1 Nisan 2024 Pazartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR/ SAMİMİ BÜTÇEYE ELVEDA

Cahit UYANIK 

Tüm kamu maliyesi veya bütçe ders kitaplarında yazılı: Bütçe, samimi olmalıdır. Buna 'Bütçede samimiyet ilkesi' denilir. Türkiye'nin çok uzun yıllardır bütçeyle ilişkisi gayri samimi. Bunun en son örneğini 1997 yılı bütçesini 'sıfır açık' ile Meclis'ten geçiren Refahyol Hükümeti vermişti. 

Ancak bu garabet bütçenin uygulama sonuçlarını gizlemek için, dönemin Maliye Bakanı Abdüllatif Şener elinden gelen herşeyi yapmıştı. İş o kadar büyük komediye dönüşmüştü ki, biz gazeteciler yılın ilk 4 ayına ilişkin bütçe açığını Ankara'da incelemelerde bulunan IMF Masası Şefi Martin Hardy'den rica ederek öğrenmiştik. Siz varın bu bütçenin samimiyetini kendiniz değerlendirin.

Türkiye yine büyük krizler geçirerek bir bütçe hazırlıyor. Başlangıçta öngörülen 19 katrilyonluk açıkla, enflasyonu yüzde 25'e düşürme konusunda kimse ikna edilemediği için ortaya yeni rakamlar atıldı. Bütçe açığındaki artış, yüzde 42'lik ortalama enflasyon (deflatör) düzeyine indirildi. Ancak bu indirim yapılırken bütçenin samimiyet ilkesi yine unutuldu.

Çünkü 23 katrilyon liradan 21,1 katrilyona indirilen faiz ödemeleri, oluk oluk dış kaynak akacağı varsayımına dayalı. Merkez Bankası Başkanı, bu rakamı 11 milyar dolar olarak açıklıyor. Söz gelimi 11 değil de 7 milyar dolar giriş sağlanacak olursa, ortadaki 4 milyar dolarlık açık yine iç borçlanma ile kapatılacak. Bu, nereden baksanız 3-4 tane ekstradan ihale düzenleme anlamına geliyor. Ek ihalelerin bütçeye faiz yükü ise en az 2 katrilyona yakın.

Başlangıçta 10 katrilyon olarak öngörülen transfer ödemeleri 9,1'e indirilmiş. Sokaklara dökülen yüzbinlerce emekli ve çiftçi, transfer rakamlarını yeniden 10 katrilyon liraya yükselttirebilir. Yatırımlar ise bir başka eleştiri konusu. Yatırım ödeneklerinin genel bütçeye oranı uzun yıllardan bu yana ilk kez yüzde 5'in altına inecek. Bu rakamın neredeyse hepsinin deprem bölgesine yönlendirileceği düşünülürse, ülkenin geri kalan kısımlarındaki kamu yatırımı bekleyen vatandaşların huzursuzluğu rakamlarla ölçülemez. Örnekler daha çoğaltılabilir.

Bütçedeki samimiyetsizlik gelir kanadına da yansımış. Yapılıp yapılmayacağı, yapılırsa başarılı olup olmayacağı belirsiz Telekom özelleştirmeleri bütçeye irat kaydedilmiş. Türkiye 1997'deki acı deneyimlerinden ders alarak, son 2 yıldır özelleştirme gelirlerini bütçeye dahil etmiyordu. 2000 yılı bütçesinde, yaşayarak öğrenilen bu güzel ilke de unutuldu.

2000 Bütçesi samimi değil. Ama hükümet bu bütçeyi uygulama konusunda ne kadar samimi? Bekleyip göreceğiz. 

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 18 Ekim 1999 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder