19 Nisan 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / POLİTİK BİR PORTRE

Cahit UYANIK 

Bugün size bürokratlıktan devşirme politik bir portre sunacağım. Bu yazı elbette, son görevi politikacılık olan bir isimden yola çıkılarak kaleme alındı. Ama siz kendi kafanızdaki herhangi bir isme de bu yazıyı uyarlayabilirsiniz. 

Efendim bizim rüzgar gülü, bürokratlıktan politikacılığa geçiş yapan isimlerin çoğu gibi tipik bir 'yes-man'dir. 'Yes' diyecek isimler değişir, o değişmez. Bu bürokrat tipi bize, serbest piyasa ekonomisinin hediyesidir. 'Yes' demek hep onun kazanç hanesine yazar.

Köşe dönen iş adamları gibi köşe dönen bürokratlar da Türkiye'nin bir gerçeğidir. İyi veya kötü, değişim başlayınca önüne herkesi katıp sürükleyebilir. Bu isimler rüzgarların sert esmeye başladığı, insanı hercümerç ile ikbal arasında nereye atacağının belli olmadığı zamanlarda, parmağını ıslatarak rüzgarın yönünü çok iyi belirlemeyi başarır. 

Aslına bakarsanız bürokratlık yaşamının başladığı anlı-şanlı devlet kurumunda sadece 'orta düzeyde başarılı' şeklinde tanımlanıp, özgeçmişine dayanarak yükselmesinin önü açılmıştır. Çünkü küçük bir memur ailesinin çocuğudur. Sokağa atılırsa kurda kuşa yem olabilir. 

Aslında üstadları tarafından ona bürokratlığın şeref, dürüstlük, namus ve tüyü bitmemiş yetim hakkı korumak olduğu  öğretilmiştir. Ama bu 'modası geçmiş' deyimler, sevgili rüzgar gülümüze hiç uygun değildir. O, kendi ufkunu kendi keşfetmek istemektedir. Gösterilen ufukları kabullenir gibi görünmek, sadece ve sadece 'yes-man'liğe ilk adım atışı olarak anlam taşır. Ama o kimseye 'yes-man'liğinin buradan başladığını söylemez.

İnsan bir kere böyle yaşamayı kabullenmeye görsün, yükseldikçe yükselir. Omuzlara basa basa, ağız-burun kıra kıra, haram-helal para kazana kazana, insanları alıp sata sata, devletin parası ve mallarını kendisinmiş gibi harman savura savura başının arşa değeceğini sanır. Milletvekili hatta bakan bile olabilir. 

Bu noktada ayrıntılar ve isimlerin önemi yok. Çoğu ayrıntı gazete koleksiyonlarında, müfettiş ve tarih araştırmacılarının kendisini bulmasını bekliyor. Ankara'da bugünlerde az önce anlattığım tipler o kadar çoğaldı ki; tek tek isim saysam tüm sayfayı doldurmam gerekir. Bu tiplerin parti ayrımı yapmadığını, her siyasi mahfilde bunlardan bol miktarda bulunduğunu söylememe sanırım gerek yok. Kimisi genel müdür oldu, kimisi milletvekili... Daha neler olacak bakalım; bekleyip göreceğiz.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 21 Temmuz 1997 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder