30 Mart 2024 Cumartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR/ BAYAT EKMEK PAZARI VE KALİTESİZ SİYASET

Cahit UYANIK 

Geçen hafta açıklanan Eylül ayı enflasyon rakamları gösterdi ki, tüm olumsuz gelişmelere rağmen fiyat artışları ciddi bir hız kesme sürecine girdi. Deprem, su baskını, kuraklık, ham petrol fiyatlarının rekor düzeye çıkması ve Euro'nun olup olabilecek en minimum değerine düşmesi gibi kontrol dışı krizlere rağmen, sadece birkaç tuğlasını kaybeden Ekonomik Program anlaşılan iyi inşa edilmiş.  Programın ekonomik ve finansal boyutu iyi kotarılınca, siyasette yaşanabilecek yersiz ve zamansız dalgalanmalar da programı pek etkilemiyormuş.

Şöyle bir düşünmekte fayda var: Enflasyonla Mücadele Programı ne badireler, ne incir çekirdeğini doldurmaz yapay krizlerle boğuştu. Program Ocak ayında Apo'nun idam edilip edilmeyeceği konusundaki siyasi krizi sessiz sedasız anlattıktan sonra, yaklaşık 5 ay boyunca 5+5 tartışmaları ile zaman kaybetti. 5+5'in olmayacağı anlaşılınca, 1 ay da cumhurbaşkanı bulmak ve seçmek için kaybedildi. Herkes artık rahatladık derken ortaya Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller hakkındaki aklama-paklama operasyonu çıktı. Meclis işi gücü bırakıp oylama üstüne oylama yaptı. Haziran ayı da bu siyasi krize kurban gitti.

Temmuz ayındaki nispi rahatlık döneminin ardından irticacı memurların işten çıkarılmasını kolaylaştıran kararname nedeniyle Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında kriz yaşandı. Ecevit olayı büyüterek "Devlet krizi çıkar" tehditlerini bile savurdu. Bu krizin dumanı üzerinde tüterken, kamu bankalarının özelleştirilmesine ilişkin KHK'nın iade edilmesiyle programa verilen dış desteğin kaderi ön plana çıktı. 

En son kriz ise Anayasa Mahkemesinin Yetki Kanununu iptal etmesiyle yaşanmaya başlandı. Ben bu krizin programın aleyhine değil lehine olduğunu düşünüyorum. Çünkü halkı temsil eden sivil toplum örgütlerinin desteğini arkasına almamakta direnen hükümet, ekonomik icraatları konusundaki tek hesap verme yeri niteliğindeki Meclis'e döndüğü ölçüde gücüne güç katacaktır. Hem bu durum ortaklar arasındaki bir süredir baş göstermeye başlayan krizcikleri de törpüleyebilir. 3 aylık kesintiye uğrayan ortak çalışma ve koalisyon alışkanlıkları yeniden güç kazanabilir.

Gereksiz bir formül arayışıyla yılan hikayesine çevrilen Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2 siyasi liderin aklanması ve sınırları belirsiz bir Yetki Kanunu ile ülkeyi yönetme hevesinin ortak paydası, bence kalitesiz siyaset anlayışıdır. Geçen hafta katıldığım bir yemekte, İzmirli bir işadamı bu kentin gecekondu mahallesinde oluşan bayat ekmek pazarından bahsetti. Tazesi 80 bin TL iken, bayatı 25 bin TL'den satılan ekmeğe büyük rağbet varmış. Kalitesiz siyaset anlayışının topluma çıkardığı faturalara aldırmamakta ısrar edenlere duyurulur.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 09 Ekim 2000 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder