3 Şubat 2015 Salı

TÜRK BANKALARI, 2008 GLOBAL KRİZİNE LİKİT FAZLASIYLA GİRDİ

Cahit UYANIK

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (BDDK) verileri, Türk bankacılık sektörünün dünyada ağustos ayında başlayan finansal krize normalin 1.6 katı düzeyde likit girdiğini gösterdi. Buna göre sektörün net likidite fazlası ağustos ayında, tüm vadelerin toplamında 241.1 milyar YTL ve likidite yeterlilik oranı ise yüzde 160,4 olarak ölçüldü. Likit varlıkların vade dilimlerine bakıldığında ise 7 güne kadar vadede 124.7, 1 aya kadar vadede 82, 3 aya kadar vadede ise 134 milyar YTL net likidite fazlası olduğu, likidite yeterlilik oranlarının ise vadelere göre sırasıyla yüzde 201,1, yüzde 137,7 ve yüzde 141,7 olduğu belirlendi. BDDK, likidite yeterlilik oranında asgari düzeyin yüzde 100 olmasını istiyor. Likidite yeterlilik oranı, banka bilançolarında vade dilimleri itibariyle Türk parası ve yabancı para cinsinden varlıkların, Türk parası ve yabancı para cinsinden yükümlülüklere oranını gösteriyor.
Yönetmeliği IMF ile hazırlanmıştı

Bankacılık Kanununun 46. maddesinde bankaların asgari likidite düzeyini hesaplamak, tutturmak, idame ettirmek ve raporlamak zorunda olduğu belirtiliyor. Maddenin gerekçesinde ise yakın dönemde yaşanan krizlerin bankaların likidite durumlarının banka başarısızlıklarında çok önemli bir faktör olduğu anlatılıyor. Likidite yeterliliğini düzenleyen yönetmelik, IMF ile ortaklaşa yürütülen bankacılık reformu çalışmalarının en kritik ayrıntılarından birisiydi. BDDK'nın 2006 yılında tartışmaya açtığı yönetmelik taslağı, bankalara belli bir oranda likidite tutma zorunluluğu getirilmesi ve sistemi krizlere karşı daha dayanıklı hale getirmeyi amaçlıyordu. Yönetmelikle bankalar öz kaynak, sermaye yeterliliği gibi temel büyüklükler ile idari zorunlulukların yanı sıra, belli bir oranda likidite tutmak zorunda kalacaklardı. Yönetmelik, 1 Kasım 2006 tarihinde yürürlüğe girdi. Tebliğde daha sonra birkaç değişiklik de yapıldı.

Tutturulması istenen oran yüzde 100

Yönetmelik, likidite yeterlilik oranı hesaplamasında hangi varlıkların nasıl kullanılacağını ayrıntısıyla düzenliyor. Yönetmelik istenen asgari likidite yeterlilik oranının birinci vade dilimi (7 güne kadar) ile ikinci vade diliminde (1 aya kadar) yüzde 100'den az olamayacağını öngörüyor. Oranlar yabancı para cinsinden varlık ve yükümlülükler söz konusu olduğunda ise birinci ve ikinci vade diliminde yüzde 80'e iniyor. Bankalar birinci ve ikinci vade dilimi ile yabancı para likidite yeterlilik oranını her iş günü hesaplamak zorunda. Bunlar sırasıyla izleyen 7 gün ve izleyen 31 gün içinde BDDK'ya da bildiriliyor. BDDK, 1 takvim yılı içinde ikinci vade dilimlerine ilişkin oranlarda arka arkaya iki defa uyumsuzluk gerçekleşmemesini istiyor. Birinci vade diliminde oluşan bir uyumsuzluğun ise iki hafta içinde giderilmesi isteniyor. Birinci vadede, 1 takvim yılı içinde giderilen uyumsuzluk sayısı 6'dan fazla olamıyor.
  
Sermaye yeterlilik oranı yüzde 17,7

BDDK'nın ekim ayı bülteninde sektörün krizin başladığı ağustos ayına ilişkin durumuna yönelik başka verilere de yer verildi. Buna göre temmuz ayında 652.9 milyar YTL düzeyindeki bankacılık sektörü toplam aktifleri yüzde 0,8 azalarak ağustos ayında 647.8 milyar YTL'ye indi. Bankalar ağustos ayında aldıkları sendikasyon kredilerini yüzde 2,4 artırarak 13.3 milyar dolar seviyesinde girerken, seküritizasyon kredileri de yüzde 4 artarak 13 milyar dolara çıktı. Sektör kriz ortamına yani ağustos ayında sermaye yeterliliği standart rasyosunu da yüzde 0.25 artırarak 17,71 seviyesinden girdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder