24 Eylül 2024 Salı

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / IMF SEÇİMLERDE DSP'YE Mİ OYNUYOR?

Cahit UYANIK 

Türkiye-IMF ilişkileri bir kez daha haftanın ekonomik gündemine oturmaya aday görünüyor. Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay, beraberindeki kalabalık bir heyetle Washington'a hareket etti. Bu ziyaret doğrusu kafaları biraz olsun karıştırdı. Neden seçimlere 1,5 ay kala böyle bir ziyarete gerek duyulmuştu? 

Şimdiye kadar hiç bir hükümet, hele hele bir azınlık hükümeti ateşle oynarcasına, hem de seçime sayılı günler kala IMF ile bir arada görünmemişti. 1995'te seçim kararı alındığında DYP-CHP Hükümeti sırf bu korkunun etkisiyle IMF'le imzalanmış bulunan ve sonuçlanmaya 3-4 ay kalmış stand by anlaşmasını askıya almış, daha sonra da iptal etmişti. Öyleyse neden DSP gibi sol tabana hitap eden bir parti IMF ile bir arada görünmekten kaçınmıyordu?

Uluğbay'a göre seçim sonrası kurulacak hükümete hazırlanmış bir alt yapı bırakmak için böyle bir ziyaret programlandı. Bu beyanatın açık anlamı şudur: DSP seçim sonrası hükümette büyük ortak olarak bulunacağına kesin gözüyle bakıyor. Bu çerçevede ekonominin dizginlerini de elinde tutacağına inanıyor. Yoksa DSP seçim sonrası ortaya çıkacak milli iradenin oluşturacağı hükümetin icraatına şimdiden ipotek koymaya cesaret etmez. Zaten böyle bir nezaketsizlik, Ecevit gibi bir siyaset centilmenine hiç yakışmaz.

Bu fikirlere katılmıyorsanız olaya bir de tersinden bakalım. Acaba IMF, seçim sonrası hükümet veya hükümet ortakları hakkında ne düşünüyor? Kuşkusuz IMF yetkililerinin kapalı toplantılarda bile ulusal irade ile doğrudan bağlantılı düşünceler dile getirmeleri beklenemez. Ancak hal ve tavırlarla bazı tercihler ortaya konulabilir. IMF şu anki kitle partileri açısından bakıldığında en ciddi, tutarlı ve sözüne güvenilir parti olarak DSP'yi görüyor. Neden mi?

IMF'nin Tansu Çillerli DYP ile içine düştüğü durumu unutmamak gerek. CHP ise o dönem Çiller'in ortağı idi. Ona 'dur' demedi, demek istemedi veya diyemedi. Fazilet Partisi-IMF ikilisini bir arada düşünmek bile mümkün değil. ANAP Lideri Mesut Yılmaz ise IMF hedeflerini siyasi amaçlarla sürekli ihlal eden bir siyasetçi görünümünde... Bunun örnekleri 1996 yılında sıkça yaşandı. Geriye kala kala DSP kalıyor.

Gerçi IMF'nin Ecevit'le ilgili 1980 öncesinden kalma hiç de iyi hatıraları yok. Ama artık ne IMF eski IMF ne Ecevit eski Ecevit... Köprünün altından çok sular akmış. Ecevit uzlaşmacı ve oturmuş bir siyasetçi tablosu çiziyor. IMF ise 'Anlaşacak bir hükümet bulalım da isterse başbakanı eski belalımız olsun' diyor. DSP ve onun ekonomi kurmayları, uluslararası ekonomik kurumlar nezdinde, karmaşık siyasi ortamlarda bile reform yapabilecek kadar becerikli, sözüne güvenilir ve teknik bilgi düzeyi yüksek tekno-politik kişiler olarak değerlendiriliyor. 

Bu nedenledir ki IMF, seçime 1,5 ay kala DSP'li bir bakanın başkanlığında kalabalık bir Türk Heyetini kabul ediyor. Üstelik seçimlerden 10-15 gün sonra da Türkiye'ye bir heyet göndermeye hazırlanıyor. Anlayacağınız IMF, seçimlerde DSP'ye oynuyor.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  08 Mart 1999 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder