23 Aralık 2014 Salı

İNGİLİZ VE TÜRK GAZETECİLERİ

Cahit UYANIK


Dünyada bağımsız yayıncılığın en önemli kalelerinden birisi olarak gösterilen İngiliz Yayın Kuruluşu BBC geçen hafta ilginç olaylar yaşadı. İstifa üzerine istifa geldi. Hatırlayanlar çıkacaktır BBC, Muhafazakar Parti dönemindeki Falkland Savaşında da "İngiliz Ordusu, Arjantin'le savaşa girdi" diye haber yapınca, ortalık fena karışmıştı. BBC kendi ülkesinin ordusunu neden "Ordumuz" diye yazmadığı sorulduğunda bunu haberci tarafsızlığı ile açıklamıştı.


BBC haber bağımsızlığı için geçmişte Muhafazakarlarla kapışmıştı, şimdi de İşçi Partililer ile benzeri bir ortam yaşıyor. İşin ilginç yanı BBC, Irak Savaşının en önemli gerekçelerinden birisi olan kitle imha silahlarına ilişkin rapora itiraz eden ve daha sonra intihar ettiği açıklanan uzmanın soruşturma sonuçlarıyla sarsılırken, ABD Başkanı George W. Bush, şöyle bir demeç veriyordu: "Kitle imha silahları konusundaki gerçeği bilmek istiyorum". Yani Bush yıl sonundaki seçimleri kaybetme korkusuyla, yanıltıldığını veya kitle imha silahı olmadığını bile bile savaşa girdiğini kabullenmenin arefesinde duruyordu.

Bütün bunlar geçmişten beri yaşanan basının kendini, haber kaynaklarını, muhabirlerini koruma ve kollama kavgasının en yeni uzantıları. Bu kavga değişik ülkelerde ve değişik şekillerde sürüp gidecek. Siyasal iktidarlar basını kullanıp etkisi altına almaya çalışacak; bazı kişiler bu etkiye boyun eğse de muhabirler bundan hiçbir şekilde taviz vermeyecek. Peki böylesi olaylar neden İngiltere'de yaşanıyor da Türkiye'de olmuyor? Cevap için size yardımcı olayım: Elimde Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin yayın organı Çağdaş'ın son sayısında yayınlanmış bir araştırma var. Doğu Akdeniz Üniversitesinden Doç. Dr. Süleyman İrvan'ın 'Gazetecilerin Rolü' başlıklı yazısındaki bilgilere göre muhabirler mesleklerini yaparken kendilerine 9 ortak rol biçiyorlar.

(TIKLAYIN) EKONOMİ DERGİCİLİĞİ "FIRSAT KAPAKLARI" KISIR DÖNGÜSÜNDE...

Değişik ülkelerde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre İngiliz gazeteciler, bir muhabirin en gerçek rolüne yakın düşünce ve davranış yapısına sahipler. Örneğin: İngiliz muhabirlerin yüzde 51'i kendilerini 'muhalif' olarak görüyor. Bu oran ABD'da yüzde 21, Fransa'da yüzde 17, Türkiye'de yüzde 19. Yine siyasi iktidarların en fazla manipülasyona başvurdukları 'ulusal politikaları tartışmak' söylemine yaklaşımda da İngilizler yüzde 64'le başı çekiyor. ABD'de bu rakam yüzde 39'a, Fransa'da yüzde 30'a iniyor. İngiliz gazetecilerle Türk gazeteciler arasındaki uçurumun en fazla açıldığı rol ise 'Karmaşık sorunları analiz etmek ve yorumlamak'ta yaşanıyor. İngilizlerde bu oran yüzde 83 iken bizde yüzde 23'e düşüyor ki, araştırmanın kapsamındaki en kötü oran Türk gazetecilere ait...

Bir bayram sabahı canınızı mesleki meselelerle sıkmış olabilirim ama bayram iyimserliği ile "Çözülür, çözülür merak etmeyin siz" dediğinizi duyarmış gibi oluyorum.
(Bu yazı, 02.02.2004 tarihli Finansal Forum Gazetesinde Başkentten Yansımalar köşesinde yayınlanmıştır.)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder