Rafineri çıkış fiyatlarına ağustos ayında ikinci defa zam yapılması, Türkiye'de akaryakıt ürünlerinin fiyatlarının belirlenme yönteminin kimin karına, kimin zararına işlediğini yeniden tartışmaya açtı. Tüpraş Genel Müdürü Hüsamettin Danış, dün herkesi petrol kullanımında tasarrufa davet ederken, akaryakıt fiyatlarına enflasyonun çok üzerinde yapılan zamların günahını çıkarmaya çalışıyor gibiydi. Çünkü dolar kuru istikrarlı seyrettiği için, çoğunlukla uluslararası piyasalardaki ham petrol fiyatlarındaki artışlar öne sürülerek yapılan zamlar aslında Tüpraş ve Maliye'ye yaradı.
Son 20 ayda hammadde
maliyeti yüzde 32 artan Tüpraş, akaryakıt ürünlerine yaklaşık yüzde 70 zam
yaptı. 2004'ün sonunda akaryakıttan aldığı vergi oranlarını sabitleyen Maliye
ise Tüpraş'ın yaptığı her zamda elde ettiği vergi gelirini daha da artırdı.
Öyle ki zamlar nedeniyle Maliye 20 ay sonunda litre başına yüzde 43 daha fazla
vergi toplar oldu. Bu da özellikle sanayicinin maliyetinin daha fazla artmasına
yol açtı.
Türkiye'nin seçime
gittiği tarih olan 2002 yılı Kasım ayı ile kıyaslandığında süper benzinin
rafineri satış fiyatları dolar bazında ikiye katlandı ve bu ürünü tüketen
herkesin cebinden çıkan para da aynı düzeyde arttı. Akaryakıtta uygulanan özel
tüketim vergisi (ÖTV), Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) payı ve KDV
nedeniyle Maliye'nin gelirlerinde sağladığı artış da, son 20 aydaki enflasyon
gerçekleşmelerinin çok çok üzerinde oldu.
Bütçe hedeflerini tutturmak için ÖTV
tahsilatına güvenen Maliye Bakanlığı'nın birim akaryakıttaki nominal vergi
artışı, 20 ay öncesi ile kıyaslandığında yüzde 43'e çıktı. Son 20 aydaki TÜFE
ise 2004'te yüzde 9.3 ve bu yılın ilk 7 ayında yüzde 2. Yani yüzde 11.3
düzeyinde.
Tüpraş ise, üzerinde vergi yükü bulunmayan
akaryakıt rafineri satış fiyatını, son 20 ayda yüzde 84.5 oranında yükselterek
karlı görünmeye çalıştı. Ancak aynı dönemde Türkiye'nin satın aldığı ham petrolün
varil başına fiyatı sadece yüzde 32 düzeyinde arttı. Akaryakıt fiyatlarında
oluşan bu manzara tüketicinin, TÜFE enflasyonunun üzerinde zamlarla karşı
karşıya kaldığını, düşük seyreden dolar kuru ile desteklenen ham petrol
fiyatlarının tüketiciye normalden daha fazla yansıtıldığını gösteriyor.
Süper
benzinde "süper" artış
Tüpraş'ın İzmit Rafinerisi'nde üretilen süper benzinin rafineri çıkış fiyatı, 2002 Kasım ayında 1.413 YTL idi. O dönemde dolar kuru 1.607 YTL düzeyinde olduğundan, 1 litre süper benzinin fiyatı 0.88 dolara denk geliyordu. Ancak, aradan geçen yaklaşık 32 ayda (2 yıl 8 ay) fiyatlar, dolar bazında sürekli artış göstererek son zamla 1.77 dolara kadar yükseldi. Tüketici, dolar kurundaki yüzde 20'lik azalmaya rağmen, 1 litre benzine dolar bazında iki katı fiyat ödeyerek sahip olmaya başladı. TL bazında ödediği ek fatura ise yüzde 69’du.
TÜFE, 2003 yılında yüzde 18.4, 2004'te yüzde 9.3 ve bu yılın ilk 7
ayında ise yüzde 2 arttı. Yani TL bazındaki fiyatlar reel olarak en az yüzde 35
daha fazla gerçekleşti.
(Bu analiz, Referans Gazetesinin 18.08.2005
tarihli sayısında yayınlanmıştır.)
PETROLDEKİ DÜŞÜŞ, 73 MİLYAR DOLARLIK CARİ AÇIK KABUSUNDAN UYANDIRDI
MB: HAM PETROLDE FİYAT ARTIŞININ ÜÇTE BİRİ AKARYAKITA YANSIYOR
PETROLDEKİ DÜŞÜŞ, 73 MİLYAR DOLARLIK CARİ AÇIK KABUSUNDAN UYANDIRDI
MB: HAM PETROLDE FİYAT ARTIŞININ ÜÇTE BİRİ AKARYAKITA YANSIYOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder