13 Eylül 2024 Cuma

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / AB İÇİN KRİTİK HAFTA

Cahit UYANIK 

Türkiye, Avrupa Birliği (AB) açısından kritik bir haftaya giriyor. Anayasa Mahkemesi yarın MHP'nin Anayasa Uyum Paketiyle ilgili açtığı iptal davasının yürürlüğünün durdurulmasını görüşecek. Bu dava, mevcut hükümet ortakları arasındaki boşanma sürecinin başlangıcını oluşturmuştu. ANAP Genel Başkanı Yılmaz, MHP'nin mahkemeye başvurmasını gerekçe göstererek Ecevit'in başbakanlığı bırakmasını istemişti. Bu tavır aynı zamanda geçen hafta ortasında yenilgiye uğrayan küskün milletvekilleri ve partiler hareketine ANAP'ın verdiği desteğin ilk somut işaretiydi. 

Eğer Anayasa Mahkemesi Uyum Paketinin tümü veya bazı maddeleri için yürürlüğün durdurulması kararı verirse neler yaşanabilir? Böylesi bir karar AB ile yapılan göze göz dişe diş pazarlıklarda Türkiye'nin elini hayli zayıflatır. Uygulama esas karar sonrasına bırakılacağı için uyum paketinin hayata geçmesi en az 2003 yılının ilkbaharını bulabilir. Konuyu Anayasa Mahkemesine götüren MHP ise seçim kampanyası için kendisine önemli bir koz elde etmiş olur. 

MHP, geçen Mayıs ayından beri AB karşıtlığına oynayarak önemli bir oy potansiyeli sağlayacağını düşünüyordu. Ancak şimdiye kadar yapılan anketler gösterdi ki toplum için MHP'nin iktidardaki icraatları, AB karşıtlığından daha önemli. MHP'nin icraat çetelesi de pek parlak değil. Devlette kadrolaşma adına MHP'nin birçok konuya baş sallaması, geleneksel oy tabanını memnun etmedi. Her zaman öfkeli bir kitleye sahip olan MHP, bu seçimlerde Genç Partiye misyon kaptırdı. İşte Yüksek Mahkemenin kararı belki MHP için bir tutunma noktası (hukuken haklı çıkma) oluşturabilir.

Bu hafta ortasında ise AB'nin İlerleme Raporu yayımlanacak. Bu rapor yanılmıyorsam dördüncü kez hazırlanıyor. Daha öncekileri dikkatle inceleyenler göreceklerdir ki, İlerleme Raporları her zaman sert bir üslupla kaleme alınıyor. AB'li uzmanlar akıllarının erdiği ermediği her konuda ahkam kesiyorlar. Ama kritik kararlar Ekim ve Kasım aylarında yoğunlaşacak siyasi düzeydeki toplantılarda netleşiyor.

Bu yıl yaz aylarında çıkarttığı reform paketi ile Türkiye, Kıbrıs görüşmelerindeki ılımlı tavrıyla KKTC; AB'nin olumsuz karar vermesini güçleştiriyor. Çünkü AB 2004 yılında 10 ülke daha alarak genişleyecek. Aynı yıl AB'nin geleceği Hükümetlerarası Konferans'ta tartışılacak. Türkiye'ye 'hayır' denilmesi veya uzun vadeyi kapsayacak şekilde bekleme odasında tutulmaya devam edilmesi, 2004'te alınacak kararların sağlıklı olmasını engelleyebilir. 

AB 'nin Aralık ayındaki zirvede muhtemelen çiçeği burnundaki bir Türk Hükümetine karşı sert tavrı, toplumsal coşkunun had safhada olduğu günlerde ters etkiler yaratabilir. Yurt içinde Anayasa Mahkemesinin, yurt dışında da İlerleme Raporunun Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde belirleyici ancak kesinleştirici adımlar olmadığını anlayabilirsek bu kritik haftayı kolaylıkla atlatabiliriz.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  07 Ekim 2002 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder