Cahit UYANIK
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bir kurultay daha idrak etti. Doğrusu Kurultay'ın en renkli kişisi ne Adnan Keskin, ne Deniz Baykal, ne Kemal Derviş ne de Abdullah Emre İleri idi. Kurultay'ın Türkiye ve parti gerçeklerine en uygun kişisi, ismini not edemediğim Kahramanmaraş delegesiydi. Bu delege, sıra blok liste maddesine geldiğinde söz istemişti. Ancak kendisinden önce söz alan kişi aleyhte konuştuğu için, ilginç bir metod geliştirmişti. Önce Divan Başkanlığına gidip lehte konuşmak istediğini söyleyip kürsüyü ele geçirdi, ardından da bu madde aleyhine atıp tutmaya başladı.
Buna çok kızan Divan Başkanı İleri'nin sert eleştirilerine kulak asmadan parti yönetimi aleyhinde esip gürledi. Milletvekili aday adayı olduğunda 3 gün boyunca kapılarda bekletildiğini, dayanamayıp memleketine döndüğünü, sonra içindeki isteği yenemeyip gene Ankara'ya geldiğini, bu sefer de 4 gün boyunca kapı önlerinde süründürüldüğünü anlattı. Sonuçta Baykal ile kafa kafaya verip listeleri hazırlayan Genel Sekreter Önder Sav ile toplam 1,5 dakika görüşmeyi başarabilen kahramanımız, aslında önseçime rağbet etmeyen parti merkez yönetimlerine yöneltilen eleştirilerin Kurultay kürsüsünü ele geçirmiş haliydi.