Cahit UYANIK
Deyim yerindeyse dananın kuyruğu bu hafta kopacak. Büyük ihtimalle yumuşak mesajlar içerecek olan BM Silah Denetçileri'nin raporu bugün açıklanacak. Rapora ABD ve İngiltere'nin ortak tepkisi ise hafta sonuna doğru yapacakları zirvede netleşecek.
Bir türlü kendisini Avrupalı saymayan ve hep 'Biz Avrupalı değil Adalı'yız' diyen İngilizler, AB'deki alttan alta çekişmenin sürmesi pahasına Amerikalılar'la işbirliğini daha sıkılaştıracak mı? Yani savaş yanlısı blok, dünyada yeni oluşumların ortaya çıkmasına kadar gidebilecek değişimler için adım atacak mı? İlk işaretler 4-5 gün sonra netleşecek.
Öbür taraftan AB Blokunu Fransa-Almanya egemenliği altına almaya çalışan Chirac-Schröder Anlaşmasının ne gibi ön ve yan etkiler yaratacağı da bu hafta belli olacak. Şimdilik AB'nin küçük ve orta boy üyelerinden ses seda çıkmıyor. Ama bizdeki otobüs firmalarının rekabeti sonucunda olduğu gibi 'Öz Avrupa Birliği Turizm Seyahat ve Taşımacılık Ltd. Şti.' kurulabilir mi, belli değil. AB bayrağı altında ulusal egemenliklerinin en büyük simgesi olan paralarını dönüşüm fabrikalarına göndererek tuvalet kağıdı yaptırmaya razı olan İtalyanlar, Yunanlılar, Portekizliler, İspanyollar ve bilumum halklar 'üstün Alman ve Fransız ırkı'nın şımarıklıklarına dayanabilecek mi?
Bütün bunların hepsi Türkiye için tarihi önemde konular ve değişim eşikleri... Ama biz bu konuda ne yapıyoruz? Belli değil. Gazetelerimizde yine bildik baldır bacak manzaraları, televole kültürünün ihtişamını gösteren abuk subuk haberler, bir koltuk bulmuşken akraba kayırmacılığının en kaba örneklerini gösteren üst düzey hükümet yetkilileri falan filan, falan filan... Ortada bu konulara kafa yoran ne bir analizci, ne bir siyasi, ne bir akademisyen, ne bir gazete var. 'Hele olsun da bakalım' mantığı tepeden tırnağa öyle bir sinmiş ki hücrelerimize, evlere şenlik...
Yahu ünlü Kopenhag Zirvesinden birkaç hafta önce toplanıp Türkiye'nin geleceğini çizen Fransa ve Almanya'nın, dünya güçler dengesini değiştirecek bir hazırlık içinde olduğunu sezmediniz mi? Biliyordunuz da bunu topluma niye anlatmadınız? Kopenhag'da Fransa ve Almanya ile birbirimize hakaret düzeyinde laflar edeceğimize, dünyanın yeniden dizayn edileceği günlerin birkaç hafta içinde yaşanacağını niye anlamadık ki?
Bugün Irak konusu bahane edilerek dünyada yeni petro-politik oyunlar sahneye konuluyor. İngilizler, AB'deki karakter rolünü istemediği için kendisine baş rol teklif eden ABD'ye yanaşınca, AB Bloku çatlamaya doğru gidiyor. Bu anlaşmazlık NATO'yu bile tehdit ediyor. ABD ise yanına eski Doğu Bloku ülkelerini alarak 'Öz NATO Turizm'i kurmaktan bahsediyor. Türkiye ne olacak bu minvalde, kimse pek bilmiyor. Zarlar yeniden atılıyor ama Türkiye uyuyor. Biz ne yapıyoruz Allah aşkına..?
(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 27 Ocak 2003 tarihinde yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder