Cahit UYANIK
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) geçen hafta bedelli askerliğe izin vereceğini açıkladı. TSK, üzerindeki baskıya rağmen bedelli askerliğe sıcak bakmıyordu. Bunun elbette çeşitli sebepleri vardı. Herşeyden önce Doğu ve Güneydoğu'da alçak yoğunluklu savaş sürerken, bazı kimselerin parasını ödeyerek bu görevden amiyane tabirle 'sıyırması'; ordunun alt kademelerinde hiç hoş karşılanmıyordu. Bu huzursuzluk zaman zaman yüksek komutanlara kadar yansıtılıyordu.
İkincisi, bedelli askerlik için tahsis edilen Burdur'daki eğitim tesislerinin kapasitesi yetersizdi. Yılda neredeyse 6 tertip kabul edilmesine rağmen geçmişte çıkarılan bedelli yasalarından yararlanan yükümlüler ancak yeni eritilebilmişti. Hatırlarsanız bedelli askerlikte yeni bir düzenleme düşünülmediği konusundaki en son açıklama, halen görev başında bulunan Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu tarafından daha birkaç ay önce yapılmıştı.
Acaba ne oldu da TSK üzerine titrediği bu politikadan vazgeçti? Bunu iyi analiz edebilmek için önce bedellinin Türkiye'ye sağlayacağı karşılıksız ve sıfır maliyetli kaynağa bakmak gerekiyor. Bedelli uygulamasından her iki yükümlüden birinin yani 100 bin kişinin yararlandığı düşünülse bile, toplanacak kaynak 1,5 milyar Alman markını bulacak.