16 Aralık 2022 Cuma

BU, ASGARİ ÜCRETİN 8.250 TL OLMASI DEMEK. ASGARİ ÜCRETTE TARİHİ 442 $'LIK ZİRVE YENİDEN GÖRÜLEBİLİR

Cahit UYANIK

Yarın Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2023 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantısını yapacak. Tespit edilecek asgari ücret ise büyük ihtimalle, gelecek yılın ilk 6 ayında uygulanacak. 2023'te kim kazanırsa kazansın; seçimlerden sonra, ikinci 6 ay için yeni bir asgari ücret belirleneceğini düşünüyorum. Çünkü TR'de oldukça yüksek enflasyon ortamı hüküm sürüyor ve bu ortamın gelecek sene de yaşanacağı herkesin kabulü.

TR'de asgari ücret çok geniş bir kitleyi ilgilendiriyor. Bu konuda DİSK'in "Asgari Ücret Gerçeği" adlı raporları oldukça güzel bilgiler veriyor. Bu rapora göre TR'de asgari ücret ve altında ücretlerle çalışanların oranı %33,8. Yani 30 milyon çalışanın yaklaşık 10 milyonu asgari ücret ve altında maaşlar alıyor. Asgari ücretin %10 fazlası kadar maaş alanları da buna eklediğimizde, toplam oran yüzde 49'a geliyor. Yani asgari ücretle doğrudan ilgili çalışan sayısı 15 milyon kişiye yaklaşıyor. Bu sebeple asgari ücret geniş kitlelerin yaşam standartları açısından oldukça önemli bir göstergedir. MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı birkaç gün önce, asgari ücretin 2023 yılında hükümetin enflasyon hedefi kadar artırılmasını istemiş ve böylece geçmişte kalan bir uygulamadan bahsetmişti: Enflasyon hedeflemesi. Hedef enflasyon kadar artırım, enflasyon hedeflemesinde kullanılan bir araç. Buna göre hükümet ve TCMB ortaklaşa bir enflasyon hedefi belirleyerek ilan ediyor ve bu hedefi tutturmak için de elinden gelen yapıyor; ekonominin diğer unsurlarından da buna uygun davranmasını bekliyor. TR'de enflasyon hedeflemesinin çok güzel uygulandığı yıllar yaşandı ve hatta bu model sayesinde tek haneli, %8 rakamlarına inmiş enflasyonları da gördük.

8 Aralık 2022 Perşembe

2023'TE İŞSİZLİK İÇİN 4 PUAN ARTIŞ UYARISI YAPILIRKEN, CHP 'MALİ KURAL' İLE EKONOMİYE PUSULA ÖNERDİ

Cahit UYANIK

CHP'nin 03 Aralık 2022'de açıkladığı İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi bence yoğun, çok boyutlu ve çok sesli. Neden böyle? 28 Ekim '22 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Yüzyılı adlı vizyon konuşmasını yapmıştı. Bu 2 belge kıyaslandığında CHP'nin belgesinin daha vizyoner olduğunu söyleyebilirim. Erdoğan'ın açıkladığı belgede de geleceğe ait bir çok yönlendirme var ancak o belgenin ucu açık bırakılmış; olgunlaşma süreci ileriye atılarak 1 yıl boyunca tartışılması ve geliştirilmesi istenmiş.

CHP'nin vizyon belgesi nasıl bir ortamda açıklandı, ona da bakmak lazım. TÜSİAD ve TÜRKONFED'in ortak toplantısında açıklanan  çalışmaya göre; 3 işverenden 2'si 2023 senesinde işçi çıkarmayı düşünüyor. Bu bize enflasyondaki başarısızlığın, istihdam alanına da yayılabileceğini gösteriyor. İşsizlik, halen %10-11 arasında dalgalanırken, öngörü gerçek olursa işsizliğin %13-14 civarlarına yükseleceğini söyleyebiliriz. Yani insanlar, yüksek enflasyon ortamında yoğun şekilde iş arar hale gelebilirler. TOBB'un 1,5 milyon üyesi var. Bunlardan 1 milyonu işçi çıkarmayı düşünüyorsa; 1 işçi çıkarılması 1 milyon, 2 işçi çıkarılması 2 milyon daha işsiz olacağı ve işsiz sayısının 4-5 milyona yükselebileceği anlamına gelir. 

CHP'nin vizyon belgesi kapsamında Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Jeremy Rifkin'in iklim bazlı ekonomik düşünceleri eleştirildi. Rifkin, Endüstri 4.0 denilen dönüşümde, iklim değişikliklerini dikkate alan ve önceliklendiren politikalar izlenmesi gerektiğini  yıllardır savunuyor. Bu düşünceleri kapsamında Almanya ve Çin'e danışmanlık yaptı. Dünya, Endüstri 4.0'a geçtiğinde bundan olumsuz etkilenecek bir ülkeyiz. Robotların yönettiği ve üretimi robotların gerçekleştirdiği Endüstri 4.0; maliyetleri hayli aşağı çekeceği için, bizim gibi emek-yoğun üretim yapısına sahip ülkeleri dış rekabette kötü yönde etkileyecek. Bu etkilenme, iklim bazlı olumsuz etkilerle iç içe yaşanacak.

İşte Rifkin'in bu değişim ve dönüşümün yanı sıra olumsuz etkilerle baş etme konusunda TR'ye danışmanlık yapması öngörülüyor. Vizyon belgesinde TR endüstrisinin, Endüstri 4.0 kapsamında iklim değişimine ayak uydurabilmesi için yeşil ekonomiye uygun üretim yapan bir yapıya dönüştürülmesi amaçlanıyor. Rifkin'in vizyon belgesi kapsamındaki rolünü, bunun nasıl olacağını, uygulamanın içinden gelen ve en iyi bilen isimlerden biri olması açısından değerlendirmek gerekiyor.

Kılıçdaroğlu konuşmasında "Mali Kural (MK) uygulamasını başlatacağız" dedi. MK, gelişmiş ve gelişmiş ülkelere sürekli yakınsayan bazı ülkelerin kullandıkları bir ekonomi politikası aracı. MK devlete; ekonomi daraldığında genişletici politikalar; sağlıksız bir şekilde genişlediğinde ise daraltıcı-sıkılaştırıcı politikalar izlemesi görevi veriyor; bunun hangi şartlarda olacağını kağıt üzerine yazarak formüle ediyor. 

7 Aralık 2022 Çarşamba

CHP'NİN DANIŞMANI JEREMY RIFKIN KİMDİR?

Jeremy Rifkin (d. 26 Ocak 1945), Amerikalı ekonomik ve sosyal kuramcı, yazar, konuşmacı, siyasi danışman ve aktivisttir. Bilimsel ve teknolojik değişikliklerin ekonomi, iş gücü, toplum ve çevre üzerindeki etkisi hakkında yirmi iki kitap yazmıştır. Küresel ekonomik kriz, enerji güvenliği ve iklim değişikliğinin zorluğunu ele alan uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirlik planı olan "Üçüncü Sanayi Devrimi"nin baş mimarıdır. Üçüncü Sanayi Devrimi, 2007'de Avrupa Parlamentosu tarafından resmen desteklendi.

Jeremy Rifkin, 2009

Pensilvanya Üniversitesi ve Tufts Üniversitesi mezunudur.

Rifkin, Teksas'a göç eden Rus Yahudilerinin kızı Vivette Ravel Rifkin ve plastik torba üreticisi Milton Rifkin'in çocuğu olarak Denver, Colorado'da dünyaya geldi. Chicago'nun güneybatı yakasında büyüdü. Wharton Finans ve Ticaret Okulu'nda ekonomi alanında lisans derecesi aldığı Pennsylvania Üniversitesi'nde 1967 mezuniyet sınıfının başkanıydı. Rifkin aynı zamanda Pennsylvania Üniversitesi Genel Mezunlar Derneği'nin 1967 Liyakat Ödülü'nün de sahibiydi.

1967'de bir gün Vietnam Savaşı'nı protesto eden ve yönetim binasında eylem yapan bir grup öğrencinin yanından geçerken bir aydınlanma yaşadı ve hatırladığı kadarıyla "okul arkadaşlarımın onları feci şekilde dövdüğünü" görünce şaşırdı. Çok üzülmüştüm." Ertesi gün bir ifade özgürlüğü mitingi düzenledi. O andan itibaren Rifkin hızla barış hareketinin aktif bir üyesi haline geldi. Tufts Üniversitesi'ndeki Fletcher Hukuk ve Diplomasi Okulu'na katıldı (Yüksek Lisans, Uluslararası İlişkiler, 1968) ve burada savaş karşıtı faaliyetlerine devam etti. Daha sonra Amerika'ya Hizmet Gönüllüleri'ne (VISTA) katıldı.

(Kaynak: Vikipedi Türkçe)


JEREMY RIFKIN Ekonomi bilimci, yazar ve aktivist. Foundation on Economic Trends in başkanlığını yapmaktadır. Birçok ülke ve kuruma danışmanlık da yapan Rifkin özellikle bilimdeki ve teknolojideki değişimlerin toplum, ekonomi ve çevre üzerindeki etkileri hakkında çalışmaktadır. Kitapları birçok dile çevrilen yazarın Türkçe'deki diğer kitapları: Darwin'in Çöküşü (çev. Ali Köse, Ufuk Yayınları, 2002), Biyoteknoloji Yüzyılı (çev. Celal Kapkın, Evrim, 2009), Avrupa Rüyası (çev. Buket Okucu Özbay, Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010), Entropi-Dünyaya Yeni Bir Bakış (Ted Howard'la birlikte, çev. Hakan Onay, İz Yayıncılık, 2010). 

(Kaynak: İletişim Yayınları tarafından Türkçe'ye çevrilerek 2014 yılında yayınlanan Üçüncü Sanayi Devrim adlı kitabın sunuş bölümündeki özgeçmişi)


Jeremy Rifkin, 28 Kasım 2022 tarihindeki Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi tanıtım toplantısına 'CHP Genel Başkanı Başdanışmanı' sıfatıyla katılmıştır. Rifkin şöyle konuşmuştur:

5 Aralık 2022 Pazartesi

FITCH'İN 2023 SENARYOSU: SEÇİMİ YÜZDE 77,5 OLASILIKLA ERDOĞAN KAZANIR AMA MECLİS'TE ÇOĞUNLUĞU ALAMAZ

Cahit UYANIK

Oldukça önemli bir haftaya giriyoruz. 28 Kasım 2022-pazartesi günü 6'lı Masa'nın "Şimdi Demokrasi Zamanı: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi Tanıtım Toplantısı" gerçekleştirilecek. 2018 yılında geçtiğimiz Türk Tipi Başkanlık Sisteminin ülkeyi ağır ekonomik sorunlara taşıdığı artık herkesin kabulü. Bu sebeple 6'lı Masanın anayasa önerisi içinde ekonomiyle ilgili temel hangi düzenleme ve değişiklikler olacağını dikkatle tarayacağız.

6'lı Masa deyince bazılarının aklına hemen, gelecek sene Haziran ayında yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına kimin aday olarak çıkarılacağı geliyor. Fakat bu kişiler, aday kim olursa olsun 6'lı Masanın güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönüşü sağlama vaadi ile seçim kampanyası yürüteceği ve bu şekilde iktidara gelmek isteyeceğini unutuyor. Hazirandaki seçimde ekonomiyle ilgili 2 temel görüş de oylanacak. Bir tarafta faizi düşürmenin ekonomide yapısal bir dönüşüm başlatacağı ve 5 yıllık dönem için daha görev onayı isteyen Ak Parti ve Erdoğan olacak. Diğer tarafta ise faiz düşürmenin büyük problemlere sebep olduğu ve bunun temelinin anayasada 2018 yılında yapılan başkanlık sistemine geçişle ilgili düzenlemeler olduğunu savunan 6'lı Masa...

26 Kasım 2022 Cumartesi

BEKLENEN İSTANBUL DEPREMİ BUGÜN OLSA EKONOMİYE MALİYETİ 130 MİLYAR DOLAR. ÖNLEM İÇİN HAREKETE GEÇİLMELİ

Cahit UYANIK

Düzce-Gölyaka'da 23 Kasım 2022 tarihindeki 5,9 şiddetindeki deprem, muhtemel İstanbul Depremini ve ülke ekonomisine yükleyebileceği büyük maliyeti akıllara getirdi. Çünkü 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi ve 12 Kasım 1999 Düzce Depremi; yaşadığımız 19 bin kişiye yakın can kaybının yanı sıra, ekonomimizi de hayli sarsmıştı. Bu depremlerin ekonomiye maliyeti konusunda Hazine Müsteşarlığı ile 2 yabancı kurum tarafından yapılan çalışmalarda ortalama maliyetin 15 milyar $ olarak tespit edildiğini söyleyebiliriz.

Bu iki yıkıcı depremin 20. yılında yani 2019'da yeni bir maliyet çalışması yapılarak ilan edilmişti. TR’deki işletmeleri deprem, yangın, sel ve mülteci krizi başta olmak üzere doğal afetler ile karmaşık acil durumlara karşı hazırlamak üzere TÜRKONFED ve UNDP tarafından kurulan 'CBi Türkiye Platformu'; "KOBİ'lerde Dayanıklılık: Yeni Riskler, Yeni Öncelikler Raporu"nu açıklamıştı. Raporda, 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminde 30 binden fazla işletmenin zarar gördüğü ve ekonomik kaybın bugünün parasıyla 200 Milyar TL düzeyinde olduğu vurgulanırken, geçtiğimiz 20 yılda Türkiye ekonomisindeki büyümeye paralel, olası bir depremin ekonomi üzerindeki vurucu etkisinin de büyüdüğüne dikkat çekilmişti. 2019 yılında ortalama dolar kurunun 5,68 TL olduğu düşünüldüğünde; depremin 200 milyar TL'lik maliyetinin 35,2 milyar $ olduğunu söyleyebiliriz. Bu, 1999 depremi sonrası hesaplanan ortalama maliyetin ikiye katlanması anlamına da geliyor. 1999 yılında Türkiye'nin GSYİH'sı 248 milyar $'dı. Biz bu 35,2 milyar $'lık maliyeti ulusal gelirimize oranladığımızda depremin ekonomiye maliyeti GSYİH'nın yüzde 14'üne yükseldi. Şu anda Türkiye'nin GSYİH'sı 850 milyar $. Beklenen İstanbul Depremi bu yıl içinde gerçekleşse yüzde 14'lük oranı kullandığımızda, demek ki depremin ekonomiye faturası 120-130 milyar $ olabilir.

24 Kasım 2022 Perşembe

OKUDUĞUM KİTAPLAR / UÇURUM İNSANLARI / JACK LONDON

Jack London (1876-1916)

'UÇURUM İNSANLARI' İLE 40 YIL SONRA YENİDEN TANIŞMAK...

Cahit UYANIK

Bugün...

En sevdiğim yazarlardan

Jack London'ın 106. ölüm yıldönümüymüş

Jack London'la sanırım

Ortaokul yıllarımda tanışmıştım.

O günlerde 3 romanı okumayanı adam yerine koymuyorlardı bizim cenahta:

1) Maksim Gorki-Ana

2) Uçurum İnsanları-Jack London (veya Demir Ökçe-Jack London)

3) İnce Memed-Yaşar Kemal


Geçmişinde muhabirlik de bulunan Amerikalı Jack London...

Vefatından 14 yıl önce, daha 26 yaşındayken...

1902 yılında İngiltere'ye gidip, 

işçi sınıfının yoğun şekilde yaşadığı ve lümpenleşmemek yani uçuruma yuvarlanmamak için çırpındığı 

Doğu Londra'da tebdil-i kıyafet dolaşıyordu 'Uçurum İnsanları' kitabında...

Soru şuydu: Bu emekçiler, bu uçurumun kıyısına ne olmuştu da gelmişlerdi?

Onlardan biri gibi davranarak soruya cevap arıyordu London...

İzlenimlerini kaleme alıyordu sonra...

19 Kasım 2022 Cumartesi

FAİZ İNDİRME POLİTİKAMIZ, İMZA ATTIĞIMIZ G-20 SONUÇ BİLDİRGESİNİN TAM TERSİ. TÜRKİYE, ÇEKİNCE KOYDU MU?

Cahit UYANIK

G-20 Ülkeleri 2022 yılı Endonezya-Bali Zirvesi Sonuç Bildirgesinden bizi doğrudan ilgilendiren iki konu çıktı.

1) Ukrayna-Rusya Savaşı sonrasında yaz aylarında imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşmasında (İstanbul Anlaşması) Türkiye önemli rol oynamıştı. Bildirgede mevcut çatışma ve tansiyonların küresel gıda güvenliğindeki zorlukları artırmasından derin endişe duyulduğu ifade edildikten sonra "Gelişmekte olan ülkelerdeki kırılgan toplumları merkeze alacak şekilde hayatları kurtarmak, açlığı ve besin yetersizliğini önlemek için acil adımlar atmayı taahhüt ediyoruz. Sürdürülebilir dirençli tarım ve gıda sistemlerinin sağlanması için çağrıda bulunuyoruz. Türkiye ve BM'nin aracılık ettiği İstanbul Anlaşmasından memnuniyet duyuyoruz. İlgili tarafların anlaşmayı tam, zamanında ve devam edecek şekilde uygulamasının öneminin altını çiziyoruz" denildi.

Aslında burada bir beklenti dile getirildi. Çünkü bu hafta sonu 19 Kasım 2022 gece yarısı Tahıl Koridoru anlaşmasının süresi bitiyor. Bu anlaşmanın bir süre daha uzatılıp uzatılmayacağı önümüzdeki birkaç gün içinde belli olacak. Rusların bu konuda; Batı'nın ambargosu kapsamında bulunduğu için, ihraç edemediği kimyevi gübre ve tahıllarını bu koridor aracılığıyla satma yönünde isteği bulunuyor. Karadeniz'in Rusya ve Ukrayna kıyıları oldukça ılıman iklime sahip olduğu için bu bölgelerde oldukça geniş bir tahıl ve buğday üretimi yapılıyor. Ukrayna ve Rusya, dünyanın en önemli tahıl ihracatçılarından... Rusya'nın bu bölgedeki üretimi 32 milyon ton civarında ve toplam ülke üretiminin yüzde 40'ı buradan geliyor. Bu rakam, Türkiye'nin yıllık buğday üretiminden 12-14 milyon ton daha fazla. Ukrayna için de benzeri bir durum mevcut. Tahıl Koridoru anlaşması ile 10 milyon tonu aşkın buğday alıcılara ulaştırıldı ki, bu Türkiye'nin yıllık üretiminin yarısından fazla. 2) G-20 Zirvesinden çıkan ve Türkiyeyi doğrudan ilgilendiren ikinci sonuç ise bizdeki meşhur Kandıralı fıkrasını akla getirdi. Komutan askeri birliğe emir verir: "Kıt'a dur!". Fakat Kandıralı asker yürümeye devam eder. Komutan bunun üzerine "Kandıralı sen de dur!" emrini verir. Bu fıkra genellikle, ortamda yaşananları çok önemsemeyip, kendine has davranışlar sergileyen insanlara yönelik anlatılır.

17 Kasım 2022 Perşembe

DOLAR KURUNDA SEÇİME KADAR SINIRLI HAREKET BEKLENİYOR. KKM'DEN ÇÖZÜLEN PARA NERELERE GİDEBİLİR?

Cahit UYANIK

Ekim ayında turizm istatistiklerinde geriye doğru 10 senelik büyük bir revizyon yapılmıştı. Daha önce kayda alınamayan turizm gelirleri kayda alınmıştı. Bu kayıtlar döviz cinsinden olduğu için ödemeler dengemizi, cari açık ile net hata ve noksanı (NHN) yakından ilgilendirdi. TCMB'nin geçen hafta açıkladığı Ocak-Eylül '22 ödemeler dengesinde, yılın ilk 8 ayına ilişkin revize edilmiş rakamları da görebildik. Bu neden önemli? Çünkü TÜİK'in açıkladığı revizyon bilgi notunda yılın ilk 6 ayının rakamları verilmişti. 7 ve 8. aylarda ne olduğu ancak bir trend analizi yapılarak tahmin edilebilmişti. Şimdi bu rakamlar TCMB tarafından resmi olarak ilan edildi.

Ocak-Ağustos döneminde NHN 28,3 milyar $ iken, turizm revizyonunun etkisiyle 22,3 milyar $'a düştü yani 6 milyar $ azaldı. Cari açığımız da 39,7 milyar $'ken, turizm gelirleri revizyonuyla 35 milyar $'a geriledi yani 4,7 milyar $ azaldı. NHN'de %25, cari açıkta da %15'e yakın bir iyileşme oldu.

TCMB Ocak-Eylül '22'de NHN'yi 24 milyar 939 milyon $ olarak açıkladı. Böylece revize edilmiş rakamlarla NHN, 1 ayda 2,6 milyar $'dan fazla artarak 22,3 milyar $'dan 24,9 milyar $'a çıkmış oldu. Eğer bir güncelleme olmasaydı 28,3 milyar $ olan eski rakamlarla NHN'nin, Ocak-Eylül '22'de 30-31 milyar $'a çıkacağını tahmin ediyorum. Bu durumda ilk 9 ayda 31 milyar $'dan 25 milyar $ civarına değiştirilmiş yani azaltılmış bir NHN söz konusudur.

12 Kasım 2022 Cumartesi

IMF, TÜRKİYE'YE YENİ TEMSİLCİ ATADI: AZİM SADIKOV. IMF, HÜKÜMETE FAİZLERİ HEMEN ARTIRMASINI ÖNERDİ

Dr. Azim Sadıkov, 
 IMF'nin 7. Türkiye Temsilcisi oldu

Cahit UYANIK

Türkiye, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile neredeyse 12,5 yıldır 'diplomatik bir ilişki' sürdürüyor. IMF Türkiye Masası her yıl sonbaharda gelip ekonomik verilerimizi topluyor, 2 hafta kalıp yüz yüze görüşmeler yapıyor. Buna '4. Madde Görüşmeleri' veya 'Gözden Geçirme Görüşmeleri' deniliyor. IMF, bu yıl da 14-26 Ekim 2022 tarihlerinde TR'de imiş. Hiç haberimiz olmadı. Haberi olanlar da duyurmadı. Ne Hazine ve Maliye Bakanlığı, ne IMF Genel Merkezi ne de IMF Türkiye Temsilciliği bir açıklama yayınladı. Oysa eskiden bu ziyaretler Hazine'nin internet sitesinde ilan edilirdi. 04 Kasım 2022 tarihinde IMF'nin ABD'deki merkezinden, TR Masası Şefi Donal McGettigan başkanlığındaki heyetin ziyaretiyle ilgili bir basın açıklaması yayınlandı.

Basın açıklamasında 2021 yılı sonlarında yapılan politika faiz indirimlerinin TR'nin mevcut kırılganlıklarına eklendiği, TL'nin değer kaybettiği ve bunu yüksek enflasyonun izlediği anlatılarak, Rusya-Ukrayna Savaşı sonucunda yükselen ithal enerji fiyatları dolayısıyla TR'nin enflasyonist sürece girdiği vurgulandı. Alınan önlemler kapsamında kur korumalı mevduat (KKM) ve kredi büyümesini sınırlamak için BDDK ile TCMB'nin aldığı makro ihtiyati tedbirlere değinilen açıklamada, TR ekonomi yönetimine bırakılan 'tavsiye notu' veya 'ön ülke raporu'ndan ayrıntılar da paylaşıldı. (Toplanan verilerle IMF TR Masası tarafından daha geniş bir ülke raporu da hazırlanıyor. Bu rapor Ocak-2023 tarihinde IMF İcra Kurulunda ele alınıp görüşülecek.)

Tavsiyeler çerçevesinde; öncelikle TCMB üzerinden bir okuma yapılarak merkez bankası bağımsızlığının güçlendirilmesi ve politika faiz oranlarının hemen artırılması istendi. Bu yapılırsa enflasyonun daha kalıcı şekilde azaltılacağı ve TCMB döviz rezervlerinin güçlendirileceği ifade edildi. Açıklamada daha sonra sıkı maliye politikasına geçilmesi gerektiği vurgulanarak; artan mali riskler ve yüksek enflasyon göz önüne alındığında bunun savunmasız kişileri (desteğe muhtaç) hedefleyen yardım sağlama kararlarını da kolaylaştıracağı belirtildi.

11 Kasım 2022 Cuma

ANKARA'NIN GÜN GÖRMÜŞ PASTANESİ AKMAN'IN SERENCAMI (SONU)

Cahit UYANIK

1935'ten bir ilan... Ankara'nın ünlü pastanesi Akman'ın... 

Ulus'taki yeri kapanmıştı sanırım 10 sene kadar önce... Çok üzülmüştüm. İstanbul Yolu (Fatih Sultan Mehmet Bulvarı) üzerinde bir yere gitti diye biliyordum. Modern bir imalat yeri yaptırmış dedilerdi... Acity'nin oralarda bir işyeri sitesine... Aynı zamanda pastanesi de olacaktı girişinde... Ama olmamış, açmamışlar.  

Web sitelerinde "1936’dan beri Ankara’da Boza’nın tek adresi. 2013 yılından itibaren, siz Ankaralılara sadece boza üretmeye karar verdik. Şimdilerde Erciyes İş Merkezlerindeki Ankara’nın ilk ve tek Boza Fabrikasında tüm Ankara’ya Boza üretip 400’den fazla noktaya dağıtımını sağlıyoruz" yazıyor; lisan-ı münasip bir veda olarak... Kızılay-Selanik Caddesinde şubesi vardı. O da kapanmış anlaşılan... 

7 Kasım 2022 Pazartesi

TÜİK YENİ BELİRLEDİĞİ TURİZM GELİRLERİNİ EKLEDİ, NET HATA VE NOKSAN (NHN) 6,4 MİLYAR DOLAR AZALDI

Cahit UYANIK

Ekonomide geçen haftanın en önemli gelişmelerinden biri TÜİK'in açıkladığı turizm gelirleri istatistiğine ait revizyondu. Revizyon, tespit edilen yeni turizm geliri kalemlerinin eklenmesi ve hesaplama yöntemindeki bazı değişiklikleri içeriyordu. Revizyon; hem içeriği hem de yarattığı sonuçlar itibarıyla oldukça önemli bir gelişmeydi. Çünkü ödemeler bilançosuna yazılan "Turizm gelirleri" + "Seyahat gelirleri" denilen kalemleri olumlu yönde etkiledi. (Kısa süreli ülkemizi ziyaret edenlerin harcamalarını turizm gelirleri; 1 yıl ve daha uzun kalan yabancıların harcamalarını da seyahat gelirlerinde izliyoruz.) Daha önce kayıt altına alınamayan bazı turizm ve seyahat gelirleri, uygulanan ve kullanılan yeni yöntemler sayesinde kayda alınmaya başladı.

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, 1 hafta kadar önce Financial Times gazetesine yaptığı açıklamada yılın ilk 8 ayında 28 milyar doları aşan NHN'nin önemli kısmının kayda alınamayan turizm gelirlerinden kaynaklandığını söylemişti. Yeni gelirler, ödemeler bilançosundaki cari açık ile net hata ve noksan (NHN) kalemlerini de olumlu yönde etkiledi. Şöyle ki:

TÜİK revizyonla, geriye doğru 10 senelik eski ve yeni rakamları tablo halinde açıkladı ki burada 2022 yılının ilk 6 ayına ait eski ve yeni veriler de bulunuyordu. İlk 6 aydaki cari açığımız 32,5 milyar dolardı. Turizm+seyahat gelirlerimiz bu revizyon sonrasında toplam 6,4 milyar dolar artınca, cari açığımız 26,1 milyar dolara geriledi. Eskiden NHN içinde bulunan, bu kayda alınamayan turizm ve seyahat gelirleri; artık kendi kalemlerinde yer alacak. Yani çift kayıt usulü uygulanabilecek. (Eskiden tek taraflı bir kayıt yapılıyor, kaydın karşı tarafı bulunamadığı için NHN'ye yazılıyordu.) Yılın ilk 6 ayında NHN 17,5 milyar dolardı. Kayıt edilebilen turizm+seyahat gelirlerini düştüğümüzde NHN böylece 11,2 milyar dolara geriledi. Yani NHN'de %37 civarında bir azalmayla karşı karşıyayız. Dünya Gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, turizm+seyahat gelirleri revizyonu sonrası yılın ilk 8 ayındaki 28,3 milyar dolarlık NHN'nin 21,7 milyar dolara; cari açığın da 39,7 milyar dolardan 33,1 milyar dolara düşeceğini hesapladı.

5 Kasım 2022 Cumartesi

OKUDUĞUM KİTAPLAR / AL YAZMALIM SELVİ BOYLUM / CENGİZ AYTMATOV

SEVGİ NE DEMEKTİ? SEVGİ EMEK DEMEKTİ.

Cahit UYANIK

"Al Yazmalım Selvi Boylum"...

Ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un ölümsüz uzun hikayesini okuma fırsatı buldum

Bizde küçük bir isim değişikliği ile "Selvi Boylum Al Yazmalım" adıyla filme çekilmişti ve çok sevilmişti. 

Herşeyden önce şunu söyleyeyim; Tiyenşan Dağları eteklerinde, Issık Göl kıyısında gelişen hikayeye Aytmatov tarafından "Al Yazmalım Selvi Boylum" diye isim verilmesinin bir anlamı var

Bir akışla ilgili çünkü...

Ama biz bunun sırasını değiştirmişiz.


Size bir başka haberim daha var:

Hepimizin hafızalarına kazınan "Sevgi ne demekti? Sevgi, emek demekti" cümleleri

Uzun hikayenin hiçbir yerinde geçmiyor.

Filmin senaristi Ali Özgentürk tarafından eklenmiş senaryoya...

1 Kasım 2022 Salı

EKONOMİ FIKRALARI / ERDAL İNÖNÜ'DEN FIKRA GİBİ ANEKDOTLAR

 ESPRİ, ZEKA ÜRÜNÜDÜR...


* Gittiği restoranda garson: 

-Bir şey almak ister misiniz efendim? 

Deyince Erdal İnönü: 

-"Teşekkürler biz yine birbirimizi yiyeceğiz" cevabını vermişti. 


* "Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek."

Diyen bir gazeteciye

-"Tabi, sinema salonları karanlık oluyor" demişti.

31 Ekim 2022 Pazartesi

FED FAİZ KARARI VE TDİ VERİSİ KRİTİK. AB ENFLASYONU YÜZDE 10'U AŞARSA JUMBO FAİZ ARTIŞI ZEMİNİ GÜÇLENİR

Cahit UYANIK

Ekonomik veriler son aylarda sürekli gündemde. Çünkü ekonomilerin sağlık durumu iyi değil. Bunun en önemli belirtisi enflasyonun sürekli yükselişi ve kontrol altına alınamayışı... Bu hem içeride hem dışarıda böyle. Dışarıda özellikle faiz artışlarına rağmen bu durum yaşanıyor. Yıllık %1-2 enflasyona alışık ülkeler, %10-20 enflasyona kadar çıktılar. Yüksek enflasyonda önemli iki etken yüksek enerji ve gıda fiyatları. Merkez bankaları panik halinde faiz artırıyor ama bir yandan da resesyon kaygıları ile mücadele ediyorlar. İnsanlığın enflasyonla ilgili tecrübesi gösteriyor ki, öncelikli olarak yapılması gereken şey fiyat istikrarının sağlanması. Yani %10-20 civarına yükselmiş enflasyonların %5'e, oradan da %1-3 arasına indirilmesi gerekiyor.

Türkiye'de 3 Kasım 2022-perşembe günü Ekim-2022 enflasyonu açıklanacak. Beklentiler çok iyi değil ve ortalamalar %3,6'lık bir enflasyona işaret ediyor. Yıllık enflasyon beklentisiyse %85,6'da yoğunlaşıyor. Anketlerde yıl sonu enflasyonun ise %70 olması genel bir beklenti. Hükümetin ve TCMB'nin yıl sonu hedefi ise %65 civarında. TCMB'nin Ekim ayı Piyasa Katılımcıları Anketinde ise yıl sonu tahmini %67,8'de... Enflasyonda ilk büyük kırılma Aralık-2022 enflasyon rakamı açıklandığında yaşanacak baz etkisiyle görülecek ve bu etki sonraki 2 ayda da sürecek. Fakat TCMB ve hükümetin %22 ve %25 olarak tahmin ettiği 2023 yıl sonu enflasyonu piyasa uzmanları ve bazı önemli yabancı kuruluşlar tarafından kabullenilmiş değil. Onlar enflasyonu 2023'te %50 olarak tahmin ediyor. Sonuçta enflasyonda düşük çift haneden bile çok uzağız.

02 Kasım 2022-çarşamba günü ise FED faiz kararı var. Beklenti 0,75 puan artış yapılması yönünde. Ancak tartışma 13-14 Aralık 2022'deki son FED toplantısında ne yapılacağında yoğunlaşıyor. WSJ gazetesinde bundan 1 hafta-10 gün kadar önce çıkan haberde bazı FED üyelerinin Aralık toplantısında 0,75 değil 0,50 puan artıştan yana olduğu belirtilmişti. Bu haberin çıktığı günler sessizlik döneminin başlangıcına denk geldiği için, FED üyelerinin kamuoyuna yaptığı açıklamalara bakarak bu haberin kontrolü yapılamadı. Bu sebeple çarşamba günkü FED kararı sonrasındaki karar metni ve FED Başkanı Powell'ın açıklamaları dikkatli şekilde izlenecek. FED'in Aralık ayında 'pivot' yapıp yapmayacağının izleri aranacak. Vadeli işlemciler şu anda Aralık toplantısındaki 0,50 ve 0,75 faiz artışı ihtimallerini neredeyse aynı oranlarda tahmin ediyorlar.

29 Ekim 2022 Cumartesi

ECB FAİZDE BEKLENENİ YAPTI, ABD TEKNİK RESESYONDAN ÇIKTI. TÜRKİYE, TURİZM GELİRİ HEDEFİNİ 9 AYDA YAKALADI

Cahit UYANIK

27 Ekim 2022-perşembenin ilk verisi Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz kararıydı. Banka faizini beklendiği gibi 0,75 puan artırarak %2'ye yükseltti. Sonraki toplantıda faiz 0,50 puan artırılırsa Euro Bölgesinde faizler yılı %2,5'ten kapatacak demektir. AB ekonomileri resesyon korkusu yaşıyor. Önümüzdeki yıl teknik resesyona girileceğine kesin gözle bakılıyor. Bu ortam bizim açımızdan pek iyi değil. Faiz konusunda çekingen Avrupa, euronun değersizleşmesine sebep oluyor; bizim ihracat gelirlerimiz de azalıyor. ECB yetkilileri bazı açıklamalar yaparak "Enflasyon çok yüksek ve uzun süre hedefin üzerinde kalmasını bekliyoruz" dediler. Faiz artışlarıyla 2023'te enflasyonun %10'dan %5,5'e indirilmesi hedefleniyor. ECB yüksek petrol dışı enerji fiyatları (ağırlıklı olarak doğal gaz) ve yükselen gıda fiyatlarını enflasyona sebep olarak görüyor. Önümüz kış, soğuk günlerde iki kalemdeki fiyat artışları sürerse AB'de enflasyonun kontrol altına alınma süreci uzayabilir. ECB önce ağzına almadığı 0,75 puanlık artışı kabullendi; izleyen toplantılarda yeni 0,75'lik artışları da görebiliriz. ABD ekonomisinin 3. çeyrek büyümesi de 27 Ekim'de açıklandı. ABD ekonomisi bu periyotta %2,6 büyüyerek beklentileri aştı. Beklentiler %2,3-2,4 kadardı. Böylece 1 ve 2. çeyrekte küçülerek teknik resesyona giren ABD ekonomisi buradan çıktı. 3. Çeyrekte de küçülme olsaydı resesyonun oturmaya başlayarak tüm ekonomiyi ele geçirdiği düşünülecekti. Bu gelişme ekonomi açısından pek hoş bir şey olmazdı çünkü enflasyon içinde durgunluk yaşanması anlamına gelen stagflasyona doğru gidilecekti. ABD Hazine Bakanı Yellen, ekonominin kontrol altına alınmaya başladığını belirtti. Çünkü bir önceki çeyrekte kişisel tüketim harcamaları %2,1 artmışken, 3. çeyrekte bunun %1,4'e gerilemesi alınan tedbirlerin (faizlerin yükseltilmesi dahil) işe yaramaya başladığı şeklinde yorumlandı. Fakat FED faiz artışları devam ederek %5'i geçerse ekonominin gelecek sene resesyona gireceği düşünülüyor. Yapılan bir ankette ekonomistlerin tamamı 1 yıl sonra aynı günlerde kesinlikle resesyona girilmiş olunacağını belirtti ki, eskiden böyle düşünenlerin oranı %65'ti. Bu ise 2023 boyunca büyüme olmayabileceği anlamına geliyor.

28 Ekim 2022 Cuma

27 EKİM 2022'DE; ECB FAİZİ, ABD 3. ÇEYREK BÜYÜME, TÜRKİYE'NİN 3. ÇEYREK TURİZM GELİRİ AÇIKLANACAK. SANKİ 'KÜÇÜK KIYAMET' GÜNÜ

Cahit UYANIK

Bu hafta 27 Ekim 2022-perşembe günü Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz kararını açıklayacak. ECB, Eylül ayındaki toplantısında faizini 0,75 puan artırmıştı. Eylülde geleceğe yönelik yapılan tahminlerde 0,50+0,50 olmak üzere yıl sonuna kadar toplam bir puan faiz artışı yapılacağı ve faizin yüzde 2,25'e çıkarılacağı öngörülmüştü.

Ancak aradan geçen sürede Avrupa'da enflasyon artışını sürdürerek yüzde 10'a çok yaklaştı. Bazı AB ülkelerinde enflasyon yüzde 22'ye çıktı. Bunun üzerine ECB'den faiz artış beklentileri de revize oldu. Şu anda herkes ECB'den 0,50 değil 0,75 puan artış bekliyor. Belki bir şahinleşme, ön alma kaygısıyla 1 puanlık artış da görülebilir.

AB çok milliyetli bir yapı, ancak tek para birimi euro pek çok ülkede kullanılıyor. O nedenle ECB, hareketlerinde FED'e göre daha yavaş davranabiliyor. ECB, ciddi bir resesyona girmekten korkuyor. Ancak önlem almakta gecikirlerse bazı AB ülkelerindeki enflasyon yüzde 25'e doğru yükselebilir. Bu da AB ortalama enflasyonunu yüzde 11-12'ye hareket ettirebilir. Yani bir anda onların pek de alışık olmadığı yüksek enflasyon ortamına girebilirler.

AB'nin faiz kararı, resesyon korkusu ve euro'nun gerilemesi bizi de yakından ilgilendiriyor. Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) yaptığı açıklamaya göre euro/dolar paritesinin son aylarda 1,20'lerden 1'in altına düşmesi sebebiyle ihracatçıların toplam gelir kaybı 10 milyar doları geçti. Yani AB'ye daha fazla veya aynı düzeyde mal satmamıza rağmen, elde ettiğimiz gelir ciddi olarak azaldı.