24 Ocak 2015 Cumartesi

MALİYE, HAPİSTEKİ TİTANCI KENAN ŞERANOĞLU'NU ARIYOR!



Cahit UYANIK

Türkiye bundan 8 yıl önce Titan Saadet Zinciri ve onun havalı patronu Kenan Şeranoğlu'nu, dillere destan bir doğum günü partisi ile tanımıştı. Lüks bir otomobille doğum gününe gelen ve lüks bir otomobil şeklindeki doğum günü pastasını kesen, tek düğmeli iki parça kumaştan dikilmiş ultra-süper ceketiyle hala hafızalardaki yerini koruyan Şeranoğlu, Titan adlı organizasyonun aslında bir "saadet zinciri" olduğu anlaşılınca gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Daha sonra mahkeme aşamasında ortaya çıkarılan bilgilere göre Şeranoğlu, 8 ayda o dönemde hatırı sayılır bir para olan 2 trilyon lirayı cebe indirmişti. Titan organizasyonu, 30 bin kişiden 2 bin 500'er mark toplamış ve her üyeye, bir önceki üyenin parasından belli bir miktar aktarmıştı. Buna finans literatüründe "saadet zinciri" veya "Ponzi oyunu" da deniliyordu.

ENFLASYON HEDEFLEMESİNDE İLK TEST NOKTASI BUGÜN












Cahit UYANIK
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) bugün açıklayacağı mart ayına ilişkin enflasyon rakamı, Merkez Bankası'nın (MB) yılbaşında duyurduğu enflasyon hedeflemesi açısından da ilk test noktasını oluşturacak. MB, yıl sonu için belirlediği yüzde 5'lik nihai hedefe ulaşmak için, 3'er aylık dönemler halinde (mart-haziran-eylül) bir "enflasyon patikası" tespit etmişti. Bu patikaya göre, mart ayındaki tüketici fiyatları enflasyonunun (TÜFE) yıllık yüzde 7.4 düzeyinde gerçekleşmesi gerekiyor. Şubat ayındaki yıllık enflasyon rakamı yüzde 8.15 olarak gerçekleşmişti. Bu durumda yüzde 7.4'lük rakamı yakalayabilmek için, mart ayı fiyat endeksinin düşüş yönünde olması gerekiyor.

23 Ocak 2015 Cuma

İŞSİZLER "VAKTİM YOK, İŞ ÖĞRETEN KURSA GİDEMEM" DEDİ !



Cahit UYANIK 


Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Beceri’10 kurslarına ön kayıt yaptıran ancak sonrasında sistemden çıkan 1086 kişi ile telefonda yapılan ankette, işsizlerin meslek kurslarına bakış açıları ile ilgili önemli bilgiler toplandı. Kursa devam edilen her gün için 15 TL harcırah alınan ve kurs sonunda istihdam garantisi bulunan UMEM Beceri’10 Projesine ön kayıt yaptırıp, daha sonra herhangi bir kursa kayıt olmayan her 10 kişiden birinin “vakti olmadığı” gerekçesini sunması ilginç bir bulgu olarak ortaya çıktı.

22 Ocak 2015 Perşembe

AZ BİLİNEN IMF-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN GEÇMİŞİ...

Cahit UYANIK

Türkiye, Hazine Müsteşarlığı'nın 9 Mart 2010 tarihli resmi  açıklamasına göre Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 20. stand by görüşmelerini anlaşma olmadan bitirdi. Bu görüşmeler, 19. stand by'ın 2008 mayıs ayı sonunda bitmesinden bu yana sürüp gidiyordu. Yani 21 ay boyunca süren görüşmeler bir anlaşma olmadan sona erdi. Bu durum Türkiye'de günlerce tartışıldı. IMF'siz dönemin neler getirip neler götüreceği üzerinde duruldu. Ben de burada uzun uzadıya IMF olmadan Türkiye ekonomisinin performansının nasıl seyredeceği konusunda niyet okuyuculuğuna soyunmayacağım. Bunu hep beraber yaşayıp göreceğiz. Sadece şu söylenebilir: Türkiye'de IMF olmadan, kendi kendine yeten bir akış halinde, ekonomisini yürütmesi için yeterli altyapılar kurulmuş gibi görünüyor. Ancak bu altyapıların korunup, zamana ve şartlara göre geliştirilmeye gereksinimi var. Türkiye, gerek devlet ve hükümetler olarak, gerek özel sektör olarak bu konuda duyarlılık gösterirse IMF ile ilişkiler bundan sonra, 'borçlu-alacaklı' değil 'diplomatik’ düzeyde kalabilir. Aksi taktirde yine zorlu bir viraj sırasında IMF'ye muhtaç duruma düşebiliriz.

İŞTE BARZANİ'Yİ 300 MİLYON DOLARDAN EDECEK AKÇAKALE SINIR KAPISI

Cahit UYANIK  

Bu yıl nisan ayında yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında alınan kararlar gereği devlet, Irak'la ticaret hacmini azaltmadan, Kuzey Irak'taki Barzani yönetimini "güçsüz" hale getirmeyi hedefliyor. Barzani'nin en önemli gelir kaynaklarından birisi Habur Sınır Kapısı'ndan geçiş yapan tırlar ve kamyonlar. Bu araçlardan yılda 300 milyon dolarlık nakit gelir sağlayan Barzani yönetiminin gelirleri, Şanlıurfa-Akçakale'de açılacak Akçakale Sınır Kapısı ile azaltılmaya çalışılacak.

21 Ocak 2015 Çarşamba

İŞSİZLİK SİGORTASINA EL ATMAK, SSK'DA 30 YIL ÖNCE DÜŞÜLEN HATAYI TEKRARLAMAKTIR

Cahit UYANIK

Türkiye'de değişmeyen kötü siyasi geleneklerden birisi de hazır ve yıllardır biriktirilen kaynakları fütursuzca tüketmek. Türkiye bu siyasi pratiği 1970'li yıllardan sonra Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) üzerinden yaşadı. Kurulduktan sonra işçi ve işverenlerden kesilen primlerle SSK, büyük bir kaynak gücüne ulaşmıştı. 1970'li yıllardaki çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum;  SSK hastanelerine gıpta ile bakılırdı. Bir kentte eğer SSK'ya bağlı bir hastane varsa ve siz SSK'lı iseniz şanslı bir vatandaş sayılırdınız. O kentin en iyi doktorları SSK hastanesinde çalışır, en modern tedaviler orada uygulanırdı.  Ama maalesef 1980'li yılların sonu ve 1990'lı yıllar boyunca SSK hastaneleri yeni yatırımlar yapılmadığı için en kötü sağlık kurumları olarak ünlendiler.

20 Ocak 2015 Salı

ÇOK SEVDİĞİMİZ AMA PEK TANIMADIĞIMIZ BİR YATIRIM ARACI: ALTIN

Cahit UYANIK



Altın, Türk halkının çok ama çok sevdiği; neredeyse hiç tanımadığı yegane yatırım aracı. Mesela 'karat' ve 'ons' nedir? Altının ayarları neye bağlıdır? Altın fiyatları nasıl artar veya azalır, bunları biliyor muyuz? Oysa diğer yatırım araçları öyle mi? Banka mevduatı ve döviz hakkında birçok bilgisi olan halkımız, bir zamanlar rağbet ettiği borsadan ise çok fazla teknik bilgi ve sürekli takip gerektirdiği için soğumuş görünüyor. Mevduattan ne kadar vergi alındığı, mevduat garantisinin limiti, hangi bankanın mevduata ne faiz verdiği gibi bilgilerin yanı sıra, doların, sterlinin veya euronun geleceğine yönelik düşünce ve beklentiler çoğu kişinin bilgisi dahilindedir. Altında ise 'güven' hissi, çoğunlukla altın hakkında bilgi sahibi olma çabasına baskın çıkar. Altında fiyat takibinin ötesine pek geçmeyiz. Altın belki de; somut, elle tutulabilen, değerini yitirmeyen, kriz dönemlerinde de nakite kolayca dönüştürebilen özellikler taşıdığından Türkler'in gözdesi. Altın aynı zamanda bir ziynet eşyası olarak çok rağbette. Türkler olarak, altınla süslenmeyi çok seviyoruz. 


19 Ocak 2015 Pazartesi

MB: HAM PETROLDE FİYAT ARTIŞININ ÜÇTE BİRİ AKARYAKITA YANSIYOR

Cahit UYANIK

Merkez Bankası (MB), ham petrol fiyatlarındaki artışın Türkiye'deki akaryakıt fiyatlarını ne yönde etkilediğini araştırdı. MB'nin yayımladığı son enflasyon raporundaki verilere göre ham petrol fiyatlarındaki yüzde 10 oranındaki artış, yurt içi akaryakıt fiyatlarını 24 aylık bir dönem sonunda 3.2 puan artırıyor. Yani uluslararası petrol fiyatlarındaki bir artışın ancak 1/3'ü yurt içi akaryakıt fiyatlarına yansıyor.

ALARKO VE AKENERJİ SANTRAL KAPATIYOR





Cahit UYANIK 

Yüksek doğal gaz fiyatları nedeniyle zararda olduklarını ve elektrik üretiminden vazgeçme noktasına geldiklerini belirten özel sektör elektrik üreticileri santral kapatmaya başladı. Alarko Holding iştiraklerinden Alarko Elektrik Santralları Tesis, İşletme ve Tic. A.Ş.'ye (Altek) bağlı Kırklareli Doğal Gaz Çevrim Santralında bu ay sonunda üretim duruyor. Akkök Grubu'na bağlı Akenerji de, Bilecik-Bozhöyük’teki santralin birinci ünitesini 15 Temmuz, ikinci ünitesini 30 Temmuz’da üretim durdurma kararını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na iletti. Akenerji, mayısta 5 MW gücündeki Bursa-Orhangazi santralini kapatmıştı. Kapatılan son iki santralin kurulu gücü 81 (Altek) ve 127 (Akenerji) olmak üzere toplam 208 MW düzeyinde bulunuyor. Türkiye'deki toplam kurulu güç ise 39 bin MW düzeyinde. 

16 Ocak 2015 Cuma

TÜPRAŞ ÖZELLEŞTİRMESİ: 37.3 DOLARLIK MASRAFLA 3.6 MİLYAR DOLAR KAZANILDI



Cahit UYANIK 

Türkiye, 20 yılı aşkın zamandır süren özelleştirme macerasında mahkeme kararlarına saygı göstermeye başlamasının ödülünü Tüpraş özelleştirmesindeki ek 3 milyar 625 milyon dolarlık kazançla aldı. Hükümet, Tüpraş'ın yüzde 65.76'sını 2003-2004 yıllarında yapılan özelleştirme ihalesinde 1 milyar 302 milyon dolara Efremov-Zorlu Ortaklığı'na satmıştı. Ancak Petrol-İş Sendikası tarafından Ankara 10. İdare Mahkemesi'ne açılan davada mahkeme, işlemin iptaline karar verdi. 2 Haziran 2004'te verilen bu karar, daha sonra Danıştay tarafından da onaylanınca hükümet ihaleyi iptal etmek zorunda kalmıştı.

İŞSİZLERİN MESLEK ÖĞRENİRKEN TERCİH ETTİĞİ KURSLAR: TEKNOLOJİ YOĞUN MESLEKLER

İŞSİZLER, İŞ BEĞENMİYOR
İŞSİZLERE, İŞ BEĞENDİRMEK ZOR
İŞSİZLER, İŞ ÖĞRENMEYE GÖNÜLSÜZ
MESLEKSİZ İŞSİZLER, MESLEK EDİNMEK İSTEMİYOR (MU?)
BATIDA İŞSİZLER İŞ BEĞENMİYOR, DOĞUDA YETERİ KADAR İŞ YOK!
İŞSİZLER, TEKNOLOJİ YOĞUN MESLEK KURSLARINA İLGİ GÖSTERİYOR 

TOBB ETÜ Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SPM) Direktörü Prof. Dr. Serdar SAYAN, meslek edinmek isteyen işsizlerin en çok hangi alanlardaki kursları tercih ettiğini açıkladı. Buna göre işsizler, kurs bitip işe girdiğinde daha yüksek kazanç beklentisi, bu işlerin gelecekte de önemini koruyacağı ve kendilerini geliştirebilecekleri düşüncesiyle ‘teknoloji yoğun’ sektörlere yönelik mesleki eğitimlere daha çok ilgi gösteriyor.
Buna göre işsizler, en çok sırasıyla;
-‘elektrik, elektronik, makine ve beyaz eşya’,
- ‘enerji üretimi ve işletme’ ile
- ‘otomotiv ve taşımacılık’
sektörlerindeki meslek edindirme kurslarıyla ilgileniyor.



15 Ocak 2015 Perşembe

TÜRKİYE’DE HER 10 ÜNİVERSİTE MEZUNUNDAN 3’Ü YAPTIĞI İŞE GÖRE ‘AŞIRI EĞİTİMLİ'


Bu araştırmanın sonuçları üniversite tercihini yapan gençlerin moralini bozabilir  

TÜRKİYE’DE HER 10 ÜNİVERSİTE MEZUNUNDAN
3’Ü YAPTIĞI İŞE GÖRE ‘AŞIRI EĞİTİMLİ’…

TÜRKİYE’DE HER 10 ÜNİVERSİTE MEZUNUNDAN
3’Ü ALDIĞI EĞİTİMDEN DAHA DÜŞÜK BİR İŞTE ÇALIŞIYOR

Türkiye’de yüz binlerce gencin yaşamları boyunca yürütecekleri mesleklerine ilişkin üniversite tercihlerini henüz yeni yaptığı bugünlerde, ilginç bir araştırmanın sonuçları açıklandı. Buna göre, Türkiye’de halen istihdam edilen her 10 üniversite mezunundan 3’ü, yaptığı işe göre ‘aşırı eğitim’ almış durumda. Lise veya daha az düzeyde eğitimli mezunların yürütebileceği işleri, üniversite mezunlarının yapması anlamına da gelen ‘aşırı eğitimlilik oranı’;  Türkiye’deki üniversite mezunları arasında yüzde 31.8 olarak belirlendi.

PETROLDEKİ DÜŞÜŞ, 73 MİLYAR DOLARLIK CARİ AÇIK KABUSUNDAN UYANDIRDI



Cahit UYANIK 
Türkiye, ham petrol ithalatına bu yılın ilk 6 ayında 2007 yılının tümüne ödediği kadar para ödedi. Türkiye'nin ilk 6 ayda ödediği yüksek fatura, yılın son 5 ayındaki oluşması beklenen düşük fiyatlara rağmen petrol faturasını 20 milyar dolara çok yaklaştıracak. Yapılan hesaplamalara göre ham petrolün ortalama fiyatı 120 dolar olsaydı cari açık 63, 140 dolar olsa 73 milyar dolara kadar çıkabilecekti.

14 Ocak 2015 Çarşamba

TATLI UYKU, ANTEP BAKLAVASINA FEDA OLSUN


Cahit UYANIK

Coğrafi işaretle tescillenen ve uluslararası tescil alma konusunda önemli bir adım atan Antep baklavasının, Antepliler için anlamı çok daha yaşamsal. Antep'te baklava, mesleğin ustalarının sabaha karşı saat üçte "tatlı uykulardan uyanarak tatlı yapmaya gittiği" bir yaşayış ve üretim biçiminin öznesi. Müşterisine bu lezzet harikasını taze taze sunabilmek için sabahın erken saatlerinde tatlı uykular bölünüyor. O nedenledir ki, uykusunu bölemeyenden baklavacı olmaz. Uyanmak sırf ustaların işi değil tabii. Ustalar uyanır da çıraklar (şakirtler), kalfalar (halfeler) uyuyakalır mı? Sabahın üçünde, bütün dükkân tepsi tepsi baklava pişirmek için sabırla çalışmaya başlar. Baklavacı ustası olabilmek için ise uzun yılları art arda sıralamak gerekir. Bu unvana ulaşmak, o kadar kolay değil. Getir-götür işleri ile daha 11-12 yaşlarında başlayan bu serüven, yıllarca açılan yufkalarla devam eder. Yufkaya fıstık koymak, tepsiye yerleştirmek, tepsiye yerleştirilmiş malzemeyi kendi geometrisi içinde bir estetik barındıran baklava dilimi şeklinde kesmek, pişirme süresini hesap etmek ve şerbeti dökmek adeta saç ağartacak kadar uzun bir yaşam dilimini kapsar.

REKABET İHLALİNDE GIDA SEKTÖRÜ BAŞI ÇEKİYOR

Cahit UYANIK

Rekabet Kurulu, Türkiye'de rekabet kurallarını en fazla ihlal eden sektörün ‘gıda ürünleri ve içecek' sektörü olduğunu açıkladı. Kurulun, ‘2009 Yılı Faaliyet Raporu'nda yaptığı değerlendirmeye göre ilk inceleme, ön soruşturma ve soruşturma süreçleri sonucunda nihai karara bağlanan rekabet ihlallerinde ikinci sırayı ise ‘ulaştırma sektörü' alıyor. Ulaştırmayı, telekomünikasyon ve posta ile petrol ürünleri sektörü takip ediyor. Rekabet Kurulu, sürekli olarak rekabet ihlali görülen sektörlerde yapısal tedbirler alınması için kanun koyucu ile bu sektörlerin düzenlenmesinden sorumlu kamu otoriteleri arasında işbirliği mekanizmaları kurulması gerektiğine dikkat çekiyor.

12 Ocak 2015 Pazartesi

2015'TEKİ KRİZ TARTIŞMALARINA IŞIK TUTABİLİR: EKONOMİMİZ İTHALATLAŞTI, ASYALILAŞTI, ULUSLARARASILAŞTI

Cahit UYANIK

Türkiye ekonomisi çok uzun yıllardır bir türlü rahatlayamıyor. Enflasyon düşürülüyor ama döviz dengesi bozuluyor. Derken işsizlik, giderek büyüyen ve önü bir türlü alınamayan bir sorun olarak çıkıyor. Ekonomik göstergelerdeki bir çok başarı öyküsü, sokaktaki insan açısından çok fazla bir şey ifade etmiyor. Çünkü sokaktaki insan, sonuçta bir işi olup olmadığının yanı sıra, iyi para kazanmak ve kazandığı paranın değerini kaybetmemesini istiyor. Peki neden böyle oluyor? İnsanlar neden  bir türlü kendisini ekonomik açıdan rahat hissedemiyor. Bunun iç olduğu kadar bir çok dış sebebi de var. Çünkü Türkiye ekonomisi 26 yıldır, kendisine yol olarak dışa açık veya ihracata dayalı büyüme modelini seçmiş durumda. Son 15 yılda dünya ekonomisindeki küreselleşme eğilimi de, zaman zaman istemesek de bizi olumlu veya olumsuz yönde etkiliyor. 1990'ların ortasında Avrupa Birliği ile uygulamaya giren Gümrük Birliği de genel ekonomik dengelerimizi etkileyen bir başka unsur. Yani son çeyrek yüzyılda ekonomimizde dış etkenler de, iç etkenler kadar önemli rol oynuyor.