1 Ocak 2015 Perşembe

ÖZELLEŞTİRME, CALP VE SOSYAL DEMOKRASİ



Cahit UYANIK


Sosyal demokrasinin "sat-sav-kurtul" mantığıyla yürütülen özelleştirme çalışmalarına en ciddi eleştiriyi yönelten ismi Necdet Calp öldü. Ekranın siyah-beyaz aydınlandığı günlerdi. Bir gece televizyona 4 adam çıktı. Açık oturumu yöneten gazeteci Hüsamettin Çelebi, Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) Genel Başkanı Turgut Sunalp, ANAP Genel Başkanı Turgut Özal, Halkçı Parti (HP) Genel Başkanı Necdet Calp. Herkes "askerin adamı" Sunalp'in gecenin yıldızı olacağını beklerken, tartışma Özal'la Calp arasında geçti. 

Özal tatlı dilli bir tüccar gibi ülkenin zenginliklerini nasıl satacağını anlattı durdu gece boyunca... Özal tam gecenin yıldızı olacaktı ki, vakur ve sakin görünüşlü Calp son sözü söyledi: "Sattırmam efendim sattırmam!". Calp, Özal'ı saatlerce dinlemiş  ve Türkiye'nin bu kafayla nerelere gidebileceğini hissederek tavrını koymuştu. Askerin adayı Sunalp ise muhtemelen özelleştirme sözcüğünü ilk kez duyuyordu. Nitekim askerin özelleştirmeye tepki vermesi için aradan 15 yıl geçmesini beklemek gerekecekti. Anlayacağınız gecenin yıldızı İsmet Paşa'nın özel kalem müdürü Calp olmuştu. 

Peki sosyal demokrasinin temsilcileri özelleştirme konusunda neden Calp kadar cesur ve önsezi sahibi olamadılar? Neden Calp kadar köklü ve güçlü bir itiraz yöneltemediler özelleştirmelere... Bunun nedenini iki döneme ayırarak bulmak mümkün. Sosyal demokrasi, muhalefette kaldığı 1984-1992 döneminde özelleştirmeyi anlayıp, yerine neyi ikame edebileceğini bulmakla geçirmedi. Bunun yerine mahkeme mahkeme gezip iptal davası açtı ve kazandı. Kazandı da ne oldu? Hiç. Satılıp da geriye verilen KİT var mı Türkiye'de? Ne yazık ki sosyal demokrasinin "özelleştirmeyi mahkemede bertaraf etme politikası" hala ısrarla sürüyor. İkinci neden ise koltuk hırsı. SHP'nin 1992-1995 arasındaki mıymıntı iktidar ortaklığı döneminde bu eğilim başladı. Şimdi de Anasol-D Hükümetinde bu davranışın izleri görülüyor. 

İktidarda hala bir sosyal demokrat parti var Türkiye'de... Bu partimiz, ülkenin kamu finansmanı sorununa çare olması için Meclis'ten bir vergi reformu çıkartmayı başardı. Eğer bu yasa uygulanabilirse, özelleştirmenin akılcı zemine oturtulması için büyük bir fırsat oluşacak. Rahmetli Calp'in ruhu rahat edecek. Ama bankacılara verilen taviz bir yana, şimdi borsacılar bu vergi reformunu delmeye hazırlanıyorlar. Vergi tavizinin alınacağı konusunda güçlü sinyaller gelmeye başlayınca, isteklerin ikincisi ortaya atıldı: Özelleştirme İdaresi, borsada market-maker'lık yapsın. Anlayacağınız; zaten tartışmalı şekilde satılan KİT'lerin gelirleri borsa üç kağıtçılarına yem edilsin isteniyor.  Biraz daha açık açık yazalım: Kamu finansmanına yama yapılan özelleştirme gelirleri, daha pespaye bir amaç için kullanılsın isteniyor. Umarım DSP'nin içinde bu ali cengiz oyununu sezen temiz elli insanlar çıkmıştır. Necdet Calp'e 'ruhun şad olsun' diyorum. 
(Bu yazı, 21.09.1998 tarihinde Finansal Forum Gazetesinde Başkentten Yansımalar köşesinde yayınlanmıştır.)

TÜPRAŞ ÖZELLEŞTİRMESİ: 37.3 DOLARLIK MASRAFLA 3.6 MİLYAR DOLAR KAZANILDI

SÖZE BAKILDI, SEKA BALIKESİR İŞLETMESİ ALBAYRAK'LARA VERİLDİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder