Cahit UYANIK
Türkiye, IMF marifetiyle bir seçim kampanyası idrak ediyor ama ortalıkta garip şeyler olup bitiyor. Hemen hemen hiç bir siyasi partinin seçim bildirgesinde IMF'den tek sözcükle bile bahsedilmiyor. Hele IMF politikalarının en sadık uygulayıcısı Devlet Eski Bakanı Kemal Derviş'in siyasete girmeyi tercih ettiği CHP Seçim Bildirgesinde IMF'den hiç söz edilmemesi ilginç.
Recep Tayyip Erdoğan'ın ise uluslararası ilişkiler denilince aklına ilk gelen şey Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. IMF filan hak getire; nasıl olsa teslimiz... Tayyip'in amacı varsa yoksa -muhtemelen- kendi partisine bağlı hükümetten 2 milyon euro'yu cebe atmaya çalışmak. Belki böylece Tayyip, çocuklarına ABD bursu aramaktan vazgeçecek! Kendi parası pardon kendi hükümetinden kazandığı tazminat parasıyla çoluk çocuk okutacak. Zavallı çocuklar eğitimsiz kalmasınlar.
Anlayacağınız Türkiye'de iktidara talip olan birkaç büyük siyasi partimizin seçim sonrası ekonomik ortamın en önemli aktörü durumundaki IMF ile nasıl bir politika izleyeceğini bilemiyoruz. Bu yılın Şubat ayında IMF ile imzalanan yeni stand by anlaşmasının süresinin 2004 yılının Ekim ayında dolduğunu gördüğümüzde, habere attığımız başlık 'Seçimi delen IMF Anlaşması' olmuştu. Çünkü Türkiye'de normal seçimlerin tarihi 2004 Nisan ayı idi. Türkiye daha bu garip çelişkinin nasıl aşılacağını anlayamadan, yaz aylarında erken seçim ortamına yuvarlandı.