2 Nisan 2024 Salı

BAŞKENTTEN YANSIMALAR/ BUZDOLABI SATICISI VE TÜRKİYE

Cahit UYANIK 

IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'in Türkiye ziyareti bitti. Ama Fischer sarf ettiği iddialı sözler nedeniyle, önümüzdeki 2-3 ay daha tartışma gündemini belirleyecek. Başarısızlık durumunda Fischer'in söyledikleri arşivlerden çıkarılıp Derviş ve hükümetin yüzüne vurulacak; başarı durumunda ise Fischer Cottarelli'den daha popüler olacak.

Fischer'in Türkiye ziyaretinin kur rejimine odaklandığı,  Ankara'da ekonomi yönetimi adına ziyaret ettiği tek yerin Merkez Bankası olmasından belliydi. Fischer bir anlamda Kasım ve Şubat ayı içindeki krizler sonrasında Türkiye'ye çare olarak sunduğu dalgalı kur rejimini yerinde savundu.

Fischer tıpkı bir pazarlamacı gibiydi. Şubat ayında sattığı buzdolabı yeterince soğutmayınca Temmuzda eve yeniden çağrıldı ve bir kullanım hatası olup olmadığı danışıldı. Fischer de fikirlerini söyledi ve gitti. Belki unuttuğumuz, belki de Doğulu utangaçlık ile dile getiremediğimiz şey ise şuydu: Fischer birkaç hafta içinde pazarlama şirketinden yani IMF'den emekli olacaktı.

İMF'nin ve Stanley'nin dalgalı kur rejimi ne kadar garantili? Acaba Fischer'in yerine atanacak olan Bayan Krueger Türkiye gibi 'döviz özürlü' bir ülkede dalgalı kurun uygulanması hakkında neler düşünüyor? Bunları büyük ihtimalle IMF'nin Eylül ayı içindeki 10'uncu Gözden Geçirmesi sırasında öğrenebileceğiz.  Eylüle kadar, hep külfetini çektiğimiz dalgalı kurun nimetlerini de görmüş olur muyuz? Bunu kimse bilmiyor. Ne ekonomi yönetimi ne TÜSİAD ne TOBB ne de bankacılar bir türlü içlerine sinmeyen bu rejimi budamanın yollarını arıyor.

Şu ana kadar dalgalı kurun yılmaz savunucusu olan Merkez Bankası bile forward piyasasını açtı, üstelik döviz interbankında da çok aktif bir oyuncu haline dönüştü. Oysa bütün bunların hepsi ünlü 8'inci Gözden Geçirme sonrasında verdiğimiz ek niyet mektubuna göre yasaktı. Demek ki dalgalı kur rejimini budama eğilimi ilk kez Merkez Bankası'nda baş gösterdi. 

Baksanıza Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş bile dalgalı kur rejiminden pek memnun değil. Fischer'le ortak basın toplantısında Stan'in gözlerinin içine baka baka serbest kur rejimine dönüş yapıverdi. Söylemlerinde 'dalgalı kur' yerine 'serbest kur'u tercih etti. Türkiye için gerçekten önümüzdeki 6 hafta kritik. Dalgalı kur tuttu tuttu; yoksa Eylülde bir değişiklik kader gibi kaçınılmazdır. Dalgalı kur; tıpkı kur çapası gibi bir çok insanın özel ve siyasi yaşamını yakından belirleyecek gibi görünüyor.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 30 Temmuz 2001 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder