Deprem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Deprem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Nisan 2025 Cuma

"İSTANBUL'DA 7'NİN ÜZERİ BÜYÜK BİR DEPREM OLMAZ" DİYEN PROF. DR. ŞENER ÜŞÜMEZSOY KİMDİR?

1950 yılında İstanbul Üsküdar’da doğmuştur. Kırım’dan gelen Tatar bir ailenin çocuğudur. 1964-1969 yıllarında Pertevniyal Lisesi’nde okudu.

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünü bitirdi. Aynı üniversitede yüksek lisans ve doktorasını bitirdi. 1991 yılında profesör oldu. Almanya’da bir üniversitede de öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Bir dönem MTA’da çalıştı. İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği bölümünde öğretim üyeliği yaptı.
Şener Üşümezsoy, deprem konusundaki çalışmalarıyla tanındı. Özellikle 17 Ağustos 1999 İstanbul depreminin ardından deprem konusunda halkı doğru bilgilendirmek için mücadele verdi. Öngörülerinin tümü doğru çıktı.

6 Aralık 2024 Cuma

DASK PRİMLERİ HER AY ÜFE KADAR ARTIYORMUŞ; VALLAHİ YENİ ÖĞRENDİM

ÜFE OCAK-2025'TE PATLAYACAĞI İÇİN, MART-2025'TE DASK PRİMLERİNDE CİDDİ ARTIŞLAR OLABİLİR

Cahit UYANIK 

Bir süre önceki paylaşımımda deprem sigortası primimdeki astronomik artıştan bahsetmiştim. DASK'ı da izlemeye almıştım. 

Meğer DASK primleri her ay değişiyormuş ve ÜFE yani TÜİK'in üretici fiyat endeksi artış oranı kadar otomatik    zamlanıyormuş. Paylaştıgım tabloda da bu artıslar sıralanıyor. 

Artış, 1,0066 olacak mesela Ocak'ın başında... Tabloda 1'in yanındaki virgülden sonraki rakam 0066, TÜİK'in ÜFE'si... Anlayacağınız Kasımda ÜFE yüzde 0,66 oranında artmıştı. Kasımdaki bu artış, Ocak 2025'te DASK primlerine binde 66 zam olarak yansıyacak... 1.000 liralık bir poliçe, 1.006,6 TL olacak...

28 Kasım 2024 Perşembe

316 TL'DEN 1.250 TL'YE ARTIRILAN DEPREM SİGORTASI PRİMİ İLE ENFLASYON DÜŞER Mİ?

Cahit UYANIK

Evimin deprem sigortası-dask yenilemesi gelmişti. 

Gecen yıl 316 tl olan poliçe 1.250 tl olmuş. Artış 4 kata yakın yuzde 395...

Dask'ların şöyle bir sorunu vardı: Prim az ödenince, bir hasar durumunda alınacak tazminat da az oluyordu. 2023 Subat ayından sonraki depremde sigorta şirketleri oldukça az tazminatlar ödediler, insanlar mağdur oldu. Hem enflasyonun etkisini yansıtmak hem de tazminatları evlerin gercek degerine yakın ödemek için böyle bir aşırı artış yoluna gitmişler sanırım...

Bütün bunlar iyi de... Yüzde 17,5 olarak ilan edilen 2025 enflasyon hedefi varken dask primini yüzde 395 artırmak doğru değil. 

Enflasyonla mücadelede uyguladıgımız 'Enflasyon Hedeflemesi Modeli'nde herkesten önce devletin bu tip zamlarda kendi ilan ettiği hedefe uyması gerekir ki diğer ekonomik aktörler de devlete bakıp bu ilan edilen hedefe uysun. TÜİK ve TCMB hep hizmet enflasyonundaki katılığın genel enflasyonu yukarıda tuttugunu söylüyorlar. E siz sigorta primini yüzde 395 artırırsanız bu hizmet enflasyonu 'ılımlı artış'a döner mi? Hem yap et tut, hem kusuru üstünden at... Oh ne ala, mualla... Pardon ya; Oh ne ala, Mehmet Şimşek😀

Bu anlayış devam ederse; 2025-Kasım ayındaki yenilememde DASK poliçemin 4-5 bin tl olacağını öngörüyorum... 

🤪

(Bu yazı 28 Kasım 2024 tarihinde WhatApp kanalımda paylaşılmıştır.)



22 Ekim 2024 Salı

İHALE YASASI DEĞİŞSİN Mİ?

Cahit UYANIK 

Bu yazıyı kaleme almazdan bir gün önce Japonya'da 7 şiddetinde deprem meydana geldi. Toplam 2 dakika (yanlış okumadınız tam 120 saniye) süren depremde insanların burnu bile kanamadı. Birçok binadaki güvenlik kameraları yardımıyla kayıt altına alınan bu depremde dolaplar bile dimdikti. Çünkü binalar çok sağlam yapıldığı gibi, devrilebilecek tüm eşyalar da bir yerlere sabitlenmişti. 

Allah beterinden saklasın ama büyüklük ve süre itibarıyla böyle bir deprem Türkiye'de, yerini şaşırıp İstanbul'da olsaydı acaba kaç kişi tatlı canından olurdu? 1999'daki 45 saniyelik Marmara Depreminin baz alındığı senaryolarda alt sınır 30-40 bin kişiden başlıyor çünkü... Gerisini siz düşünün.

Diyelim ki siz depremi çok önemseyen, komşularınızı da buna ikna eden, apartmanınızda veya mahallenizde her türlü önlemi alan birisiniz. Geceleri gayet rahat uyuyorsunuz ve depremden korkmuyorsunuz. Peki bu kurtuluş mu? Ne yazık ki değil. Çünkü deprem olduğu anda bir geceliğine hastaneye yatmış veya evinize hırsız girmiş de karakolda zabıt tutturuyor yani bir kamu binasında bulunuyor olabilirsiniz. Bunlar da yetmiyor. Evinizde güvenli ortamda rahat rahat çayınızı içerken; sabah öpüp koklayıp okula gönderdiğiniz yavrunuz, ciddi şekilde depremden zarar görme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Çünkü artık kimse kamu binalarının, özellikle de 1980'den sonra inşa edilenlerin sağlamlığından emin değil. Acaba neden böyle?

Bunun geri planına baktığımızda arkasından 2886 Sayılı eski İhale Kanunu çıkıyor. Hemen hemen tüm iş adamları bu kanunu yakından tanıyor. Çünkü nazını ve cilvesini çok çekmişler. Özellikle müteahhitlik hizmeti veren dürüst iş adamları, 'kırım' yani 'indirim' denilen sözcüğü çok iyi biliyorlar. 10 lira muammen bedelle açık eksiltmeye çıkılan kamuya ait bir inşaat işinin yüzde 60'ı geçen 'kırım' ile maceracı müteahhitlere verildiğini gözleriyle görmüş ve buna anlam verememişler. 10 liralık iş 3-4 liraya yapılmaya çalışılırsa rüşvet ve yolsuzluğun, hemen ardından da ilk depremde 'kırım'dan dolayı 'yıkım'ın geleceğini bu iş adamları çok iyi biliyorlar. Peki bütün bunlar biliniyor olsa da şimdiye kadar önlem olarak ne yapıldı? Koskoca bir hiç.

14 Temmuz 2024 Pazar

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / UMUDUMUZ ABD KONGRESİ

Cahit UYANIK 

Dünyada Türkiye kadar kafası karışık bir başka ülke var mıdır bilinmez. Bütün toplum fellik fellik yaptığı evler depremde tuzla buz olan müteahhit, rüşvetçi belediye memuru, paragöz kontrol mühendisi, imar affını oya tahvil etmeyi marifet sayan politikacı şürekasını 'suçlu' diye arıyor. Ama Türkiye Büyük Millet Meclis'inde (TBMM) daha önce aynı nedenlerle mahkemelerde yargılanan insanlar affediliyor. Ne uğruna? Bunu hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Af konusu iyice temcit pilavına döndüğü için bunu bir kenara bırakalım. Bir başka 'karışık' konuya geçelim. 

Birkaç gündür öğrendik ki hükümetimiz, depremin yaralarını sarmak için Amerika Birleşik Devletleri (ABD) garantili tahviller çıkarmak istiyor. Neden? Çünkü Türkiye Hazinesinin itibarı yok da ondan... ABD garanti verirse tahvil faizlerinin yarı yarıya düşeceği tahmin ediliyormuş. Ama burada önemli bir sorun varmış. Bu garantinin geçerli olabilmesi için ABD Kongresinin onay vermesi gerekliymiş. 

Anlaşılan deprem ülkeyi yönetenlerin beyin hücrelerinde de büyük bir fay kırığına neden oldu. Depremden 48 saat sonra bile ortada görünmeyen, dağıttığı çadırlar havuza dönüşen, ölü sayısını 5 bin kişi revize eden çarpık zihniyet depremin finansman boyutunda da aynı davranışı sergilemeye çalışıyor. 

31 Mayıs 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / DİKKAT; DEPREM ACILARI TELEVOLELEŞİYOR

Cahit UYANIK 

Türkiye'ye hem gelirken hem de giderken aynı tişörtü giymek gibi büyük bir gaflette (!) bulunan IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli, deprem bölgesini gördükten sonra IMF yardımının 170 milyon dolar artırılması için öneride bulunacağını açıkladı. Aynı Cottarelli, deprem acılarıyla üstü küllenmeye yüz tutan televole kültürümüzün hortlayarak, kendisini bir hava limanı VIP salonunda yakalayacağını nereden bilsin? Zaten bilse, tişörtünü değiştirip öyle gelirdi. Allah'tan pantolonu geçen seferkinden farklıydı. Allah muhafaza, ya pantolon da aynısı olsaydı..? 

İşin ironisi bir tarafa; ya Cottarelli deprem acılarımıza bizim kendisine yaklaştığımız basitlikte yaklaşsaydı? Ama yapmadı. IMF tarihinde 'içtihat' yaratabilecek bir raporun altına imza attı. Yüzde 25'lik acil yardım kotasının yüzde 37,5'a artırılmasını talep etti.

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ise Türkiye'nin en seksi erkeği seçilmiş. Hangi araştırmaya veya ankete dayanılarak böyle olmuş, belli değil. Eskiden bu araştırmayı Kadınca dergisi yapardı. Belki de Türkiye'nin en geniş katılımlı gönüllü anketlerinden biriydi. Resmi rakamlara göre 16 bin, gayri resmi rakamlara göre 30 bin deprem kurbanının henüz kırkı çıkmamışken, hastanelerde 10 bini 'ağır engelli' hale dönüşmüş 25 bine yakın yaralı yatarken 'seksi erkek araştırması' yapmaya pek ihtiyaç yok gibi geliyor bana...

7 Ocak 2024 Pazar

PROF. DR. NACİ GÖRÜR'DEN 3 AŞAMALI DEPREM ÇÖZÜMÜ ÖNERİSİ

Prof. Dr. Naci Görür, depremle ilgili çözümlerdei izlenmesi gereken 3 aşamalı plan için yeni bir tivit daha attı. Prof. Dr. Görür'ün 06 Ocak 2024 tarihli tiviti şöyle:

"Arkadaşlar daha kaçtır söyleyeceğimi bilmiyorum. Yazdım, çizdim, anlattım daha hala deprem ne zaman olacak?, kaç büyüklükte olacak? , burada olur mu? gibi  soruları sorup duruyorsunuz. Önemli olan çözümü kökten kavramaktır yoksa dünyanın merkezine kendinizi koyup  meseleye öyle bakarsak sorunu çözemeyiz. Doğrusu şu: 

Yerel yönetim ve merkezi hükümet oturur ve kentin FAY ANALİZİNİ yapar. Böylece kenti tehdid eden fay sistemleri tüm ayrıntıları ile tespit edilir. Böylece hangi fay kırılırsa kentte ne büyüklükte deprem olacak bilinir. 

İkinci adımda (RİSK ANALİZİ) bu deprem kentin bileşenlerine (Halk, Alt yapı, Yapı stoku, Ekosistem/Çevre ve Ekonomi) nasıl zarar verir onlar araştırılır. 

Üçüncü adımda (RİSK AZALTMA) daha deprem gelmeden bu zararların azaltılması yoluna gidilir. Böylece kent depreme hazırlanır.

İşte siz yöneticilerin böyle davranmalarını, yapmalarını talep edin, gözetim ve denetim yapın. Yoksa o ne olur, bu  ne olur sorularıyla ne siz kurtulabilirsiniz, ne de biz çözüm getirebiliriz? Sizler büyüksünüz. En büyük gücünüz oylarınız. Sevgiyle."



16 Şubat 2023 Perşembe

17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİNDEN 1 HAFTA SONRA YAYIMLANAN KÖŞE YAZIM

Başkentten Yansımalar/

DEPREM SONRASI

Cahit UYANIK

Türkiye, 1 haftadır resmen şokta... Bu şok, deprem öncesinde bazı gazetelerin ve alacalı-bulacalı televiyon haberlerinin yarattığı suni şoklara hiç benzemiyor değil mi? Falancanın sevgilisi filancanın kocasıyla kaçmış. Şok haber! Feşmekanca televole yıldızının silikonu patlamış. Şok haber! Aklıevvelzedelerden Zübük Bey'in, Eliuzungillerden Abuzittin Bey hakkındaki açıklamaları. Şok haber! 

Depremde 12 bin kişi öldü. Ölü sayısının 30 bini bulması bekleniyor. Alın size işte gerçek şok haber! Bir adam çıkmış, 21 sene matbaacılıktan sonra, aklı esmiş müteahhitlik yapmaya başlamış. Kimse ona sen kimsin, necisin dememiş. Peynir ekmek gibi satılan müteahhitlik karneleri ne güne duruyor. Bastırmış parasını satın almış. Adam, emekli cenneti Yalova'yı parsel parsel satıyor. Binalara 'kalitesiz' demek bile hakaret. Deniz kumu yığını.

Medya ise uyuyor. En az 20 milyara mal olacak apartman daireleri nasıl oluyor da 8-9 bin liraya satılıyor diye sormuyor. Sadece matbaacı bozuntusu müteahhit müsveddesinin ilanlarını okuyup geçiyor. Bu ilanlar büyük televizyon kanalları ve yüksek tirajlı gazetelerde boy boy yayımlanıyor. Habercilik orada bağıra bağıra medyayı çağırıyor; ama televole muhabirleri daha muteber. İğneyi kendimize çuvaldızı başkalarına batıralım. Medyanın aklı başına deprem sonrası geldi. Deprem sonrası performansımız mükemmele yakın. Ama yazılı ve görsel medyanın da bu felaketten çıkaracağı dersler olmalı. 'After day' değil 'Before day' refleksimizi biraz gözden geçirmemiz kaçınılmaz.

DEPREM BAĞIŞLARI, VERGİDEN DEĞİL VERGİ MATRAHINDAN DÜŞÜLÜR

06 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş Depremi sonrası çok çeşitli yardım kampanyaları açılıyor. "Bu kampanyalara yapılan bağışların ödenecek vergiden düşüldüğü" şeklinde kamuoyunda yanlış bir algı oluşmuş durumda. 

Gelir İdaresi Başkanlığı bu yanlış algıyı düzeltmek için yazılı bir açıklama yayınlayarak, söz konusu bağışların vergiden değil vergi matrahından düşüldüğünü açıkladı:

"Sosyal medyada, yapılan bağış ve yardımların vergiden düşüldüğü yönünde paylaşımların devam ettiği görülmektedir. Kamuoyunun ve vergi mükelleflerinin doğru bilgilendirilmesi adına konunun yeniden açıklanması gerekli görülmüştür.

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları belli şartlarla bağış ve yardımların elde edilen gelirden, kurum açısından kazançtan indirilmesi imkânı vermektedir. Kazançtan indirim ile vergiden indirim tamamen birbirinden farklı kavramlardır. Bağış ve yardımlar gerekli şartları taşıyorsa ilgili yılın vergi matrahının tespitinde gelirden, kurumlar için kazançtan indirilir. Bu indirim sonucu kalan tutar vergiye tabi olur. 

Konuyu basit bir örnekle anlatmak gerekirse; 100.000TL kazancı olan bir kurum 20.000TL AFAD’a bağış yaptığında kazancından 20.000TL’yi indirecektir. Kalan 80.000TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 16.000TL kurumlar vergisi ödeyecektir. Özetle, vazgeçilen vergi tutarı 4.000TL’dir."

27 Eylül 2019 Cuma

İMO: 1999 DEPREMİNDEN SONRA YAPI STOKUNUN YÜZDE 5'İ YENİLENDİ; 7 MİLYON YAPI RİSKLİ

17 AĞUSTOS 1999 GÖLCÜK MERKEZLİ DEPREMİN 20. YILINDA YAPI STOKUMUZ
GÜVENLİ Mİ?
"YAPILANLAR YAPILMAYANLAR"
  
DEPREM BİR DOĞA OLAYIDIR. DEPREMİN AFETE DÖNÜŞMESİ DAHA ÇOK İNSANLAR ELİYLE YARATILMAKTADIR! BU NEDENLE DEPREMLERDE ORTAYA ÇIKAN CAN VE MAL KAYIPLARI KADERE BAĞLANAMAZ!

Ülke tarihimizin en büyük ve sonuçları itibariyle en acı depremlerinden biri olan Doğu Marmara depreminin üzerinden 20 yıl geçti. Bu deprem; binlerce insanımızı toprak altında bıraktı, binlerce insanımız yaralandı. Yapılarımızın  %25`i, kullanılamaz hale geldi. 17 milyar dolardan fazla ekonomik kayıp ortaya çıktı.
  
Daha sonra birçok deprem yine yaşandı! İnşaat Mühendisleri Odası olarak deprem gerçeğini unutmadık, unutmayacağız. 17 Ağustos 1999 Gölcük ve daha sonra yaşadığımız diğer depremler de ortaya çıkan her acının yükü kalbimizde birikti.          
  
1-Doğal Olayların Afete Dönüşmesi Durumunda Ortaya Çıkan Sorunlar!
Doğal Afetler meydana geldikleri bölgenin altyapısını ve ekonomik düzenini bozmakla kalmayıp başka ciddi sorunlar da ortaya çıkarır.

Can kaybı, yaralanma, sakat kalma, ekonomik kayıplar, psikolojik sorunlar, bulaşıcı ve salgın hastalıklar, pazar kaybı, üretim ve gelir kaybı, enflasyon, acil yardım harcamaları, işsizlik ve planlanan yatırımların gecikmesi gibi önemli sonuçlar doğurmaktadır. 17 Ağustos Depremi bu sonuçların tümünü ortaya çıkaran bir deprem olarak kayıtlara girmiştir.
  
Büyüklüğü 7,4 olan 17 Ağustos 1999 Doğu Marmara Depremi bir kent depremi olarak ortaya çıkmıştır. 17 bin 480 insanımız yaşamını yitirmiş, binlerce insanımız yaralanmıştır. 330 bin konut, 50 bin işyeri hasar görmüştür. Bir milyondan fazla insan evsiz kalmıştır.
  

'DEPREME HAZIRLIK BAKANLIĞI' KURMALIYIZ

Bugünkü İstanbul Depremi...
Bir deprem tatbikatı gibi oldu
Ama uyduruk deprem tatbikatları gibi değil
Reel...
Bugün yaşananlardan ders çıkarıp
Belki de bir Depreme Hazırlık Bakanlığı kurup
Büyük Depreme ve ülkemizin diğer bölgelerindeki
büyük depremlere koordineli ve ciddi bir şekilde hazırlanmalıyız.
Bugünkü musibeti nasihat belleyip
Acilen icraata başlamak lazım.

(Bu yazı 26 Eylül 2019 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)

26 Eylül 2019 Perşembe

JAPON UZMAN NAKAHAMA, BCM SAYESİNDE ŞİRKETLERİN BÜYÜK DEPREMLER SONRASI ÜRETİMLERİNİ NASIL SÜRDÜRECEĞİNİ ANLATTI



Uluslararası Eğitim ve Güçbirliği
Derneği (AICAT)
 Başkanı Yoshikazu Nakahama
Japonya’nın Önde Gelen Depreme Hazırlık Uzmanı
Nakahama, TOBB ETÜ’de Konferans Verdi

Japonya’nın önde gelen afet önleme ve depreme hazırlık uzmanlarından Uluslararası Eğitim ve Güçbirliği Derneği (AICAT) Başkanı Yoshikazu Nakahama, TOBB ETÜ’de “İş Sürdürülebilirlik Yönetimi (BCM: Business Continuity Management)” yaklaşımının temel ilkeleri ve bu konudaki son gelişmeler hakkında bir konferans verdi.

‘İş sürdürülebilirlik yönetimi’ kavramının Japonya’da 1995 yılındaki Büyük Kobe Depreminde yaşananlar sonrası ortaya atıldığını belirten Nakahama, BCM’nin firmaların depremden sonraki süreçte yapacağı şeyleri içerdiğini söyledi. Firmaların deprem sonrası mal veya hizmet üretimini sürdürmeleri ve depremzedelere nasıl yardım edeceğinin BCM sayesinde planlandığını ve tatbikatlarla pratiğinin sağlandığını ifade eden Nakahama, “BCM sayesinde şu sorular cevaplanıyor: Büyük bir deprem bir firmaya nasıl zarar verebilir? Bu zararı nasıl tespit etmeliyiz? Ortaya çıkan sorunları belirleyip aşılması için neler yapmalıyız? Yeniden yapılanma için gerçekçi süreler nelerdir?” diye konuştu.