27 Nisan 2024 Cumartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / YENİ YILDA YENİ YAKLAŞIMLAR

Cahit UYANIK 

Türkiye, 2001 yılına bugün giriyor. 10 günlük bayram ve yılbaşı tatilinin mahmurluğu ülkenin üstünden kaç günde kalkar bilinmez. Ama 2001 yılının 2000'den daha zorlu geçeceği kesin. Bu nedenle 10 günlük tatil mahmurluğunu önümüzdeki günlerde arayacağız. Ama tatil konusunda fazla kendinizi sıkmanıza gerek yok. Çünkü 5 Mart'ta başlayacak Kurban Bayramında 9 günlük bir tatilin yeri şimdiden yapılmaya başlandı. 

Türkiye çalışmaya ve üretmeye muhtaç bir toplum. Yeterince üretemeyen bir ülke olduğumuz kişi başına 2 bin 900 dolara inen milli gelirimizden belli. Bu yersiz ve uzun tatiller ülkenin üretim gücünü daha da azaltıyor. Belki de Türkiye'nin önümüzdeki yıl kendisini bir tatil reformundan da geçirmesi gerekiyor. Yazımızın başlığına uygun olarak yeni yılda yeni yaklaşımların hakim olabilmesi için, belki de tatil birleştirmelerinin yasaklanması gerekiyor. 

Geçen haftaki yazımızda IMF'ye verilen Üçüncü Ek Niyet Mektubuna değindikten sonra hükümetin iyice artan sosyal çatışmaları yatıştırmak için bir sosyal paket açması gerektiğinden bahsetmiştik. Yazımıza Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün'den olumlu tepki geldi. Aygün bize gönderdiği yazıda şöyle diyordu:

"Yazınızda belirttiğiniz gibi 3'üncü Ek Niyet Mektubu ile beraber ekonomimizin tamamen IMF kontrolü altına girmesi ülkemiz için gerçekten içler acısı bir durum. Bundan da kötüsü IMF ile beraber hareket eden ekonomi yönetimimiz, ekonomik sorunlarla mücadele ederken, ekonominin sosyal boyut ve günümüz şartlarından bihaber gibi davranmalarıdır. Bunun sonucunda öngördüğünüz sosyal patlamalarla karşı karşıya kalmayacağımızı umut etmekten başka yapacak bir şeyimiz maalesef kalmadı. 

Türkiye, muhtaç durumdaki vatandaşları için hangi şartlarda olursa olsun fedakarlık yapmak zorundadır. Bu insanlarımıza ekonomiyi düzelteceğiz diye 102 milyon liralık asgari ücret vermenin ve onları çaresizlikle başbaşa bırakmanın hiç bir şeye çözüm olamayacağını yaşayarak görmemiz gerekmiyor. Umudum ülkemizin daha fazla kaldıramayacağı acı tecrübeleri yaşamadan sorunlara bir an önce akılcı çözümler uygulayabilmesidir."

Türkiye son zamanlarda, geride kalan 20 yılda yapması gereken reformlara el attı. Bu reformların çoğu, özünde sosyal boyutu barındıran reformlardır. Reform, belki de üzerinden belli bir süre geçtiğinde toplumsal bir yarar sağlayacaktır. Ancak reform sürecindeki toplumsal acıların ve dramların azaltılması da gereklidir. Sosyal bir paket açılması gerekliliği günden güne kendini daha fazla hissettirmektedir.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 01 Ocak 2001 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder