23 Aralık 2014 Salı

MANDA YUVA YAPMIŞ VATANDAŞIN CEBİNE.50 DOLAR SATIN ALAMAMA MACERAM...


Cahit UYANIK


Geçenlerde küçük bir ödeme için yolum Ankara'daki döviz büfelerine düştü. Zavallı bendeniz 50 Amerikan Doları satın alabilmek için büfe büfe dolaştım ama başarılı olamadım. Sebebi şuymuş: Memurların hepsi maaşlarını alır almaz dolara çeviriyorlarmış. 30, 50, 100, 500 fark etmez, ne bulurlarsa silip süpürüyorlarmış. Büfecinin biri "Elimde hiç bozuk döviz kalmadı. Ayın 20'sinden sonra memurlar yavaş yavaş sattıkça istersen sana 10 dolar vereyim" dedi.


Aynı günlerde en ilginç tartışmalardan birisi, 'manda' idi. Acaba Türkiye yavaş yavaş Amerikan mandası altına mı giriyordu? Siyasi Sorumsuz Sorumlu Devlet Ekonomi ve Hazine Bakanı Kemal Derviş, bu neo-mandacılığın sağlam adamı mıydı? Batı basınında IMF ve Dünya Bankası'nın Türkiye'ye verdiği son kredinin ekonomik gereklerden çok siyasi mülahazalardan kaynaklandığı yönündeki haberler de çıkınca, manda damarımız iyice kabardı. Bu konudaki duyarlılığın zirve noktası, Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin sözlerinde saklıydı: "Liderler Zirvesindeyiz. Sayın Derviş'in cep telefonu çalıyor. Dakikalarca İngilizce konuşuyor. Sonra bize bir şey söylemiyor". Döviz büfelerinde başımdan geçen  küçük olayla bu tartışmayı birleştirdiğimizde birşey iyice açığa çıktı: Amerikan mandası kafalardan çıkıp, söğüt dalına değil ama vatandaşın cebine yuvalanmış.

Geçen haftalarda bir sürü koşuşturmaca içinde önemli bir gelişme gözlerden kaçtı. Başbakan Ecevit, Haziran ayı başında yapılması planlanan 4. İzmir İktisat Kongresi'ni erteledi. Komplo teorilerini pek sevmem ama Türkiye'nin sömürgecilikten aparma globalleşme denizinde zavallı bir liman işçiliğine soyunduğu günümüzde aklıma bin bir türlü şüphe üşüştü. Acaba bu kongre harcanacak üç-beş kuruş için  mi, yoksa IMF ve Dünya Bankasının rejisörlüğünde sahneye konulan filmin sert şekilde eleştirilmesi korkusuyla mı ertelenmişti. Artık  belli ki, Türkiye'ye verilecek 5-10 milyar dolarlık dış yardım, serbest düşüncenin  ve bilimin önüne de engel çekecek. Bu konuda aklı evvellik edip ileri geri konuşacak olan varsa, Atatürk'ün yaptığı 1. İzmir İktisat Kongresi'nin hangi koşullarda toplandığını araştırsın. Hazinenin kasasındaki son paraların neden şaşaalı törenlere değil, fikrin ve vicdanın hür şekilde dolaşacağı bir kongreye yatırıldığını anlasın.

Türkiye, gerçekten çok zorlu günlerden geçiyor. Milli gelir hesaplarına yansıyan bir ekonomik daralmanın yanı sıra, düşünsel gerilemenin de içindeyiz. Günübirlik kararlar ve tepkisel davranışlar, geleceğimizden birçok şeyi çalıyor. Bu ortamda Amerikan mandasını tartışmak bile abes. Çünkü manda cebimize girmiş. Bir millet aklını, sezgisini, düşünü ABD'nin iki kentinde dolar basıp duran iki banknot matbaasına teslim etmiş. Bundan iyi mandacılık olur mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder