsanız bakın, bu kağıtların aylık getirisi yüzde 4'e ulaşıyor. Ama önümüzdeki aylarda doların yüzde 5 artacağına kimse ihtimal vermiyor. Daha 2 ay önce Hazine'nin faizi yüzde 69 düzeyinde idi. Yani devlet kağıtlarının aylık getirisi yüzde 5'i aşıyordu. Şimdi bütün rağbet bu yüzde 70 sınırında faizlendirilen kağıtların ikinci eline... Herkes elindeki doları satıp hazine kağıtlarına yükleniyor. Özellikle Haziran'da enflasyondan arındırılmış bilançoları açıklanacak tüm bankalar, yüksek reel getirili TL kağıtlarına yöneliyor. Amaç, ilk kez makyajsız bilançolar gün ışığına çıkacağı için herkesin gözüne şirin gözükmek...

Bütün bu tablodan çıkan sonuç şu: Dolar, nasıl ekonominin geleceğindeki olumsuz gelişmeleri en çok yansıtan bir araç niteliğindeyse, şimdi de tam tersi yaşanıyor. Dolar, ekonominin önümüzdeki dönemde toparlanıp büyümeye geçeceğinin aynası gibi. Şu anda ekonomide dolar-enflasyon uyumu sağlanmak üzere. Önce bu uyumun tam olarak sağlandığını görmemiz gerekiyor. Bunun ardından da dolar-enflasyon-faiz üçlüsü arasındaki uyumu görebiliriz. Yani devlet kağıdı faizlerinin herkesin kabul edebileceği yüzde 6-7'lik reel faiz sağlar duruma gelmesi gerekiyor.

Ekonomideki finans-reel sektör uyumunu sağlayacak bu faiz düşüşü için birkaç ay daha dişimizi sıkmamız zorunlu. Eğer faizler yüzde 40-45 bandına oturursa hesaplar yeniden yapılacak, pozisyonlar gözden geçirilecek. İşte o zaman açık pozisyon yaratmanın bir cazibesi kalmayacak. Dolar, gerçek talebiyle karşı karşıya kalacak. Yani ithalat ve turizm amaçlı döviz talebi, doları gerçek ekonomik parametrelerle uyumlu davranmaya itecek. Bunun için Mart ve Haziran ayındaki enflasyon, iç ve dış borçlanma politikaları ile ekonomik programın uygulanmasındaki kararlılık ortamı kritik önem taşıyor. Doların yakın gelecekteki hali böyle...

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 22 Nisan 2022 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder