Yükselen
ham petrol fiyatları ile bağlantılı olarak, Türkiyenin yurt dışına ödediği
enerji ithalatı faturası yıllardır kararlı ve düzenli bir şekilde artıyor. Bu
fatura;
-
2010 yılında 38.5 milyar dolar (cari açık: 45.3 milyar dolar),
-
2011 yılında 54.1 milyar dolar (cari açık: 75.1 milyar dolar),
-
2012 yılında 60.1 milyar dolar (cari açık: 48.5 milyar dolar),
- 2013
yılında 55.9 milyar dolar (cari açık: 65 milyar dolar) ve
- 2014’ün
ilk 10 ayında 45.9 milyar dolar (Ocak-eylül cari açık: 30.9 milyar dolar) oldu.
Bu
tablodan da görülebiliyor ki, ağırlıklı olarak ham petrol ve doğal gazdan
oluşan enerji ithalatı faturası Türkiye ekonomisini zor durumda bırakan cari
açığın en önemli sebeplerinden birisi. Ancak; bir ara varili 120 dolara kadar
yükselen ham petrol fiyatları, 2014 yılı Haziran ayından beri düşüşe geçti. Şu anda
varili 70-75 dolar olan ham petrol fiyatlarının
önümüzdeki 2 yılda yükselişe geçemeyeceği tahminleri ise tüm analistler
tarafından kabul görüyor. Peki ham petrol fiyatları neden düşmeye başladı?
(Yeni Yazı-Tıklayınız) DÜNYA, HAM PETROL FİYATLARINDA İSTİKRARLI BİR DÖNEME GİRMEYE HAZIRLANIYOR
(Yeni Yazı-Tıklayınız) DÜNYA, HAM PETROL FİYATLARINDA İSTİKRARLI BİR DÖNEME GİRMEYE HAZIRLANIYOR
Bu
düşüşün birçok teknik, ekonomik ve bazılarına göre politik sebebi var. Ama en
önemli sebeplerden birisi bence, Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) ekonomiye
para pompalamayı bırakarak, 2015 yılında faiz artışına gideceğinin
kesinleşmesidir. Günümüzde bir “spot piyasa ürünü” olan ham petrolün (Ham
petrolün özellikleri iyi tanımlandığı ve kolay ulaşılabilir olduğu için günlük
alım-satım piyasası oluşmuştur ve bu nedenle spot piyasa ürünüdür) hareketlerinin
yönünü dolar belirler.
Dolar
bol olunca (faizi az veya sıfır ise), ham petrole talep artacağı için fiyatları
hemen yükselir. Dolar azalıp, doların fiyatı (faiz) artmaya başlayınca; ham
petrol ucuzlar. Yani dolar yatırımcıları bu ortamda dolar faizi mi, ham petrole
dayalı değerli kağıtlar mı ikileminde, (hele ki 5-6 yıldır fiyatları yüksek
seyreden ham petrol yerine), getirisi net ve garanti olan doları tercih
edeceklerdir. Böylelikle bir varil (159 litre) ham petrole ödenen dolar daha az
olacaktır. Yani 1 litre ham petrol, daha geçen yıl 75 cent iken şimdi 44 cente
düşmüştür. Bir dolara geçen yıl 1.3 litre ham petrol alınabilirken, bu rakam şu
anda 2.3 litreye çıkmıştır. Daha zor ulaşılır hale gelen her bir dolarla, daha
fazla ham petrol satın alınabilmeye başlanmıştır. Petrol satıcısı ülkeler de
her bir dolara ulaşmak için, daha fazla petrol vermeye razıdır.
Türkiye
petrol fiyatlarıyla bağlantılı süreçlere hiç yabancı değil. Ekonomisi ve
dolayısıyla hükümetlerin ülkeyi yönetme kapasitesi, 1970’lerin başından bu yana
ham petrol fiyatları ile adeta köşe kapmaca oynuyor. Yazının başında ortaya
koyduğumuz rakamlar da, 2009-2014 yılları arasında da bu oyunun yeni bir
versiyonunu yaşadığımızı gösteriyor.
Petro-politik
süreçte Türkiye’yi yakından ilgilendiren fiyat düşüşleri ile nasıl bir döneme giriliyor
ve en az 2 yıl sürmesi beklenen bu ılımlı dönemden yararlanabilecek miyiz?
Düşük petrol fiyatlarının, Türk ekonomisi için üretim artışı anlamına geleceği
kesin gibi ama bu dönem ekonominin dış enerji kaynaklarına bağımlılığını
azaltmak amacıyla, bir fırsat olarak iyi değerlendirebilecek mi? Bu soruların
cevaplarını vermeden önce petro-politiğin Türkiye’deki kısa, önemli, etkili
sonuçlar yaratan ve aynı zamanda renkli tarihini hatırlamakta yarar var.
Petrol
denilince ise Türkiye’de insanların aklına, 1970’li yıllarda Eurovision Şarkı
Yarışmasına “Petr-Oil” adlı şarkıyla katılmamız gelir. Ses sanatçısı Ajda
Pekkan, bu protesto içerikli şarkıyı tanıtım klibinde, benzin bulamadığı için otomobilini
at arabası ile yürütmekteydi. Şarkı, yarışmada pek başarılı olamadı ama dünya
ve Türkiye petrol tarihine girmeyi başardı.
Petrol,
şu anda 45 ve üzerindeki yaşlarda olan insanların adeta kabusuydu. Çünkü
1970’li yılların başında ham petrol fiyatlarının 2.5 dolardan 12 dolara çıkması
Türkiye için neredeyse iflas etmek anlamına geliyordu. İçe kapanık bir
ekonomiye sahip olan Türkiye, döviz gelirlerinin neredeyse tamamını ham petrol
almak için ödemek zorunda kaldı. Döviz olmayınca petrol alınamıyor ve
insanların günlük hayatları olumsuz etkileniyordu. Türkiye’nin giriştiği 1974
Kıbrıs Barış Harekatı sonrası uygulanan Amerikan Ambargosu ekonomide önemli
etkiler yaratarak döviz krizini derinleştirdi. Bunu petrol fiyatlarında 1979’da
yaşanan artış dalgası izledi. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, benzin
istasyonlarında uzayıp giden otomobil kuyruklarını soran gazetecilere “Benzin
vardı da, biz mi içtik?” diyerek tarihe geçen bir cevap verdi.
Türkiye,
1980’li yıllarda ekonomisini dışa açtı. O tarihten sonra, (2000’li yıllara
gelindiğinde varili zaman zaman 120 doları geçse de) ham petrol satın alacak
dövizi her zaman bulabildi. Türkiye, 1990’nın ikinci yarısından itibaren fiyatı
ham petrole bağlı olarak belirlenen doğal gazda önemli bir tüketici haline
geldi. Doğal gazı hem şehirleri ısıtmakta hem de elektrik üretiminde kullanmaya
başladı. Öyle ki halen elektrik üretiminin yarısı doğal gaz yakıtlı
santrallerde gerçekleştiriliyor. Yani
Türkiye’nin petrole, petrol türevi ürünlere ve doğal gaza bağımlılığı şu anda
hayli yüksek.
Yazımızın
başındaki sorularımızın cevaplarına gelince… Ham petrol fiyatlarındaki düşüşün
kalıcı olma ihtimali artınca, bu konuya nasıl yaklaştığı ilk merak edilen kişi
elbette ‘ekonominin patronu’ Başbakan Yardımcısı Ali Babacan oldu. Babacan ise
hayli temkinli bir yaklaşım sergileyerek "Orta vadeli programımız 2015
yılında 102 dolarlık bir petrol fiyatı öngörüyor. Bunun altındaki her bir dolar
Türkiye'ye artı yazar. Petrol
fiyatlarında her 10 dolarlık düşüş Türkiye'nin cari açığına 4 milyar 400 milyon
dolar katkı yapar. Enflasyonumuzu 0.5 puan azaltır. Ama biz orta vadeli
programımızı değiştirmiyoruz. Biz o programı ihtiyatlı yaptık ve o şekilde
devam ediyoruz. Petrol fiyatlarının düşüş eğilimini devam ettirmesinin etkisi 2015'te
görülür. Cari açığın GSMH’ya oranında yüzde 5'in altını rahatlıkla konuşuyor
olabiliriz o zaman... 2015 enflasyon hedefine de kuşkusuz olumlu katkısı
olur" dedi.
Babacan Türkiye'nin yapısal reformlarını sürdürme konusunda
asla rehavete kapılmayacağını kaydederek "Petrol fiyatları düştü,
problemlerimizi çözdük, onun için artık rahatlayalım, rehavet içinde
oturalım... Böyle bir şey diyemeyiz. Bu işler hiç belli olmaz. Petrol fiyatları
her an tekrar yükselebilir gibi hazır olmak zorundayız. Hesabımızı, kitabımızı,
yapısal reformlarımızı da buna göre yapmak zorundayız. Kuzey Irak'la,
Azerbaycan'la yaptığımız enerji anlaşmaları oldukça önemlidir. Daha çok petrol,
daha çok doğalgaz boru hattı, Türkiye'nin bunlardan daha fazla kaynak edinmesi
çok önemlidir. Yenilenebilir enerjiye ve yerli kaynaklara yönelmemiz, enerjiyi
daha verimli kullanabilmek için atacağımız adımlar önemlidir. Nükleer enerji
Türkiye için çok önemlidir. Dolayısıyla bu ana politikalardan asla taviz yok.
Bütün kararlılığımızla bu reformları yapmak zorundayız. Petrol fiyatları düştü
diye sevinmek için çok çok erken" dedi.
Babacan’ın
sözleri aslında sorularımızın çoğuna cevap niteliğinde… Türkiye, önümüzdeki
dönemde ham petrol fiyatlarındaki düşüşe güvenerek yapısal reformları
ertelemeyecek. Ham petrolün güvenli ve sürekli şekilde tedariki konusunda
anlaşmalarını sürdürecek. Yenilenebilir ve yeni enerji kaynaklarına yönelirken,
nükleer enerji yatırımlarında da vazgeçmeyecek.
Hükümetin niyeti bu yönde. Dünya
siyasi konjonktüründen kolay etkilenen ham petrol fiyatlarının tekrar
yükselebileceğini de unutmadan, dikkatli
ve özenli bir biçimde ham petrole ve doğal gaza bağımlılığı azaltmakta fayda
bulunuyor.
(Bu yazı, Diplomatik Gözlem Dergisinin Ocak-2015 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)
PETROL ENFLASYONU ZORLUYOR: PETROL FİYATLARINDAKİ ARTIŞIN EKONOMİYE ETKİLERİ
PETROLDEKİ DÜŞÜŞ, 73 MİLYAR DOLARLIK CARİ AÇIK KABUSUNDAN UYANDIRDI
MB: HAM PETROLDE FİYAT ARTIŞININ ÜÇTE BİRİ AKARYAKITA YANSIYOR
PETROL ENFLASYONU ZORLUYOR: PETROL FİYATLARINDAKİ ARTIŞIN EKONOMİYE ETKİLERİ
PETROLDEKİ DÜŞÜŞ, 73 MİLYAR DOLARLIK CARİ AÇIK KABUSUNDAN UYANDIRDI
MB: HAM PETROLDE FİYAT ARTIŞININ ÜÇTE BİRİ AKARYAKITA YANSIYOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder