15 Eylül 2024 Pazar

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / SAYIN BAYAR'A AÇIK MEKTUP

Cahit UYANIK 

Türkiye'de bazen imaj, akla baskın geliyor. Bu eğilim zaman zaman öylesine bir histeri haline geliyor ki, daha birkaç yıl önce üniversitedeki odasında sınav kağıdı okuyup hafta sonunda hangi sinemaya gideceğini düşünen bir üniversite hocası tüm siyasi sistemi altüst edip başbakan olabiliyor. Ama sonuç ortada...

Türkiye'de kim iktidara gelirse gelsin, kim Özelleştirme İdaresinin Başkanı olursa olsun özelleştirme politikaları da sık sık imajın akla baskın çıktığı görüntülere sahne oluyor. Yani para gelsin de nereden gelirse gelsin... Söz gelimi 1 haftadır zihinlerimizi meşgul eden POAŞ İhalesini ele alalım ve özel gazeteci dostlarıyla sohbet etmekten hoşlanan Sayin Özelleştirme İdaresi Başkanına şu soruları sütunumuz aracılığıyla soralım: 

1- Kamuoyuna açık olarak yapılan POAŞ İhalesi öncesinde teklif veren gruplarla kapalı pazarlık görüşmeleri yaptınız. Bu görüşmeler esnasında, ihaleyi kazandıktan sonra "Cebimde 150 milyon dolarım var. Gerisini borç bulacağım" diyen iştirakçiye "Arkadaş devletin bile dış borç bulmak için kapı kapı dolaşıp IMF ile anlaşmalar imzaladığı bir ortamda sen asgariden 600-700 milyon doları nasıl bulacaksın?" sorusunu sormadınız mi? Sorduysanız ne cevap aldınız?

2- İhaleyi kazanan iştirakçi "Soros'la bile görüştüm" şeklinde demeçler verebiliyor. Soros, geçen Nisan ayında Malezya Başbakanı tarafından ülkesinin felaketini hazırlamakla suçlanmış büyük bir spekülatördür. Acaba ihaleyi kazanan iştirakçi bu spekülatörün Türkiye'deki uzantısı veya maskelenmiş ortağı olabilir mi? Bu konuda bir araştırma yapmayı düşünüyor musunuz?

3- ÖİB'in daha önceki uygulamalarından (Etibank'ın satışı gibi) biliyoruz ki, bir iştirakçi yanına başka bir ortak almak istediğinde kendi payını en fazla yüzde 51'e kadar düşürebiliyor. Bu konsorsiyuma girmesi muhtemel olan diğer katılımcıların taşıması gereken -parası olması dışında- asgari şartlar neler olacak? 

4- Türkiye'de henüz ciddiyetle korunması imkanı bulunan bir 'altın hisse' uygulaması olamadı. Hatta devlet altın hisselerini (Teletaş örneği) sattı bile... Siz topluma altın hissenin gerçekten altın hisse olarak uygulanacağına ilişkin hangi garantileri veriyorsunuz? Sizce Hazar ve Orta Asya petrolleri nedeniyle 2010 yılından önce dünyadaki petrol dengelerinin yerine oturmayacağı düşünüldüğünde 5 yıllık altın hisse süresi yeterli midir?

5- POAŞ'ın arsalarının değeri size göre 167 milyon, başkalarına göre 2,1 milyar dolar... İfratla tefrit arasındaki bu rakamlar toplumun kafasını karıştırmaya yetiyor. Bu konunun çok tartışılacağını bile bile POAŞ'ın arsalarını neden tesislerinden ayırarak satma yolunu seçmediniz? Bu arsaları kime ekspertiz ettirdiniz?

İmajın süzgecinden vazgeçip akılla sorulmaya çalışılan bu sorulara son birini daha eklemek istiyorum: Acaba POAŞ'ın bağımsız denetimden geçmiş bilanço ve gelir tablolarını ne zaman açıklayacaksınız? 

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  06 Temmuz 1998 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder