28 Ocak 2015 Çarşamba

YTL: PARA MACERAMIZDA 165 YIL SONRA YENİ BİR BOYUT

Cahit UYANIK

Türkiye, 2005 yılına yeni bir para birimi, yeni basılmış kağıt ve madeni paralarla girdi. Böylece 1994 yılından bu yana zaman zaman alevlenip sönen sıfır atma tartışmaları da bitti. Banknot Yeni TL'ler (YTL) ve içinde 1 YTL'nin de bulunduğu madeni para Yeni Kuruşlar (Ykr) konusunda özellikle son 1 ayda çok yoğun bir bilgilendirme ortamı yaşandı. Bu konuya birazdan biz de gireceğiz. Ama önce günlük yaşamımızın önemli unsurlarından birisi olan paranın Türkiye'deki kısa bir tarihçesine bakalım.


İlk Türk banknotu 1840'ta çıkarıldı

Osmanlı İmparatorluğunda ilk banknotlar idari, sosyal ve yasal reformların gündeme gediği Tanzimat Döneminde tedavüle çıkarıldı. Banknotlar bu dönemde esas olarak reformların finanse edilmesi amacıyla basıldı. İlk Osmanlı banknotları Abdülmecit tarafından 1840 yılında "Kaime-i Nakdiye-i Mutebere" adıyla, bugünkü dille "Para yerine geçen kağıt" bir anlamda para olmaktan çok faiz getirili borç senedi veya hazine bonosu niteliğinde olmak üzere tedavüle sunuldu. Bu paralar matbaa baskısı değildi: elle yapılmış ve her birine de resmi mühür basılmıştı.

Osmanlı İmparatorluğunda 1856 yılında İngiliz sermayesi ile kurulan Osmanlı Bankası "Bank-ı Osmani", 1863 yılında Fransız ve İngiliz ortaklığında "Bank-ı Osmani Şahane" adıyla bir devlet bankası niteliğini kazandı. Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlı Bankasına hükümetin hiç bir biçimde kağıt para basmayacağı ve başka bir kuruma da bastırmayacağı taahhüdünde bulunarak 30 yıl süre ile kağıt para ihracı imtiyazını verdi. Ancak Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Bankası hükümetin avans ve banknot ihraç isteğini geri çevirdi. Osmanlı yönetimi, 1915 yılından itibaren altın ve Alman hazine bonolarını karşılık göstererek 4 yıl boyunca, yedi tertipte toplam 160 milyon liranın üzerinde banknot çıkardı. Bu banknotlar "Evrak-ı nakdiye" adı altında Türkiye Cumhuriyetine intikal etti.

Evrak-ı nakdiyeler 1927 yılı sonuna kadar tedavülde kaldı. TBMM'de 30 Aralık 1925 tarih ve 701 sayılı "Mevcut Evrak-ı Nakdiyenin Yenileriyle İstibdaline Dair Kanun" kabul edilerek ilk Türk banknotlarının bastırılmasına karar verildi. İlk Türkiye Cumhuriyeti banknotları, 5 Aralık 1927 tarihinde dolaşıma çıkarıldı. Türkiye'de ilk banknot basımı ise 1958 yılında yapıldı. Bu kısa tarihçeden anlaşılacağı gibi, Türkiye'de modern anlamda para tarihinin 165'inci yılına TL'den 6 sıfır atılarak ulaşıldı.

Dünyanın en büyük kupürlü parası bizdeydi


Peki neden paradan sıfır attık? Bunun sebebi elbette son 30 yıldır yaşadığımız enflasyonist ortam. Enflasyonla birlikte ekonominin nakit ihtiyacı da kabardı. Bu ihtiyaç, 1981 yılından bu yana ortalama her 2 yılda bir defa tedavüle çıkarılan üst değerde yeni banknotlarla karşılandı. Öyle ki 1980 yılı başında emisyon (piyasada dolanan paranın toplamı) ile 2004 Eylül ayı sonundaki emisyon arasında 49 bin 815 kat fark vardı. Türkiye, adeta bir yeni banknot cennetine dönmüştü. Öyle ki, 1992 yılı sonunda tedavüle sürülen 250 bin TL'lik banknotu, daha  5 ay sonra 1993'ün ilk aylarında 500 bin TL'lik banknot izleyebiliyordu. Bu eğilim sürdükçe sürmüş ve 31.12.2004 itibarıyla dünyadaki en büyük kupürlü banknot (20.000.000 TL) sadece Türkiye'de kullanılır duruma gelmişti. 


20 milyon TL, 2003 sonundaki 10.7 katrilyon liralık emisyon hacminin yüzde 80'ini karşılıyordu ki bu, Türkiye ekonomisinde tamamen 20 milyon TL'ye emanet bir görünüm ortaya çıkarıyordu. Sözün kısası 1981'den bu yana 11 yeni üst kupür piyasaya sürülmüştü.

Bu durum hem TL'nin itibarını azaltıyor, hem de bol sıfırlı rakamlar başta kasa işlemlerinde olmak üzere muhasebe ve istatistik kayıtlarında, bilgi-işlem programlarında ve ödeme sistemlerinde, fiyat etiketlemelerinden benzin pompaları ve taksimetrelere kadar günlük hayatın birçok alanında da sorunlar yaratıyordu. Paradan 6 sıfır atılması hem psikolojik, hem teknik bir ihtiyaçtı. Paradan 3 sıfır değil de 6 sıfır atılması ise gelişmiş ülkelerdeki kupür değerleri ile bir paralellik sağladığı için tercih edildi. Türkiye paradan sıfır atan 50'inci ülke oldu.

Fiyat yuvarlaması enflasyonu artırır mı?


Paradan 6 sıfır atılmasının halkı en çok ilgilendiren yönlendiren birisi, bu operasyonun 'yuvarlama etkisi' yoluyla enflasyonist etkiye yol açıp açmayacağında düğümleniyor. Çünkü bu konu benzer bir operasyon yaşanan Euro bölgesinde en çok tartışılan konulardan biri olmuştu. Ancak Türkiye'deki operasyon, Euro'ya geçişteki küsuratlı dönüşüm kurlarından (Bu operasyonda 12 dönüşüm kuru kullanılmıştı) farklı olarak sadece sıfır atmaya dayalı bir çalışma. Dolayısıyla fiyat yuvarlamalarının Euro bölgesine kıyasla daha az hissedileceği düşünülüyor. Zaten resmi açıklamalara göre Euro bölgesinde 2002 yılının ilk 6 ayında gerçekleşen yuvarlama etkisi genel tüketici fiyatları endeksinde binde 2 düzeyini geçmemişti. Diğer taraftan yüksek enflasyon ve madeni para kullanma alışkanlığının yitirilmesi nedenleriyle Türkiye'de zaten var olan yuvarlama etkisinin süreklilik arz etmeyeceği bekleniyor. Ayrıca etiket ve tarife listelerinin 1 Ocak-31 Aralık 2005 tarihleri arasında TL ve YTL üzerinden  ayrı ayrı gösterilecek olmasının, yuvarlama kaynaklı fiyat artışlarını sınırlayacağı düşünülüyor. Düşük düzeyde gerçekleşse de fiyat yuvarlamaları süreklilik arz etmeyecek; uygulamada enflasyonist etkiden ziyade enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesindeki kararlılık ön plana çıkacak gibi görünüyor.

Dikkatli olmakta fayda var

Nihayetinde YTL, günlük hayatımızdaki ekonomik ölçü birimi kavramını değiştirecek. Özellikle yabancılara çok garip gelen milyonlu, milyarlı rakamlar biraz olsun 'besmele' ile ağza alınır hale gelecek. Bunun dışında Yeni TL, ekonomik değerlerin birbirleriyle ilişkisini değiştiremez. Kumbara alışkanlığı, bozuk para cüzdanı, içinde kuruş sözcüğünün geçtiği atasözlerinin yeniden anlam kazanması haricinde hayatımızda çok köklü bir değişiklik olmayacak. Ama ilk günlerde, eski para birimini yeniye çevirirken dikkatli olmakta fayda var tabii... Çünkü halkımız para-pul konusunda aldatılmaya çok müsait. Ekonomide ise 2000 yılından bu yana düşürmeye çalıştığımız enflasyonun rakamlar yansımış halini göreceğiz. Burada önemli olan bir daha enflasyoncu ortama geri dönmemek. Yoksa 10-15 yıla kalmadan yeni bir sıfır atma operasyonu ile karşı karşıya kalırız.

Değer kazandığı için değil, ihtiyaçtan...

Türkiye, daha önce söylediğimiz gibi sıfır atmayı 1994'ten beri konuşuyor. Demek ki fikir zemini ile ekonomik zemin örtüşmeye başlamış ki  bu aşamaya gelinebildi. Türkiye, sıfır atma operasyonunu ekonomik programı başarıya ulaştırma aşamasına geldikten sonra yapan ülkelerden birisi oldu. Bazı ülkelerde ise yaşanan hiper enflasyon nedeniyle, sıfır atma operasyonu baştan yapılıyor. Buralarda başarı şansı genelde düşük olabiliyor. Sıfır atma, zaten paranın değer kazandığı anlamına gelmiyor. TL, uzunca bir süredir döviz karşısında değer kazanıyordu. Bunu Merkez Bankasının reel kur endeksinden de izleyebiliyorduk. Sıfır atma operasyonu TL değer kazandığı için değil,  artık bu kadar büyük rakamlarla ekonomiyi ölçmenin zorluğu ve halkı enflasyonun düşmesine psikolojik olarak hazırlamayı amaçlıyor.

YTL'ye geçişin maliyeti ne olacak?

YTL projesinin maliyeti ise çok net değil. Merkez Bankası yetkilileri kendileriyle ilgili toplam maliyetin yaklaşık 25 milyon dolar civarında olduğunu belirtiyorlar. Ancak Türkiye'de 2 yılda bir yeni para basımı maliyeti olan 10 milyon doların bundan çıkarılmasını istiyorlar. Darphane ise madeni para basımı maliyetinin 50 milyon doları aşacağını açıkladı. Bunlar sadece yeni para basıp dağıtmakla ilgili maliyetler...

YTL tanıtım kampanyasının maliyeti ise 1 milyon doları bulacak. Bulacak diyoruz, çünkü kampanya 2005 Mart ayına kadar devam edecek. Ancak tüm ekonomik birimlerin kendilerini YTL'ye uydurmak için yaptığı masraflar henüz bilinemiyor. Bazı yorumcular 2 katrilyon liralık (yaklaşık 1.3 milyar dolar) bir rakamdan dahi bahsediyorlar. Bu rakama inanıp inanmamak sizin elinizde. Çünkü Maliye Bakanlığının bilgilerine göre sırf 200 bin yazar kasanın değişmesi gerekiyor.

Son söz: Pratik YTL hesabı

Belki bu yazıyı okuyana kadar kulak kabartmamış olabilirsiniz ama size pratik bir YTL ve YKr hesabını vererek yazıyı sonlandırmak istiyorum. TL'den 6 sıfır atılınca YTL; 4 sıfır atılınca YKr'ye ulaşılabiliyor. Örneğin 1.250.000 TL = (6 basamak geri gelince) 1.25 YTL oluyor. Çevrilecek değer 1 milyondan küçükse TL'yi kuruşa çevirmek için 4 basamak geri geliniyor. Söz gelimi 750.000 TL = (4 basamak geri gelince) 75 YKr oluyor. Hepinize kolay gelsin efendim.


           75 YILDA FİYATLAR NASIL ŞİŞTİ VE İNDİ?
 ÜRÜN
     1930
     1980
  2004  SONU
 2005
 ET
 70 Kr
 230 TL
 15 milyon   TL
  15 YTL
 SÜT 
 25 Kr
 25 TL
 600 bin TL
 60 Ykr
 YUMURTA
 25 Kr
 25 TL
 300 bin TL
 30 Ykr
 EKMEK
 12 Kr
 10 TL
 250 bin TL
 25 Ykr
 ZEY. YAĞI
 32 Kr
 85 TL
 5 milyon TL
 5 YTL
 ŞEKER
 50 Kr
 17 TL
1.75 milyon TL 
 1.75 YTL
 PİRİNÇ
 40 Kr
 45 TL
 2 milyon TL
 2 YTL
 FASULYE
 22 Kr
 60 TL
 2 milyon TL
 2 YTL
 SABUN
 7.5 Kr
 16.5 TL
 1 milyon TL
 1 YTL
 EV KİRASI
17.5 TL 
 5.000 TL
 300 milyon TL
 300 YTL
 AYAKKABI
 2.5 TL
 1.750 TL
50 milyon TL 
 50 YTL
ELBİSE-ERKEK 
10 TL 
 4.000 TL
 100 milyon TL
 100 YTL




 DÜNYADA TEDAVÜLDEKİ EN BÜYÜK
 BANKNOTLAR (13.01.2004 İTİBARIYLA)
 ÜLKE
 KUPÜR
 USD KARŞILIĞI
 ENDONEZYA
     100.000
        12.0
 KAMBOÇYA
     100.000
        25.1
 LÜBNAN
     100.000
        66.0
 MOZAMBİK
     100.000
          4.2
 PARAGUAY
     100.000
        16.1
 VİETNAM
     500.000
          6.4
 ROMANYA
  1.000.000
        31.0
 TÜRKİYE
20.000.000 
        15.0

(Bu yazı, Türk Standardları Enstitüsü-TSE'nin yayın organı aylık Standard Dergisinim Ocak- 2005 tarihli sayısında yayınlanmıştır)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder