Cahit UYANIK
Türkiye'de bazen imaj, akla baskın geliyor. Bu eğilim zaman zaman öylesine bir histeri haline geliyor ki, daha birkaç yıl önce üniversitedeki odasında sınav kağıdı okuyup hafta sonunda hangi sinemaya gideceğini düşünen bir üniversite hocası tüm siyasi sistemi altüst edip başbakan olabiliyor. Ama sonuç ortada...
Türkiye'de kim iktidara gelirse gelsin, kim Özelleştirme İdaresinin Başkanı olursa olsun özelleştirme politikaları da sık sık imajın akla baskın çıktığı görüntülere sahne oluyor. Yani para gelsin de nereden gelirse gelsin... Söz gelimi 1 haftadır zihinlerimizi meşgul eden POAŞ İhalesini ele alalım ve özel gazeteci dostlarıyla sohbet etmekten hoşlanan Sayin Özelleştirme İdaresi Başkanına şu soruları sütunumuz aracılığıyla soralım:
1- Kamuoyuna açık olarak yapılan POAŞ İhalesi öncesinde teklif veren gruplarla kapalı pazarlık görüşmeleri yaptınız. Bu görüşmeler esnasında, ihaleyi kazandıktan sonra "Cebimde 150 milyon dolarım var. Gerisini borç bulacağım" diyen iştirakçiye "Arkadaş devletin bile dış borç bulmak için kapı kapı dolaşıp IMF ile anlaşmalar imzaladığı bir ortamda sen asgariden 600-700 milyon doları nasıl bulacaksın?" sorusunu sormadınız mi? Sorduysanız ne cevap aldınız?
2- İhaleyi kazanan iştirakçi "Soros'la bile görüştüm" şeklinde demeçler verebiliyor. Soros, geçen Nisan ayında Malezya Başbakanı tarafından ülkesinin felaketini hazırlamakla suçlanmış büyük bir spekülatördür. Acaba ihaleyi kazanan iştirakçi bu spekülatörün Türkiye'deki uzantısı veya maskelenmiş ortağı olabilir mi? Bu konuda bir araştırma yapmayı düşünüyor musunuz?