2 Ocak 2015 Cuma

GÜNEŞ ÜLKESİ MISIR'DA VE BAŞKENT KAHİRE'DE YAŞAM...

Kahire'de sayıları binlerle ifade edilen otel var. Ancak 5 yıldızlı oteller Nil Nehri kenarına tesbih tanesi gibi dizilmişler. Nil üzerinde gece yarısına kadar büyük gemilerde yemek yenilebiliyor.

Cahit UYANIK



Mısır'ın başkenti Kahire 20 milyon nüfuslu dev bir kent. Trafiği gece gündüz demeden işliyor. Caddelerden ve sokaklardan sürekli otomobil seli akıyor. Trafik bu kadar sıkışık olunca, çözüm alt ve üst geçitlerin inşasında bulunmuş. Caddelerde trafik lambalarının yerini, binaların 2-3'üncü katına kadar yükselen üst geçitler almış. Bu kadar büyük bir trafik akımı, beraberinde Nil'in iki yakası ve Nil'in oluşturduğu adacıkların ana hatlara bağlanması sorununun da köprülerle çözülmesi sonucunu doğurmuş. Halk, köprülerin yoğunluğu nedeniyle Mübarek'in cumhurbaşkanlığını "köprüler dönemi" olarak tanımlıyor. 

Kahire trafiğinden birkaç not daha: Bu kentte doğru dürüst otobüs durağı yok. İsteyen istediği yerde otobüse binip iniyor. İnilirken ve binilirken otobüslerin fren yapmadığını, insanların hoplayıp zıplayarak bu işi hallettiğini gözlerinizle görüyorsunuz. Trafikteki birçok araç yamuk yumuk. Çarpışmalardan sonra vurulan birkaç çekiç darbesi, kaportayı düzeltmeye yetiyor anlaşılan.... Anlayacağınız Kahire'de ciddi bir kaporta ve oto boyası tamirat pazarı bulunduğu söylenebilir! Ama önce bu işleri yaptıracak müşterileri bulmak gerekiyor.

(Tıklayınız) MUHTEŞEM PİRAMİTLERİN YÜKÜ ALTINDA İKİ BÜKLÜM HAYAT: KAHİRE


Ölüler Şehri

Kahire'de piramitler kadar olmasa da ilginç bir mekan daha var. Yabancılar bu bölgeye "Ölüler Şehri" diyor. Bu bölgede mezarlarla insanların yaşadığı evler iç içe. Özellikle dar gelirli kesimin mesken tuttuğu Ölüler Şehri'nde kubbeli bir çok ölü evi var. Cenazeler açık mezarlar yerine bu evlerin içine gömülüyor. Çevredeki halk ise bu mezarların bakım ve korunmasını üstlenerek, geçimlerinin bir bölümünü karşılamaya çalışıyorlar. Anlayacağınız yaşamla ölüm içi içe, kol kola akıp gidiyor. Mısırlı yetkililer bu bölgeye gitme talebimizi, "Yörede yaşayan halkın rencide olacağı" gerekçesiyle reddettiler. 

Kahire'de güvenlik histerisi

Kahire'nin 15 kilometre yakınındaki piramitleri fazla anlatmaya gerek yok. Buraya oluk oluk turist aktığını söyleyebiliriz.  Heyetin Kahire'de bulunduğu günlerde piramitlerin yakınındaki boş bir alanda Aida Operası'nın sahnelenmesi en ilginç notlardan birisiydi. Mısır'da geçen yıl turistlere yönelik olarak yapılan iki saldırı ülkenin güvenlik sistemini adeta alarma geçirmiş. Bu saldırılar sonrasında koruma hizmetleri doğrudan doğruya Cumhurbaşkanlığı makamına bağlanmış.   Sokaklarda neredeyse her 100 metrede bir beyaz üniformalı, yaşı 18-20'yi geçmeyen polise rastlamak mümkün. Resmi heyetlere bunun yanı sıra bol miktarda yakın koruma veriliyor. Korumaların iyi eğitilmiş olması gözden kaçmıyor. Kahire'de sayıları binlerle ifade edilen otel var. Ancak 5 yıldızlı oteller Nil Nehri kenarına tesbih tanesi gibi dizilmişler. Nil üzerinde gece yarısına kadar büyük gemilerde yemek yenilebiliyor. Tabii gezinti gemilerinin etrafındaki polis botlarının eşliğinde...        

Türk usulü mesai Mısırlı işçiye uymuyor

Kahire'de gece yaşamı çok hareketli. Devlet dairelerinde mesai 09-15 saatleri arasında. Mesaiden dönenler öğle yemeği yiyip uykuya çekiliyorlar. Kentin serinlediği gece saatlerinde yaşam günün ilk ışıklarına kadar sürüyor. Sonra küçük bir uyku ve yeniden mesai... Birçok Türk şirketi, 09-18 saatleri arasındaki mesaiye uymayı kabul eden eleman bulmakta zorlanıyorlar.

Han El Halili: Kahire'nin Kapalıçarşısı...

Kahire'nin en işlek alışveriş yeri ise Han El Halili. İstanbul'daki Kapalıçarşı'yı andıran ancak birbirine dar sokaklarla bağlanan bu merkezde yüzlerce küçük dükkan turistlere mal satmaya çalışıyor. Kahire'ye gideceklere tavsiyem, ilk gördükleri satıcıdan alışveriş yapmamaları. Önce fiyat araştırması, daha sonra normal fiyatın yarı yarıya hatta üçte birine inen rakamlar insanı hayrete düşürüyor. Ancak yine de, Han Halili'den ayrılırken insan; iyi bir pazarlık yaptığını düşünmesine rağmen, aldatıldığı hissinden bir türlü kendini kurtaramıyor...

--------------------

MISIR PAZARINA NASIL GİRİLİR?

Türkiye, geçen yıl yayımlanan yeni ihracat stratejisi çerçevesinde hedef pazar olarak ilan ettiği Mısır'la ilişkilerini geliştirmek için ilk adımını attı. Uludağ İhracatçı Birlikleri'nin (UİB) koordinasyonunda Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından organize edilen Mısır gezisi olumlu izlenimlerle sonuçlandı. Mısır gezisine Türkiye'deki değişik firmalardan 100'ü aşkın işadamı katıldı. Toplantıların ilk gününde öncelikle Türk iş adamları Mısır ekonomisi ve idari yapısı hakkında bilgilendirildi.

(Tıklayınız) MISIR'LA EKONOMİDE 19 YIL ÖNCE 'UMUTLU BAŞLANGIÇ' YAPMIŞTIK

Bu toplantıda bir konuşma yapan Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Yaşar Yakış, Mısır ekonomisinin büyük bir gelecek vaat ettiğini belirterek, "Mısır, Türkiye'nin Afrika'ya açılan kapısı olabilir. Bu kapıdan geçmeden Afrika'ya girmek mümkün değil. Bu ülke de zaten başlı başına büyük bir pazar. Nüfusu 60 milyonu aşıyor. Bu ülkeye ne getirseniz satarsınız. Ancak ilişkilerinizi kurup geliştirirken Büyükelçiliğimizle yakın teması sürdürmeniz gerekir. Bu ülkenin de kendine has iş davranışları var. Teşvikler, kağıt üzerinde çok olumlu görünebilir. Ancak sahada uygulama imkanı bulan  ve bulmayan teşvikleri bilmeniz şimdilik mümkün değil. Bu nedenle bizimle yakın ilişki kurmanızı istiyoruz" diye konuştu. Yakış'ın bu uyarısının ardından söz alan ve uzun zamandır Mısır'da yaşayan bir Türk iş adamının konuşmasında olumsuz bir tablo çizmesi Mısır Heyetini daha başlangıçta umutsuzluğa düşürdü. İş adamı konuşmasında, Mısır'da ağır işleyen bürokratik çarklardan ve milli güvenlikle ilgili abartılı tedbirlerden bahsetti.

10 yıllık vergi teşviği

İş adamları daha sonra Kahire yakınlarında kurulmuş bulunan ve Türkiye'deki organize sanayi bölgelerine benzeyen iki büyük sanayi şehrini gezmek için dağıldılar. Mısır Hükümeti, bu bölgelerde Mısırlı girişimcilerle ortaklık kurarak üretim yapan yabancı firmalara 10 yıl vergi muafiyeti tanıyor. Aynı teşvik; tevsi yatırımları için de uygulanıyor. Sanayi şehirlerinden dönen iş adamlarının ortak görüşü, Mısır sanayinin Türkiye'ye göre daha gerice olduğu yönündeydi.

Mübarek 1981'den beri Cumhurbaşkanı

Mısır, toprak büyüklüğü itibarıyla Türkiye'nin 1.5 katı kadar. Ancak 1 milyon kilometrekareyi aşan topraklarının önemli bir bölümünün çöl karakterinde olması, nüfus yoğunluğunu Akdeniz kıyısı ve Nil boyunca yoğunlaştırmış. Öyle ki yerleşim yapılabilecek toprak büyüklüğü 55 bin kilometrekare kadar. Nüfusun yüzde 99'u Nil çevresinde, yüzde 1'i ise bedevi olarak çöllerde yaşıyor.

1981'de Enver Sedat'ın bir suikast sonucu öldürülmesinden bu yana ülkeyi Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek yönetiyor. Mübarek en son 1993'te yapılan referandumla yüzde 96 oy alarak 1999 yılına kadar ülkeyi yönetmeyi üstlendi. Mısırlılar her fırsatta Mübarek-Demirel dostluğuna işaret ediyorlar. Mısır'da başbakanlık görevini ise Kamal Ganzouri yapıyor. Kahire'de 46 bakanlık mevcut ve 6 bakan çifte görev üstlenmiş durumda. Ganzouri Kabinesinde 15-18 yıldır görev yapan isimlere rastlamak mümkün. Bu durum, yatırımcılara ülkenin siyasi istikrarı açısından teşvik edici bir unsur olarak anlatılıyor.

Mısır'ın para birimi Mısır poundu ve yıllardır sabit kur uyguluyor. Ülkedeki siyasi iktidar paranın değerinin korunmasına özel bir önem atfediyor. 1 doların 3.4 Mısır poundu ettiği Mısır'da uzun yıllardır kur sadece milyonda 1-2 mertebesinde devalüe edilmiş. Mısır yönetimi, istikrarlı parasını en önemli ekonomik avantajlarından birisi olarak lanse ediyor. Mısır'ın nüfusu 1997 rakamlarına göre 62 milyonun üstünde. Bu, Türkiye'nin nüfusuyla neredeyse aynı. Nüfusun önemli bölümü Kahire ve İskenderiye'de toplanmış durumda. Kahire'nin nüfusunun 20 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Ülkedeki nüfus artış hızı ise Türkiye'den geri kalır gibi değil: Yüzde 1,94. Okulların dağılma saatinde sokaklar, Türkiye'de olduğu gibi cıvıl cıvıl çocuk sesleriyle doluyor.

Mısır'ın Türkiye'ye hiç benzemeyen bir yönü ise enflasyon. Bu ülkede yıllık enflasyon yüzde 6.2 düzeyinde bulunuyor. Mısır, 1991'den bu yana IMF ile yakın dirsek temasında. Aynı yıl stand by, 1993'te EFF (Uzatılmış Fon Kolaylığı) ve 1996'da yeniden stand by imzalandı. IMF, ekonomik programı uygulama konusunda Hükümete güvendiğini sık sık açıklıyor.

83 milyar GSMH, 15 milyar dolar döviz rezervi

Mısır'ın dış ticaretteki en önemli avantajlarından birisi de yüklü döviz rezervi. Bu ülkenin ne kadar güçlü döviz rezervine sahip olduğunu görmek için GSMH'sının büyüklüğüne bakmak yeterli. Mısır'ın 1997 itibarıyla 83.8 milyar dolar olan GSMH'sına karşılık döviz rezervi 15.1 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Güçlü döviz rezervinin iki önemli nedeni var: Turizm ve petrol. Mısır'da yaklaşık 4 bin yıl önce inşa edilen Kahire yakınlarındaki 3 piramit ve ülkenin güneyinde bulunan Luxor'daki Tanrılar Vadisi'nin dev heykelleri, taşraya gidildikçe berraklaşan ve tropik bir doğayı besleyen Nil Nehri, çektiği milyonlarca turistle ülkeyi döviz açısından rahatlatıyor. Ülkede sıkı bir kambiyo rejimi uygulandığı için döviz karaborsası yok. Mısır halkı turistlerden kendi paralarıyla alışveriş yapmasını istiyor. Mısır'da kişi başına gelirin ise 800 ila 1.294 dolar arasında değiştiğine ilişkin çeşitli rakamlar bulunuyor. Ancak bu rakamın 1.000 doların altında bulunduğu kabul görüyor. Yine bu ülkede işsizlik oranı yüzde 9.4 düzeyinde bulunuyor. Kahire'de 20 milyon kişinin yaşadığı ve yetersiz sanayi tesisleri dikkate alınırsa, bu oranın daha yüksek olduğunu söylemek mümkün.
(Bu yazı, 23 Ekim 1998 tarihinde Finansal Forum Gazetesinde yayımlanmış yazının özetidir.) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder