2 Eylül 2024 Pazartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR/ ASKERİN RÖVANŞI

Cahit UYANIK 

Evet sonunda askerler rövanşı aldılar. Bilmem hatırlar mısınız 1997 Bütçe Yasa Tasarısı Meclis'te görüşülürken Refah Partisi, bir bakan danışmanının işgüzarlığı bahane edilerek Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden 50 trilyon lira kesinti yapmıştı ya... İşte o rövanştan bahsediyorum. Ordu ile RP arasında ödenek kriziyle zirveye ulaşan çekişme, askeri darbeler hariç, sivillere askerlerin en önemli hesaplaşmasının ikinci ayağıdır.

Bu hesaplaşma eğilimi önce kendisini Milli Eğitim konusunda gösterdi. Asker, İmam Hatipler'de devletin parasıyla Refah Partisine sempatizan yetiştirildiğini kamuoyunun gözleri önüne rakamlarla serdi. 2000'li yıllarda Milli Görüş tandanslı seçmen yüzdesinin yüzde 30'a ulaşacağı görüldü. Şimdi bu hesaplaşma, RP'nin ikinci can damarı olan ekonomik boyuta doğru götürülüyor. Kuzey Irak Harekatı kaynaklı ödenek krizi, 'bütçe pastası' paylaşımında seçim ekonomisi için birkaç dilim saklamayı amaçlayan RP'li Maliye Bakanı'na verilmiş çok sert bir yanıttır.

Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir yaptığı bir açıklamada ülke savunmasını zaafa uğrattığı için kendisinin Divan-ı Harb'e verilebileceğini ifade ederek, RP'li Maliye Bakanına üstü kapalı Yüce Divan göz dağı verdi. Çünkü yaşanan bu krizde bilerek veya bilmeyerek Maliye Bakanı Şener'in dahli olduğu açık seçik ortaya çıktı. Kendisi de Maliye Bakanlığı bünyesinde uzun yıllar bürokratlık yapmış olan Şener'in lavhe-i tedrisatından geçtiği bu kurumu ve geleneklerini bilmemesi imkansız. 

Şener, RP üyesi olmadan önce Maliyeci olduğunu unutunca yine büyük bir hata yaptı. Tıpkı bütçe rakamlarını 6 aydır kamuoyundan gizlediği gibi, kendi siyasi çıkarlarına bağlı olarak devlet yönetildiğinde işin ucunun milli güvenliğe dayanacağını göz ardı eden Şener umarım iyi bir ders aldı. Aslında bütçe açığı rakamlarını IMF Heyeti Başkanı Martin Hardy'den duyduğumuzda meselenin buralara varacağını anlamalıydık.

Daha önceki bir yazımda Anadolu'nun birçok kentinde bazı odaklarca 'müslüman tüccar'-'laik tüccar' ayrımcılığının bilinçli olarak kışkırtıldığını yazmıştım. Ordunun gizli bir genelgeyle İslamcı şirketlerden alışveriş yapılmasını ve aynı şirketlerin ihalelere alınmasını yasaklaması, askerin bu resti görerek yeni bir cephe açtığını gösterir. Çarşamba günü Genelkurmay'daki irtica brifinginde İslamcı akımların ekonomik ve ticari boyutlarına ilişkin geniş bir sunum yapılacağı da sızan bilgiler arasında... Ordunun boykot tavrına geniş toplum kesimlerinin katılması henüz gündemde değil; ancak bu ihtimal dışı da değil.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  09 Haziran 1997 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder