22 Mart 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / ŞİKAYETÇİ AMA MUTLU

Cahit UYANIK 

Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın anlatıyor: "Çok uzak zaman değil, 1967'de Ziraat Bankasının bir taşra şubesini denetliyordum. Kayıtlar arasında (İki kutu mıh getirilip satıldı, parası kasaya konuldu; 60 tane çuval getirilip satıldı, parası kasaya konuldu) şeklinde belgeleri okumuştum. Ziraat Bankası mıh ve çuval satmaktan kurtuldu. Özel sektörümüz artık ticaret işlerini her tarafta yapabiliyor."

Sayın, bu hoş hatırasını dünkü TOBB-Halk Bankası Destek Kredisi imza töreninde anlattı. İmza töreni 2004 yılı Mart ayı başında Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu nahoş durumun yansıması açısından da hayli faydalı oldu. Düşünün aktif büyüklüğü 150 milyar doları aşmış olan ve kendisine 200 milyar doları hedef seçen bankalarımız, reel sektörün kendi kendisini kredilendirmesine aracılık edebiliyor! Üstelik herkes (Krizden çıktık, krizden çıktık) naraları atarken oluyor bu... Demek ki kriz koşulları yumuşadı ama krizden tam olarak çıkılamadı. Yoksa bankalarımız neden TOBB'un yarım milyar doları aştığı söylenen kaynaklarından istifade etmeye kalksın ki? Anlayacağınız 1967 koşulları ile 2004 koşullarını karşılaştırdığımızda şunu söylemek mümkün: Al birini vur ötekine...

Toplantının en renkli ve içten siması görünümündeki Sayın, bir ekonominin aslında en iyi denge noktasının 'yüzde sıfır' faiz olduğunu da söyledi. Bunu dile getirirken (Bunlar zaten faiz sevmezler ki) denileneceğini bildiği için, söylediğinin iktisat teorisi ile bağlantısını kurdu. Ama aynı Sayın, bankaların kredi verirken istediği yüksek teminatlardan bir bankacı olarak yakınmaktan geri durmadı. Protokol imzalanıp kredi kullanacaklardan ne gibi teminatlar istendiği sorulduğunda ise salonda kahkaha tufanı yaşandı. Çünkü Halk Bankası, Sayın'ın yakındığı teminatları aynen istiyordu!

Sayın'ın bir başka yakınma konusu da kredi müşterilerinin deyim yerindeyse yüzsüzlüğüydü. Kredi müşterilerinin bankanın önerdiği her faize 'evet' dediğini anlatan Sayın, "Yüzde 25 istiyoruz, niye diye sormuyorlar. Ben bunu 20'ye düşürürseniz alırım demiyorlar. İşleri güçleri krediyi bir an önce alıp gitmek" değerlendirmesinde bulundu. 

Sayın'ınkine benzeri bir değerlendirme de TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'ndan geldi. Hisarcıklıoğlu, aylarca uğraşıp İşletme Rehni Kanunu'nu değiştirttiklerini anlatarak "Eskiden küçük bir kredi için tüm işletmenin rehni gerekiyordu. Artık alınan kredi kadar kısmın rehin edilmesini sağladık. Ama kendi üyelerimiz bile bundan haberdar değil. Hala üç kuruş kredi karşılığında tüm işletmelerini rehin ettiriyorlar" diye konuştu.

Anlayacağınız bir pazar günü bankaların özel sektörden, özel sektörün bankalardan, bankaların bankalardan, özel sektörün özel sektörden şikayet ettiği hayırlı bir gündü. Unutmadan söyleyeyim, kimse basından şikayetçi olmadı.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 01 Mart 2004 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder