5 Ocak 2015 Pazartesi

100 SÜNNET TAKIMI VE ZAVALLI DEMOKRASİMİZ

Cahit UYANIK

Bu yazı başlığını okuyunca içinizden bazıları "Fesuphanallah! Sünnet takımı ile parlamenter, çoğulcu ve temsili demokrasimizin ne ilgisi olabilir ki?" diyebilir. Hiç acele etmeyin, ilgisi var. Hem de Anayasa Mahkemesi düzeyinde var. 100 sünnet takımı ve demokrasi ilişkisinin içinde, halihazırda iktidarın büyük ortağı olan Anavatan Partisi de bulunuyor. Nasıl mı? Buyrun sünnet düğününe...

Türkiye'de siyasi partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesine verilmiş bir yetki. Yüksek Mahkeme'nin raportörleri, siyasi partilerin kayıt, defter ve belgelerini didik didik inceleyip hazırladıkları raporu Anayasa Mahkemesine sunuyorlar.  Ama bu inceleme tamamen "şekli" bir nitelik taşıyor. İşte ANAP'ın 1995 yılına ilişkin olarak geçirdiği teftiş sırasında 100 adet sünnet takımı satın alınıp bunun parti kasasından ödenmesi, demokrasimiz açısından hayati önem taşıyan bir konu haline dönüşüveriyor!

Raportör, 100 milyon TL. tutarındaki (KDV'si içinde olmalı!?) 100 sünnet takımı satın alımının, siyasi bir propaganda faaliyeti sayılıp sayılamayacağı konusunda fikir yürütemeyince topu Yüksek Mahkeme'nin en tecrübesizi 20 yılı aşkın hukukçu üyelerine atıyor. 100 sünnet takımı, sayın üyeleri adeta bir bıçak gibi ortadan ikiye bölüyor. 11 üyeden 7'si 100 sünnet takımının siyasi propaganda malzemesi sayılacağını belirtirken, 4 tanesi (kabul oyu verenlerin hepsi erkek; muhaliflerden ikisi bayan üye) buna karşı çıkıyor. Sonuçta 100 sünnet takımı alımının siyasi propaganda malzemesi sayılacağı oy çokluğuyla kabul ediliyor! Karşı oy gerekçelerinden birinde öz olarak "Toplumsal dayanışma içinde görülerek yapılmış olsa bile, bu tür yardımlar giderek büyüyebilir. Bu da demokrasiyi tehdit edebilir" görüşü savunuluyor. Bir başka karşı oy gerekçesinde de açık açık "Toplu sünnet düğünleri siyasi faaliyet değildir. Bu nedenle çocuklara armağan edilen sünnet takımları siyasi faaliyet olarak değerlendirilemez" deniliyor.

Ne dersiniz? Bunlar Aziz Nesin'in öykülerine taş çıkartacak bir kara mizah malzemesi değil mi?Türkiye'de siyasetin finansmanı ve bu finansmanın denetlenmesi içler acısı bir manzara sergiliyor. Bir yanda sünnet takımının demokrasimizi ne yönde etkileyeceğine ilişkin  uzun tartışmalar; öte yanda ise siyasetin finansmanını sağlayan ak, gri ve kara para öyküleri. Türkiye önümüzdeki 10 ay içinde 2 büyük seçimi bir arada gerçekleştirmek için şimdiden hazırlık yapmaya  başladı. Bu seçimlerdeki siyasi harcamaların tek başına yapılan bir seçimden daha fazla olacağını söylemek için falcı olmaya gerek yok. 

Özellikle seçim kampanyası döneminde yapılan harcamaların önemli bir bölümünün"kayıtsız" olduğunu artık sağır sultan bile duydu.  Bu kayıtsız harcamalar, seçim sonrasında devletin yağmalanması olarak "yan etki" gösteriyor. Türkiye'de siyasetin temizlenmesi isteniyorsa, siyasetin finansmanının şeffaf ve gerçekçi denetime açık bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Bu konuda Meclis'e büyük görev düşüyor. Meclis bu konuda sağlıklı düzenlemeleri yapamazsa, demokrasi hukukumuzu oturtmakla mükellef olan Yüksek Mahkeme yargıçları istemeseler de "sünnet takımının demokrasi üzerindeki etkisi"ne kafa yoran hukukçular olarak tarihe geçecekler. 
(Bu yazı, 08.06.1998 tarihli Finansal Forum Gazetesinde Başkentten Yansımalar köşesinde yayınlanmıştır.) 

3 PARTİ, GENEL MERKEZLERİ İÇİN 80 MİLYON YTL HARCADI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder