29 Nisan 2024 Pazartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / MUHTIRA DEĞİL AMA...

Cahit UYANIK 

Aslında Ankara 20 gündür darbe yiyor, darbe içiyor, darbe uyuyordu. Şubat ayı sonundan beri askerlerin hükümetin irtica ile mücadelesinden memnun olmadığı yönünde kulislerde yapılan değerlendirmeler; Mart ayı ortasındaki karşılıklı restleşmeye kadar gitti. Askerin geçen Cuma akşamı yaptığı açıklamanın tarz itibarıyla 'muhtıra' olup olmadığı ve ortamın yumuşayıp  yumuşamadığı yazımızın esas konusu olacak.

Önce 20 Mart Bildirisinin gelişimini ele almakta fayda var. Şu anda kuvvet komutanlarının hepsi, bu görevlerindeki yedinci aylarını doldurmuş durumdalar. Genelkurmay Başkanı ise görevdeki dördüncü yılını sürüyor. Karadayı'nın geçen hafta ortasında yaptığı komuta kademesinin arasına nifak sokulmaya çalışıldığı yönündeki açıklaması da bu çerçevede değerlendirilmeli. 

20 Mart'ta yayınlanan ve 4 kuvvet komutanının da altında imzasının bulunduğu bildiri, askerin emir-komuta zinciri içinde görevini sürdürdüğü ve aralarında  bir saflaşma olmadığını kanıtlamak açısından kritik önemdedir. Bu toplantı, MGK'nın asker kanadının bir araya gelerek ve kamuoyuna ortak bir bildiri yayınlayarak yaptığı bir toplantı olması açısından da dikkatle not edilmelidir. 

Elbette Genelkurmay Başkanının kuvvet komutanlarıyla toplanması olağan zamanlarda normal bir şeydir. Ancak asker-sivil anlaşmazlığının doruğa ulaştığı ortamda bu toplantının yapılması ve ortak imzalı bir bildiri yayınlanması manidardır. Bu bildiri tam anlamıyla bir muhtıra olmasa da muhtıranın zeminini hazırlayan bir geçiş sürecidir. Nasıl ki Karadayı'nın hafta ortasındaki açıklaması, bu 5 imzalı bildiriye bir geçiş zemini hazırladığı gibi...

Peki bu bildiri sonrasında Başbakan Yılmaz'ın yaptığı açıklamalarla ortam yumuşadı mı? Bu soruya 'evet' demek oldukça zor. Yılmaz'ın bildiriyi 'demokratik bir tavır' olarak değerlendirdikten sonra neden irtica ile mücadele edemediğini anlatması tam bir yumuşama sayılmaz. Bu açıklama daha çok 'Senin duyarlılığına katılıyorum ama benim elimden gelen bu kadardır' şeklinde yorumlanabilir. Üstelik Yılmaz bildirinin katıldığı ve katılmadığı yerleri bulunduğunu söyledikten sonra, bildiri özelinde konuşmayacağını belirtmiştir. Sırf bu bile Yılmaz'ın tam bir yumuşama göstermediğinin delilidir. Bildirinin özeline ilişkin yoruma büyük ihtimalle Yılmaz ile Karadayı arasındaki başbaşa bir görüşmede girilmesi beklenmelidir.

Yılmaz hükümetin devam ettiğini ve istifa etmeyeceğini de açıklamıştır. Hükümetin geleceği büyük ihtimalle 27 Mart'taki MGK sonrasında belli olacaktır. Eğer MGK'da yumuşama ortamı netleşmezse ve aksine yeni sertleşmeler yaşanırsa ülkenin seçime gitme olasılığı neredeyse yüzde 100'e yükselecektir. Yumuşama ise irtica ile mücadelede sivillerin ciddi inisiyatifleri ortaya koymasıyla yaşanabilir. 

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 23 Mart 1998 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder