7 Eylül 2024 Cumartesi

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / DOLUDİZGİN ENFLASYONA DOLUDİZGİN

Cahit UYANIK 

Eğer iktisat kitaplarında yanlış yazmıyorsa ve siyasetçilerimizin bir itirazı yoksa yüzde 100'ü geçen enflasyona 'doludizgin enflasyon' denildiğini anımsatmak isterim. Evet Türkiye sonunda doludizgin enflasyona doludizgin ve göz göre göre gitti.

Hem de günah keçisine çevrilen bütçe, planlanandan 500-600 trilyon lira daha az açık vermesine rağmen... Hem de kamu ürünlerine Ocak ayında zam yapılmamasına rağmen... Hem de siyasetçilerimiz yaklaşık 1 aydır çenelerine hakim olmayı başarmalarına rağmen... Olan oldu ve doludizgin enflasyonu kurumsallaştırma yolunda 1997 yılı boyunca önemli ve emin adımlar attık. Bu başarıyı sağlayanları tebrik etmek boynumuzun borcu. Helal olsun size...

Önce Hoca'nın 'denk bütçe' safsatasıyla bu kurumsallaşmanın temelleri atıldı. Ardından iktidar değişti. Enflasyonu çıldırtacak her türlü davranış yani ölçüsüz kamu zamları ve demeçlerin yanı sıra üstü örtük enkaz edebiyatı siyasi çığlıklar arasında mübah görüldü. 'Vallahi biz yapmadık, Hoca yapmış' türü savunmalar klişe halinde tekrarlanıp durdu. 

Her türlü savurganlık, çöken denk bütçe söyleminin arkasına saklanıp kendisine güvenli, tutarlı ve sorgulanmaya  cesaret edilemeyen bahaneler yarattı. Rantın binbir türlüsünün tedavül ettiği ülkemizde Refahyol'un siyasi rantı malum hükümetimizce hovardaca yenilip tüketildi. 'Ekonomiyi biz düzeltiriz' diyenler zam yapıp IMF Heyeti ağırlamaktan başka bir görev icra edemediler.

Şeytanın avukatlığını yapıp şunu sormakta fayda var: Ey Anasol-D'nin ekonomi sorumluları! İktidarı teslim aldığınız tarihten 1998 yılbaşına kadar 'Az laf çok iş' yapsaydınız acaba enflasyonu yüzde 80'lerde tutmak mümkün olmaz mıydı? Hak etmesine rağmen her olumsuz davranışınızı iktidarı devraldığınız siyasi kadrolara yıkma kolaycılığına başvurmasaydınız, halkın kredibilitesi daha uzun sürmez miydi? 

Enflasyonun yüzde 100'ü aştığı Türkiye gibi bir ülkede demokrasinin er geç tehlikeye düştüğünü bilmez misiniz? 1980'de yüzde 107'lik enflasyonun darbe, 1994'te yüzde 150'lik enflasyonun Refah Partisini iktidara getirdiğini anımsamak istemez misiniz? Türkiye'deki enflasyonu halkın gıda maddeleri stoklama alışkanlığına bağlamak kolaycı bir yaklaşım değil mi? Acaba halkın bu alışkanlığının geri planında yıllar yılı devam edegelen başarısız enflasyonla mücadele politikaları var mı dersiniz? Yüksek enflasyon dönemlerinde 'Mala hücum' yaşanan tek ülke Türkiye mi? Mala hücumun en kaba halinin 'yağma' olduğunu anlatmak size yeter mi acaba? Yoksa Endonezya'daki yağma olaylarından haberdar değil misiniz?

Türkiye için bence önümüzdeki 3 ay çok kritik. Çünkü bu 3 ayda yüzde 50'lik enflasyon hedefinin tutturulup tutturulamayacağı iyice belli olacaktır. Ondan sonra ne olacağını ise bekleyip göreceğiz.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  16 Şubat 1998 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder