23 Mart 2024 Cumartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / HAVUÇ-SOPA

Cahit UYANIK 

ABD'nin kullandıracağı 8,5 milyar dolarlık kredi Türkiye'nin üzerinde uygulanan havuç-sopa politikasının en önemli aracı haline geldi. Öyle bir havuç ki bir ucunda IMF ile ilişkiler, öbür tarafında Irak'a asker gönderme konusu var. Zavallı ülkemiz o havucu mideye indirmek için sürdürdüğü uzun koşusunda sopa yiye yiye bir hal oldu. 

Uzaktan bakıldığında Türkiye; havuç canavarı, ABD vatandaşı çizgi film kahramanı tavşan Bugs Bunny'nin maceralarındaki yan karakterlerden birisi olarak görülebilir. Hani o kredi Türkiye'ye 4'üncü Gözden Geçirme sonrasında yani Mayıs ayında verilecekti? Olmadı. Havuç bir adım daha öteye gitti. Hani o kredi 5'inci Gözden Geçirme sonrasında gelecekti. Olmadı. Tam ulaştığımızı  sandığımız anda havuç, yine bir Gözden Geçirme sonrasına götürülüp bırakıldı. Aman dikkat, Bugs Bunny bizi uçurumdan aşağı yuvarlamasın.

Peki Türkiye bu paraya muhtaç mı? Ekonomi yönetiminin zikrine bakarsanız değil, ama fikrine bakarsanız son cent'ine kadar bu krediyi bekliyoruz. Daha birkaç gün önce memurlarla üç-beş puan zam farkı için kavga çıkartan hükümet, aradaki farkın 3 katrilyon liraya karşılık geldiğini söylemedi mi? Ne tesadüftür, 2,1 milyar dolar da TL bazında aynı rakama denk geliyor. Oysa IMF'ye ve ABD yönetimine verilmiş sözler var; "Bu krediye zinhar dokunmayacağız. Sizlere olan borçları ödemekte kullanacağız" diye... İşte bu nedenle hükümet zikir-fikir ikilemi içinde kalıyor.

ABD kredisi ile ilgili en rahatsız edici şey ise Türkiye'ye 'sömürge' gibi davranılması. Bu kredinin ayrıntılarına ilişkin tüm haberler ABD kaynaklı. Sanki önümüze ulufe atılıyor. Koşulları tamamen onlar belirlemişler. 

Bizim ekonomi yönetimine de iki çift laf söylemek gerek. Türkiye'yi sırf rakamlardan öte bazı ekonomi-politik bağlamlı taahhütlerin altına sokan bu kredinin şartları hakkında açıklama yapılma zahmetine bile katlanılmıyor. Başta Devlet Bakanı Ali Babacan ve bu görüşmeleri yürüten kurumun başındaki Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı suskunluk içerisinde kalıyor.

Piyasaları çok sevindiren bu kredi, koşulları itibarıyla tüm Türk vatandaşlarının borç yükünü artırıyor. Belki de Türkiye'nin siyasi bağımsızlığını da etkileyecek bu kredinin tüm koşulları bir an önce açıklanmalı. Hem de imzalar atılmadan önce... Biz de bu krediyi açık açık tartışmalıyız. ABD'nin izlediği havuç-sopa politikasına destek verir havadaki bu mahrem havalar, kimseye yarar sağlamıyor. Aksine bizi bu paraya muhtaç bir sömürge ülke görünümüne doğru iteliyor. Bu manzara başkaları için arzu edilen bir durumdur. Fakat Irak Operasyonu öncesinde 36 milyar doları elinin tersiyle iten bir millet ve Meclis için pek hoş bir vaziyet değildir. Ekonomiyi yönetenlerin buna dikkat etmesi gerekir.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 15 Eylül 2003 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder