22 Eylül 2024 Pazar

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / MEDYA DESTEKLİ RP MÜCADELESİ

Cahit UYANIK 

Bugün Refah Partisi (RP) Anayasa Mahkemesine yazılı savunmasını verecek. RP, 12 Eylül'deki uzun yıllar süren yargılanmasından aklanarak çıkmıştı. Bu yargılama RP'nin hukuk önündeki ikinci ciddi sınavı olacak. RP'nin kapatılmasını isteyenler ile istemeyenler, önümüzdeki günlerde gazete sütunları ve televizyon ekranlarında kıyasıya bir savaşa girecekler. 

Şimdi şapkayı önümüze koyup düşünelim ve diyelimki RP kapatıldı. Bu karar Türkiye'de RP'ye oy veren yaklaşık 6 milyon kişiyi siyasi tercihininden mi vazgeçirecek? Hayır. Bu parti değişik bir isim ve değişik yüzlerle karşımıza yine çıkacak. Üstelik hepimizin şikayetçi olduğu takiyyenin dozajını daha artırmış olarak... 

Peki tersini düşünelim ve diyelimki RP kapatılmadı. Bu sefer de devletin iki ana unsuru laiklik ve halk egemenliği zedelenmiş olacak. RP ikinci defa hukuksal arınma geçireceği için daha zinde ve diri olarak sistemin karşısına dikilecek. Her halükarda RP'yi ortaya çıktığı zeminlerde ve demokratik süreç içinde yenmenin gerekliliği ortada. Hukuk ancak RP'de fiske etkisi yapabilir. Onu sendeletecek güç yine halkın kendisidir.

RP'nin geriletilmesinde halka yardımcı olabilecek en önemli demokratik güç unsurlarından birisi medya. Ancak medyanın gücü, gerçekleri halkın gözleri önüne sermekten ibaret. Bunun ötesinde bir yaptırım ve icraat gücü yok. Bu noktada hükümetin ve dolayısıyla devletin devreye girmesi gerekiyor. Bu sürece yargının da katılması kaçınılmaz olmalı. Ama yargıyı bu çaba içinde görmek mümkün değil. Çünkü yargı tam bağımsız değil.

Yargıç bağımsızlığının hukuki ve mali cepheleri tam anlamıyla oluşturulmamış. Devlet yönetiminde ve yargıda şeffaflık, medya ile ortaklaşa çalışma kurallarının oluşturulması mevcut siyasi iktidarın yapacağı ilk işlerden birisi olmalı. Siyasetçiler ve hukukçular medyaya haber kapılarını açtıkça RP'nin geri planındaki gizli ittifak ve sözleşmeler de bir bir çözülebilir. 

Bu ortamda 1993 yılından bu yana bazı siyasi güçlerin arkasına sığınarak devlet içinde çeteleşen güçlerin de tasfiye edilmesi zorunlu görünüyor. Ülkenin irtica ve çete kıskacından çıkması için yoğun bir baskı kuran medya, demokrasiyi doğru algıladığını açıkça ortaya koyuyor. Ama bu sese ve tavra kulak verilmeli, destek olunmalı.

RP'nin geriletilmesinde önemli rollerden birisi de ekonomi yöneticilerine düşüyor. Bürokrat veya siyasi her kim olursa olsun, geniş kitlelerin zaten bozuk olan ekonomik dengelerini daha fazla sarsmaya hakkı olmamalı. Çünkü sisteme kızan her ortalama vatandaş oyunu RP'ye tahvil etmeye karar veriyor. 

Bu ortamda aşırı Tekel zamları, KDV yükseltmeleri gibi önlemlerin bir yana bırakılarak Zorunlu Tasarruf'un tasfiyesi, asgari ücretin vergi dışı bırakılması, temel tüketim mallarındaki KDV'nin sınırlanması gibi önlemlerin fizibilitesi yapılmalı. RP ve onun temsil ettiği düşünceyle medya destekli mücadelenin ana noktalarındaki herhangi bir sapma, ilk seçimde RP'yi baş edilmez bir güç haline dönüştürebilir.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  04 Ağustos 1997 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder