Cahit
UYANIK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (BDDK) verileri, Türk bankacılık sektörünün dünyada ağustos ayında başlayan finansal krize normalin 1.6 katı düzeyde likit girdiğini gösterdi. Buna göre sektörün net likidite fazlası ağustos ayında, tüm vadelerin toplamında 241.1 milyar YTL ve likidite yeterlilik oranı ise yüzde 160,4 olarak ölçüldü. Likit varlıkların vade dilimlerine bakıldığında ise 7 güne kadar vadede 124.7, 1 aya kadar vadede 82, 3 aya kadar vadede ise 134 milyar YTL net likidite fazlası olduğu, likidite yeterlilik oranlarının ise vadelere göre sırasıyla yüzde 201,1, yüzde 137,7 ve yüzde 141,7 olduğu belirlendi. BDDK, likidite yeterlilik oranında asgari düzeyin yüzde 100 olmasını istiyor. Likidite yeterlilik oranı, banka bilançolarında vade dilimleri itibariyle Türk parası ve yabancı para cinsinden varlıkların, Türk parası ve yabancı para cinsinden yükümlülüklere oranını gösteriyor.
Yönetmeliği IMF ile hazırlanmıştı
Bankacılık Kanununun 46. maddesinde bankaların asgari
likidite düzeyini hesaplamak, tutturmak, idame ettirmek ve raporlamak zorunda
olduğu belirtiliyor. Maddenin gerekçesinde ise yakın dönemde yaşanan krizlerin bankaların likidite durumlarının banka başarısızlıklarında çok önemli bir
faktör olduğu anlatılıyor. Likidite yeterliliğini düzenleyen yönetmelik, IMF
ile ortaklaşa yürütülen bankacılık reformu çalışmalarının en kritik
ayrıntılarından birisiydi. BDDK'nın 2006 yılında tartışmaya açtığı yönetmelik taslağı,
bankalara belli bir oranda likidite tutma zorunluluğu getirilmesi ve sistemi krizlere karşı daha dayanıklı hale getirmeyi amaçlıyordu. Yönetmelikle bankalar
öz kaynak, sermaye yeterliliği gibi temel büyüklükler ile idari zorunlulukların
yanı sıra, belli bir oranda likidite tutmak zorunda kalacaklardı. Yönetmelik, 1
Kasım 2006 tarihinde yürürlüğe girdi. Tebliğde daha sonra birkaç değişiklik de
yapıldı.
Tutturulması istenen oran yüzde 100
Yönetmelik, likidite yeterlilik oranı hesaplamasında
hangi varlıkların nasıl kullanılacağını ayrıntısıyla düzenliyor. Yönetmelik
istenen asgari likidite yeterlilik oranının birinci vade dilimi (7 güne kadar)
ile ikinci vade diliminde (1 aya kadar) yüzde 100'den az olamayacağını
öngörüyor. Oranlar yabancı para cinsinden varlık ve yükümlülükler söz konusu
olduğunda ise birinci ve ikinci vade diliminde yüzde 80'e iniyor. Bankalar
birinci ve ikinci vade dilimi ile yabancı para likidite yeterlilik oranını her
iş günü hesaplamak zorunda. Bunlar sırasıyla izleyen 7 gün ve izleyen 31 gün
içinde BDDK'ya da bildiriliyor. BDDK, 1 takvim yılı içinde ikinci vade
dilimlerine ilişkin oranlarda arka arkaya iki defa uyumsuzluk gerçekleşmemesini
istiyor. Birinci vade diliminde oluşan bir uyumsuzluğun ise iki hafta içinde
giderilmesi isteniyor. Birinci vadede, 1 takvim yılı içinde giderilen
uyumsuzluk sayısı 6'dan fazla olamıyor.
Sermaye yeterlilik oranı yüzde 17,7
BDDK'nın ekim ayı bülteninde sektörün
krizin başladığı ağustos ayına ilişkin durumuna yönelik başka verilere de yer
verildi. Buna göre temmuz ayında 652.9 milyar YTL düzeyindeki bankacılık
sektörü toplam aktifleri yüzde 0,8 azalarak ağustos ayında 647.8 milyar YTL'ye
indi. Bankalar ağustos ayında aldıkları sendikasyon kredilerini yüzde 2,4
artırarak 13.3 milyar dolar seviyesinde girerken, seküritizasyon kredileri de
yüzde 4 artarak 13 milyar dolara çıktı. Sektör kriz ortamına yani ağustos
ayında sermaye yeterliliği standart rasyosunu da yüzde 0.25 artırarak 17,71
seviyesinden girdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder