Cahit UYANIK
Türkiye'nin ne kadar yönetilmesi zor bir ülke olduğu 367 milletvekili bulunan AKP'nin yaşadıklarından belli. Anlaşılan Meclis'te ezici bir çoğunluk sahibi olmak Türkiye'nin köklü sorunlarını çözmek için ancak bir ön şart niteliğinde... Gerekli olan şey ise öncelikle, herkesin bildiği sorunların çözümüne 'iyi teşhisler' koymaktan geçiyor.
Söz gelimi, şu ABD'den alınacak 8,5 milyar dolarlık krediye yakından bakalım. Hükümet sürekli 'bu kredide gözü olmadığını' söyleyip duruyor. Ama bir atasözünde belirtildiği gibi 'Hem ağlarım hem giderim' politikası izliyor. Kredinin siyasi şartları gizlenmeye çalışılırken, bu kredi için Kuzey Irak konusunda verilen taviz 'sanki herkesin haberi varmış gibi' gösterilerek yumuşatılmaya uğraşılıyor. Bu örnekte olduğu gibi, AKP 367 milletvekili ile rahatça çözüm yoluna koyabileceği birçok sorunu yanlış koridorlar ve sularda dolaşarak arıyor.
Bu noktada bir durup düşünelim: Eğer Türkiye'nin gerçekten ek bir finansmana ihtiyacı varsa, bunu bizden doğrudan doğruya siyasi taleplerde bulunamayacak bazı dış kuruluşlardan temin etmemiz daha doğru değil mi? IMF Türkiye Masası Şefi Rıza Moghadam'la anlamsız işyeri ziyaretleri düzenlemek yerine acaba ek finansman ihtiyacının görüşülmesi daha iyi olmaz mıydı? AKP, önünde hazır bulduğu ABD Kredisini sahiplenirken yaptığı teşhis hatasını, şimdi verdiği tavizlerle başka bir şekilde sürdürmüyor mu? Türkiye gibi çok boyutlu ve karmaşık çıkar ilişkilerinin odağında bulunan bir ülkenin kendi finansman dengesinin ABD'li kaynaklara bağlanması ne kadar doğru?