16 Haziran 2020 Salı

TÜRKİYE'DE İHALE YOLSUZLUĞU NASIL YAPILIR? 90 TEKLİF MEKTUBU DA AYNI KİŞİLERCE YAZILINCA...

İhale Yasasına Selam, Yola Devam...

Cahit UYANIK

Türkiye'de bir türlü düzene sokulamayan konuların başında kamu ihaleleri geliyor. Yıllardır yanlış uygulana uygulana kangrene dönüşmüş olan mevcut ihale sisteminin reorganize edilmesi 10 yıldır Türkiye'nin gündeminde. Konuyu yakından takip edenler, 80'li yılların sonunda Meclis'te bu konuda kurulmuş olan komisyonlardan dem vuruyor. İhale sistemi Türkiye'de siyasetin finansmanında önemli bir rol oynuyor. İktidar partileri ve belediyeler; inşaattan gıdaya temizlik hizmetlerinden taşımacılığa kadar göstermelik ihalelerle kendi yandaşlarına iş alanı açıyorlar.

Bunlar artık herkesin bildiği ama çözüm bulmaya yanaşmadığı gerçekler. Ancak Marmara Depremi sonrasında Devlet İhale Yasasının acilen düzenlenmesi için kollar sıvandı. Başlangıçta büyük bir şevkle girişilen çalışmalar, Maliye Bakanlığındaki Harcama Reformu çalışmaları bahane edilerek askıya alındı. Şimdilerde bu konudaki yeni yasanın 2001'den önce Meclis'e gelmesi pek beklenmiyor. Ancak bu konuda Türkiye'yi "ülke realiteleri" değil Avrupa Birliği (AB) de sıkıştırıyor. Çünkü Türkiye, 1996 yılında uygulanmaya başlayan Gümrük Birliği Kararı gereği kamu ihalelerinin AB'deki sisteme uydurulması için taahhütlerde bulunmuştu. Anlayacağınız mevcut ihale sisteminin artık sonu gelmiş gibi görünüyor ama kesin bir tarih vermek şu an için mümkün değil.     

Bu konuya girmemin sebebi  ihale sisteminin nasıl çürüdüğüne ilişkin kanıtların bulunduğu resmi bir belgeye ulaşmış olmam. Olay, İstanbul'daki bir belediyede geçiyor. Belediye Emanet Komisyonu, 90 ayrı işe ait ihale açıyor. İhaleler yapılıyor, kazananlar belli oluyor. Ancak yapılan bir ihbar sonucu, İçişleri Bakanlığı müfettişleri ihale dosyalarına el koyuyor. Fiyat teklif mektupları teker teker inceleniyor. Müfettişlerde teklif mektuplarının aynı kişilerce kaleme alındığı, bir işe farklı firmalar adına aynı kişilerin teklif verdiği ve imza benzerliklerinin bulunduğu düşüncesi hakim oluyor. Müfettişlerin verdiği rapor sonrasında, bu "kumpas"a katılan 30 firma ihaleye fesat karıştırmaktan 1 yıllığına ihalelere girmekten men ediliyor. Böylece bataklıktaki 30 sinek 1 yıllığına avlanmış oluyor. Ancak binlerce sinek uçuşup duruyor. İlkeli siyaseti ararken belki de en acil sorunumuz yeni bir Devlet İhale Yasası değil mi? Ne dersiniz?
(Bu kulis yazısı, Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) Yayın Organı Görünüm dergisinin Nisan-2000 tarihli sayısında Bülent Uzungil takma adıyla yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder