Cahit UYANIK
Yine, yeni, yeniden hoş geldin IMF... Gözlerimiz yollarda kalmıştı. Bay Kahkonen'in Ekim ayındaki müstehzi surat ifadesinden bu yana nasılsınız? Sağlık ve afiyettesinizdir inşallah? Bay Deppler'in gelişinden niyetiniz belli. Daha birkaç yıl bizim memlekette yatıya kalacaksınız anlaşılan... Kalın kalın, mühim değil. Nasıl olsa evde hırgür ve kavga azaldı. Evin idaresini 3 düşman kardeşten tek bir adama bıraktık. Huyuna suyuna giderseniz 3 düşman kardeşten daha munistir bunlar... İstediklerinizi yapmaya hazırlar alimallah...
Evin iktidarını ele geçirdiler ama bir tarafları zayıf. Yeni ev sahibimiz biraz mutaassıp. Birkaç takıntısı var. Mesela hanımların başının açık veya kapalı olmasını tartışmayın onlarla... Yoksa memleketi 21 Şubat 2001'den beter bir hale getirebilirler. Eğer böyle bir iş yaparsanız, dalgalı değil fırtınalı kura geçirseniz ekonomiyi kurtaramazsınız maazallah... Faize nasıl mı bakıyorlar? Bize pek renk vermediler ama yine de siz bir sorun...
Eski dost Kemal Derviş'ten sonra rahat edip edemeyeceğinizi soruyorsanız, kendiniz bilirsiniz. Gelin kendiniz görün. Ama siz yokken evin sahibi, ekonomiyi bir 'trio'ya teslim etti. Orta hakemimizin, pardon bakanımızın Abdüllatif Şener Bey olduğu, yan bakanların da Ali Babacan ve Kürşad Tüzmen Bey olduğu belirtiliyor.
Dördüncü hakemimizin de -pardon dil alışkanlığı işte- Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun olduğunu tahmin ediyoruz. Ali Bey, açık tribüne lüks koltuk koydurmak isterken yani bedelli askerlik konusunda dilini tutamazken görev alanını aştı ama olsun... Siz IMF'siniz, böyle şeylere alışıksınız.
Para pul, kaynak gelsin de, yüzde 6,5 faiz dışı fazla tutsun da ne olursa olsun. Bedelli-bedelsiz dinlemezsiniz. Irak Harbi patlak verip de memleketin yüzde 15'inin açlık sınırındaki nüfusunun evlatları vatanı savunurken, varlıklı kesimin çocuklarının 'light askerlik' yapması yüzde 6,5 için mübahtır nasıl olsa...
Peki bu 'trio' nasıl adamlardan mı oluşuyor? Anlatayım efendim. Yan bakanlarımızdan Kürşad Bey, geçenlerde dolmuşa bindi. Demek ki eski bürokratları bakan yapacaksın ki dolmuşa binsinler. Bürokrat elitizminden siyasetçi popülizmine mi geçti desem, yoksa 'gerçekten samimi bir adamdır' mı desem...? Takdir size kalmış.
Ali Babacan Bey ise cin mi cin. 3-4 yaşında ticaret hayatına atılan Babacan, 12 yaşında büyük büyük sanayicilerden tahsilat yapmayı bile becermiş. Darısı batık banka alacaklarının başına... Maliyet, şirketler ve genel muhasebeyi daha 15 yaşında öğrenen Babacan'ın üniversiteyi birincilikle bitirmesine pek şaşmamalı. Ama benden size gazeteci tavsiyesi; muhabbetlerinizde sakın baş örtüsü mevzusuna girmeyin. Ali Bey'in aile büyükleri bu konunun bayraktarıdır.
Abdüllatif Bey ise koordinatör oldu. DPT'yi 'sekreter' yaptı. Devleti dönüştürecekmiş. Neyle ve nasıl mı? Onu da görüşmenizde siz sorup öğrenin efendim...
Bana bakın IMF'ciler! Siz de çok oluyorsunuz. Zaten bütün bunların hepsini bilmiyormuş gibi konuşuyorsunuz. Haydi öpmedim, görüşmeyiz...
(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 02 Aralık 2002 tarihinde yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder