11 Eylül 2024 Çarşamba

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / PRODİ'NİN BİSİKLETİ VE DERVİŞ

Cahit UYANIK 

Kemal Derviş, kendisine yakışanı biraz gecikmeli de olsa yaptı. İstifa etti ve bunu yaparken halka önümüzdeki dönemde karşılaşabileceği seçim ittifakları konusunda net mesajlar verdi. Derviş'in kafasındaki devletin siyasi yönetim modeli, aslında seçim ittifaklarına dayanıyor. 

Derviş geçmiş konuşmalarında hep İtalya'nın Türkiye için bir model olabileceğini söyleyip durmuştu. Ancak bunun sadece devletin bürokratik ve hukuki yapılanması ile bağlantılı olduğu tahmin ediliyordu. Zaten IMF ve Dünya Bankası ile üzerinde çalışılan şeffaf ve güçlü devlet modeli de bunu doğruluyordu. Derviş, ülkenin gündemine birden bire seçim oturunca ne yapacağını şaşırdı. Yine karşısına İtalyan Modeli çıktı.

İtalya'daki irili ufaklı birçok sol parti, bundan bir önceki seçimde şimdilerde AB Komisyonu Başkanı olan Romano Prodi'nin başkanlığında ittifak yapmış ve başarılı olmuştu. O dönemde İtalyan halkı da yolsuzluklar nedeniyle bunalmış durumdaydı ve devletine güvenini yitirmişti. Tıpkı Türkiye gibi... Devletin dürüst insanlar tarafından deyim yerindeyse 'rektefiye edilme' işlemine ihtiyacı vardı. İşte Prodi, Zeytin Dalı İttifakını kurarak İtalya'yı eski bir bisikletin sırtında köy köy, kasaba kasaba gezip İtalyanların derdini birinci ağızdan dinledi. 

Prodi'nin karşısında ise medya devi Silvio Berlusconi vardı. Birçok sivri zekalı gözlemci, Berlusconi'nin o dev medya gücünün karşısında zavallı bir bisikletlinin ne hükmü olacağını yazıp çizdiler. Ama Zeytin Dalı İttifakı, eski model bir seçim kampanyası ve bisikletle seçimleri kazandı. Prodi bu görevdeki başarısı nedeniyle tüm Avrupa'nın başına geçebildi. Son seçimleri kazanan Berlusconi şimdilerde Zeytin Dalı İttifakının yaptıklarının mirasını har vurup harman savurmakla meşgul.

Şüphesiz Derviş için Prodi'den çıkartılacak çok önemli dersler var. Derviş, Türkiye'ye ilk geldiğinde krizin en hızlı zamanlarında halkla sık sık yüz yüze geliyordu. Oysa aynı günlerde diğer Bakanlar Kurulu üyeleri koruma polisi sayılarını artırmışlardı. Zaman geçtikçe Derviş halktan kopmadı ama arası soğudu. Derviş'in yeniden halkla kucaklaşması ise çok kolay görünüyor. Ancak Derviş'in; Türk siyasetinde aşırı tevazunun başına hiç de hesapta olmayan sorunlar açacağını bir an önce öğrenmesi gerek. Derviş kendisine Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığından daha üst görevleri düşünmeli. 

Derviş solculuğu zaten tartışılan DSP'nin kötü bir kopyası durumundaki YTP'nin mevcut halini kabullenerek siyasete girmemeli. Derviş'in çatıdaki çıkar ilişkileri ile bezenmiş suni ittifak arayışlarından uzak durması kendisinin geleceği açısından sağlıklı olur. Derviş'in kendisine bir an önce Romano Prodi'nin bisikleti gibi bir simge seçerek 'demir asa demir çarık' yollara düşmesi zorunlu görünüyor.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  12 Ağustos 2002 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder