25 Nisan 2024 Perşembe

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / '7 TOPLUMSAL GÜNAH'IN ANALİZİ

Cahit UYANIK 

Geçen Cumartesi günü gazetelerini açanlar Türkiye ekonomisinin 1999 yılında, istatistik bilimi ile tanıştığımızdan bu yana hesaplanabilen en yüksek küçülme oranını yaşadığını öğrendiler. Her zamanki tavrımızla hemen suçlu aramaya başladık. Marmara ve Düzce depremleri, Rusya Krizi, ekonomi yönetimindeki beceriksizlikler, siyasi istikrarsızlık, erken genel seçimler akla ilk gelen günah keçileriydi. 

Oysa aynı gün bazı gazetelerde Başbakan Bülent Ecevit'in Hindistan gezisinde kendisine hediye edilen bir afişle objektiflere verdiği poz gözlerden kaçmadı. Afişte Hindistan'ın kurucusu Mahatma Gandi'nin dile getirdiği '7 Toplumsal Günah' yer alıyordu. Türkiye'nin yıllardır yaşadığı sorunları bir çırpıda özetleyen bu özlü sözler dizisi, neden yüzde 6,4 oranında küçülüp fakirleştiğimizin de evrensel bir dille ifade edilmeseydi. Gandi'nin dikkat çektiği '7 Toplumsal Günah' şunlardı:

İlkesiz siyaset,

Emeksiz zenginlik,

Vicdansız haz,

Niteliksiz bilgi, 

Ahlaksız ticaret,

İnsaniyetsiz bilim,

Özverisiz ibadet.

İlk günahı yani 'İlkesiz siyaset'i tartışmaya bile gerek yok. Türkiye'de siyasetin bir menfaat ve rant dağıtım mekanizmasına dönüştüğünü herkes kabul ediyor. 

'Emeksiz zenginlik' de tam bize göre bir günah. Son 15 yıldır debelenip durduğumuz faiz batağı ve topluma empoze edilen köşe dönme zihniyeti bunun en güzel göstergesi.

'Vicdansız haz' son deprem felaketinde açığa çıkan bir başka toplumsal günahımız. Bataklık üzerine inşa edilen toplu konutlardan kazanılan paralarla dalınan zevk-ü sefa alemleri, çürük zeminleri imara açan rüşvetçi belediyelerdeki insan manzaralarının hayattan aldıkları haz, 20 bini aşkın insanın canıyla bile hüzüne dönüşemedi. 

'Niteliksiz bilgi' eğitim sistemimize tekabül ediyor. Lise düzeyinde eğitim veren üniversiteler, tezek yakılan köy ilkokulları, eşek sırtında taşımalı eğitim, boş geçen dersler, 25 yıllık öğretmenin aldığı 250 milyon lira maaş... Bunlar hep niteliksiz bilgi denilen toplumsal günahımızın beslendiği birkaç kaynak. 

'Ahlaksız ticaret'i ise anlatmaya hiç gerek yok. Enflasyon bahanesiyle yüklenilen fiyatlar, ürettiği veya sattığı mala sahip çıkmayan iş adamı, tüketicinin gözünü boyayan reklam kampanyaları toplumumuzu yavaş yavaş cehennemin derinliklerine doğru sürüklüyor. 

'İnsaniyetsiz bilim' ise ar-ge fakirliğimize karşılık geliyor. Bilime ve teknolojiye önem vermeyen ve dolayısıyla para yatırmayan bir ülke olarak insanlık alemine katkımız yok denecek kadar az. Bu konuda öncülük yapan ülkeleri takip bile edemiyoruz. 

"Özverisiz ibadet" ise toplumdaki din bezirganlarını anlatıyor. Dini, siyaset malzemesi yapan ve türbanının altında ideoloji gizleyenlerin de cehennemlik olduğunu kolayca söyleyebiliriz.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 03 Nisan 2000 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder