18 Eylül 2024 Çarşamba

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / PAP'IN YUTTURDUĞU HAP...

Cahit UYANIK 

Türkiye uzun yıllardır piyasalaşmış bir ülke. 1985'in sonunda Borsa'nın faaliyete geçmesiyle başlayan süreç 1988 yılında Merkez Bankası bünyesinde kurulan para piyasalarıyla tamamlanma aşamasına girmişti. 1989 yılında verilen konvertibiliteye geçiş kararıyla hormonla büyütülen piyasalar, şu anda siyasetçilerin korkulu rüyası... 

Ekonomik konuları pek sevmeyen eski bir başbakanımızın piyasayı sadece televizyon ekranlarının köşesinde kırmızıya veya yeşile dönmüş oklar olarak algıladığını çok önceden öğrenmiştik. Geçenlerde konuştuğumuz bir siyasetçinin, aynı başbakanımızın oklar kırmızıya döndüğünde kendine has tik'lerinin artmaya başladığını anlatması da doğrusu pek sürpriz değildi.

Türkiye'de eksik kalmış veya yapılmamış tartışmalardan birisi, piyasalaşma sürecine erken girilip girilmediği olmalı. Çünkü piyasa denilen kavram giderek dallanıp budaklanıyor ve siyasi boyutlar içermeye başlıyor. Geçen hafta ABD'de ortaya çıkarılan, kısaca 'Terör Piyasası' denilen ve üzerinde bahis oynatılacak ülkeler arasında Türkiye'nin de bulunduğu proje, piyasalaştırma kavramının en hastalıklı şekli olmalı.

Anlaşılan o ki piyasalara; tasarruf-yatırım dengesi sağlamak, para ve mal ticaretine aracı olmak ve ekonominin siyasetten nasıl etkilendiği yönünde gösterge oluşturması bağlamındaki işlevlerden daha başkasını yüklemek büyük sorunlara yol açabilir. Yani ekonomik güçlerin politikaya, hele hele dış politikaya hisse senedi mantığı ile yaklaşması fikir düzeyinde bile olsa hoş değil.

Peki bu Politik Analiz Piyasasına (PAP) dünya çapında ün yapmış bir ekonomik ve piyasa araştırmaları kuruluşunun karışmasına ne demeli? Hatırlayacaksınız ki Economist Intelligence Unit (EIU) adlı kuruluş daha birkaç ay önce Türkiye'de darbe ihtimalinin arttığı öngörüsünde bulunup ortalığı karıştırmıştı. 

Doğrusu PAP'la ilgili gelişmeleri gördükçe EIU'nun bu öngörüsünün bir 'pilot proje' olup olmadığı aklıma takıldı. Sakın darbe ihtimalinin arttığını ileri süren bu rapor, PAP'ın deneme seansları sırasında malzeme olarak kullanılmasın? Elbette EIU'nun diğer ülkelerle ilgili raporlarını da dikkatle incelemekte fayda var. Belki İsrail, Ürdün veya Mısır için de benzer raporlar hazırlanmıştır. 

PAP Skandalı, dünyadaki yatırımcı danışmanlık şirketleri ve onların hazırladıkları raporların da bazı objektif kriterlere bağlanması gerektiğinin açık delili. Uzun yıllar önce ABD'nin ilan ettiği 15 ülkelik Yükselen Piyasalar (Ülkeler) listesine girdiğimizde ne kadar sevinmiştik hatırlıyor musunuz? Demek ki bu liste bir başlangıçmış. Umarım bu liste ve onun beraber getirdiği çarpık piyasalaştırma anlayışı, bazıları için sonun başlangıcı olur. Yoksa PAP'ın, bir başka renge bürünmüş haliyle karşımıza çıkmasına şaşırmamak gerekir.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  04 Temmuz 2003 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder