22 Mart 2025 Cumartesi

VELİ SARITOPRAK: TÜRKEŞ'İN YANINDA YETİŞMEK ŞEREFTİR

Veli Sarıtoprak 

Sarıtoprak, "1995'in ilk yarısı itibarıyla ekonomik göstergeler iyi değil" diyor. Ankaralı iş adamı Veli Sarıtoprak, bugünlerde siyasetle meşgul. Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD) Başkanı iken, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreter Yardımcılığına  geçen Sarıtoprak, kadınları MHP'de siyasete dahil etmekle görevli. Sarıtoprak'la 'MHP'de siyaset yapmak' üzerine konuştuk: 

 Cahit UYANIK 

- Niye MHP'yi seçtiniz? 

Sarıtoprak: Bir toplantıda siyaset ve iş adamına ilişkin ateşli bir konuşma yaptım. Orada Sayın Alparslan Türkeş de vardı. Elimden tuttu, "Her yerde iş adamları siyasete girsin diyorsun. MHP'ye gel, birlikte çalışalım; sana MYK'da, yanımda görev vereyim" dedi. MHP'ye 2 bin 500 sanayici ve iş adamı ve iş kadınını yanıma alarak kayıt oldum. Ben Afyonluyum, bir Anadolu çocuğuyum. Hayatım mücadele içinde geçti. Örf ve adetlere bağlıyım. Oldum olası ülkenin birliğini, dirliğini, ağız tadını savundum. Ülkemiz varsa biz varız. Bizim varlığımız ülkenin ve devletin varlığına bağlıdır. Dolayısıyla MHP'de yabancılık çekmedim. Hepsi de dürüst, kaliteli Anadolu çocukları. İçlerinde yolsuzluğa bulaşmış kimse yok.

- Yakın zamanda Türkeş'in yıldızının yükselmesinden etkilenmiş olmalısınız...

Sarıtoprak: MHP karizmatik bir lidere sahip. Sayın Türkeş'e büyük saygı ve sevgim var. Gerçek bir devlet adamı. Sayın Türkeş bir lider. Lider ile genel başkan arasındaki fark şu: Genel başkan gelecek seçimleri düşünür, liderler ise gelecek nesilleri... Türkeş'in yanında yetişmek, partiye hizmet etmek benim için gerçekten bir şeref. Son derece isabetli davranmışım.

- Siyaseti nasıl buldunuz? İş dünyasına benziyor mu?

Sarıtoprak: Son derece farklı. Türkiye'nin dev gibi meseleleri var. Bazı partiler popülist politikalar izliyor. Türkiye'nin büyük sorunlarını pembe gözlüklerle göstermeye çalışıyorlar. Türkiye hassas, kritik günlerden geçiyor. Ekonomisi berbat, gelir dağılımında uçurumlar var. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da üstü kapalı harp var. Böyle günlerde Türkiye'de iş kadını, iş adamı ve sade vatandaş olsun, tarafsız kalmamalı diyorum. Mutlaka taraf olmalı. Dante 'Cehennemin en sıcak, en harlı bölgeleri ülkelerin kriz geçirdiği günlerde tarafsız kalanlara ayrılmıştır' der. Benim yanım, ülkenin birliğini savunan, Misak-ı Milli'den, demokrasiden taviz vermeyen MHP.

- MHP popülizm yapmıyor mu?

Sarıtoprak: Araştırdım, Sayın Türkeş 1944 yılından beri ne dediyse çıkmıştır, doğruyu söylemiştir. Türkiye artık 20 yıl öncesinin Türkiyesi değil. Vatandaş artık dolduruşa, yalana gelmiyor. Bana her gün iş için 80-90 kişi geliyor. Ben onlara 'Genelge var, 5 Nisan Kararları gereği devlet, memur almıyor' derim. Vatandaşa herşeyin doğrusunu söylemek gerek. 

- MHP'nin kitle partisi olma yönündeki çabaları eski ve yeni partililer arasında sorun yaratıyor mu?

Sarıtoprak: 8 aydır partideyim, bir zıtlaşma görmedim. Sayın Türkeş de Türk milliyetçiliğinin iktidara gelmesi için işaret vermiştir. Türkeş, 1965 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisini kurmuş. 1 Ağustos 1995'te de siyasette 30 yılını kutlayacak. Partinin eskilere dayanan bir geçmişi var. '80 öncesi olaylarda biraz yıpranmış, yaralanmış parti... Bir önyargıyı değiştirmek, bir atomu parçalamaktan güç. Bu işler yavaş olur.

- MHP hükümeti destekliyor. Siz iş adamı olarak izlenen ekonomik politikayı destekliyor musunuz?

Sarıtoprak: Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gidişi konusunda pek iyimser değilim. 1995'in ilk yarısı itibarıyla ekonomik göstergeler pek iyi değil. İş dünyası temsilcisi olarak vergi oranlarının düşürülerek makul oranlara çekilmesini de istiyoruz.

- Bir iş adamı olarak Güneydoğu Sorununa çözüm formülünü var mı?

Sarıtoprak: Bu konuda Sayın Türkeş'in formülü açık; bu işin 1 yılda çözülebileceğini söylüyor. Öncelikli olarak 6 ay hazırlık yapılacak. İstihbarat güçlendirilecek. Sonraki 6 ayda da birebir mücadele... Ben de onun düşüncelerini paylaşıyorum. 

- Geçmişte sizin TÜSİAD'a üye olmak istediğiniz fakat bunun reddedildiğı söylenmişti. Bu doğru mu?

Sarıtoprak: Hayır tam tersi... Dönemin TÜSİAD Basın Müşaviri ve dostum Avni Demirci beni üyeliğe davet etti. O zaman Cem Boyner başkandı. Bana 'Bize üye ol. Ankara'da gözümüz kulağımız olursun' denildi. Teklifin bana Başkan Boyner ve Yönetim Kurulunun bilgisi dışında yapılması mümkün değil. Ama ben reddettim. 'TÜSİAD'in 300 küsuruncu üyesi olamam' dedim.

(Bu haber haftalık İntermedya Ekonomi dergisinin 30 Temmuz-5 Ağustos 1995 Tarih, Yıl: 2 Sayı: 26'da yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder