18 Ekim 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / İLKBAHARDA SEÇİM VAR

Cahit UYANIK 

Geçen hafta çok yoğun siyasi tartışmalar sürerken Yüksek Seçim Kurulu ve Devlet İstatistik Enstitüsü arasında Türkiye'nin geleceğini çok yakından ilgilendiren bir protokol imzalandı. İmza sonrasında yapılan açıklamada Türkiye'nin Şubat ayından itibaren seçim yapabilir hale geleceği ifade edildi. Bu açıklama Refahyol Hükümeti devrilmezden önce muhalefet partilerinin üzerinde uzlaştıkları seçim takviminin bir unsurunun daha tamamlandığını gösteriyordu. Önce Nüfus Tespiti Yasası, şimdi de 8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasası çıkarıldı. Geride kala kala dokunulmazlıkların kaldırılması var ki, bu konuda yaşanan 'yol kazası'nın Ekim'de Meclis açılır açılmaz telafi edileceği anlaşıldı.

Bu noktada Türkiye'nin 24 Mart 1998'den sonraki 1 veya 1,5 ay içinde bir genel seçim yaşayacağını söylemek sanırım safdillik olmaz. Bu öngörüyü çeşitli gerekçelere dayanarak yapıyorum. İlk gerekçem 8 yıllık kesintisiz eğitimin hemen uygulamaya konulmasına ilişkin karardan kaynaklanıyor. Hatırlarsanız Anasol-D'nin ilk günlerinde 8 yıllık eğitimin gelecek yıl yani 1998-1999 yılı eğitim öğretim döneminde uygulanmaya başlanacağına ilişkin değerlendirmelerden hiç ses seda yok. Bu erteleme havası; hükümetin önümüzdeki ilkbaharda yapılacak bir seçimde 8 yıllık eğitim konusunu, RP'nin 'İmam hatipleri kapattılar' söylemine karşı ciddi bir seçim kozu olarak kullanmaya hazırlandığını gösteriyor. 

İkinci hareket noktam 24 Mart 1998'de yerel seçimlere 1 yıl kalacak olması... Bu tarihten sonra alınacak herhangi bir milletvekili seçimi kararı, anayasa gereğince iki seçimin birleştirilmesini zorunlu kılıyor. 

Türkiye'de genel olarak hükümetteki siyasi partiler yerel seçimlerde pek başarılı olamaz. Bunun sebebi hem iktidarın getirdiği yıpranmanın hesabının yerel seçim sandığında sorulması hem de yerel seçimlerde aday isimlerinin daha ön plana çıkmasıdır. İşte Anasol-D, bir azınlık hükümetine hiç bir zaman nasip olmayacak bu genel eğilimi tersine çevirebilir. Hem milletvekili hem de belediye başkanı sayısıyla... Bir tarafta 11 aylık iktidarında ortalığı kasıp kavuran, her türlü toplumsal dengeyi altüst eden RP-DYP İttifakı, öbür yanda RP'li birçok belediye başkanının seçmeni çileden çıkaran beceriksiz ve partizanca icraatları... İlkbaharda bir seçimde tercihin diğer partilere yönelmesi kaçınılmaz görünüyor. 

İlkbaharda erken seçim yapılmasıyla ilgili öngörümün üçüncü ayağında ise CHP var. CHP, Refahyol'un yıkılması sürecinde ciddi bir rüzgar yakaladı. Hemen ardından uzlaşmacı tavırlarıyla Anasol-D'ye destek verdi. Ancak 8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasa Tasarısının 4. Maddesi konusunda, kıvrak bir manevrayla Refahyol ile işbirliği yaptı. Aynı kıvrak manevrayı yelkenine doldurduğu rüzgarı kaybetmemek için bir seçim gündeme geldiğinde yine yapabilir. CHP Seçim Kanunu için RP ve DYP ile işbirliğine gidebilir. İktidarda prim yapmaya başlayan bir DSP, doğrusu Baykal'ın işine gelmez.

Bunlardan da ötesi Başbakan Mesut Yılmaz'ın 'sözüne güvenilir lider' imajını korumak için ilkbaharda seçime evet diyeceğidir. Yılmaz fındığa taban fiyatı, Çiller'den daha fazla boşuna vermedi ki...

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  18 Ağustos 1997 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder