IMF’nin en önemli sorumluluklarından biri ödemeler dengesi ile ilgili gerçek veya potansiyel sorunları olan üye ülkelere kredi sağlamaktır. Bu finansal yardım, ülkelerin uluslararası rezervlerini yeniden oluşturma, para birimlerini istikrara kavuşturma, ithalat ödemelerine devam edebilme ve güçlü ekonomik büyüme için gerekli koşulları yeniden gerçekleştirebilme çabalarına destek olurken bunların altında yatan sorunları düzeltmelerine yönelik politikaları da ele almaktadır. Kalkınma bankalarının aksine IMF, özel projelere kredi sağlamamaktadır.
Bir ülke IMF’den ne zaman borç alabilir?
Bir üye ülke gerçek anlamda veya potansiyel ödemeler dengesi sorunu ile karşı karşıya ise IMF mali yardımı için talepte bulunabilir. Başka bir deyişle, ileriye yönelik yeterli düzeyde rezerv tamponlarını korurken net uluslararası ödemelerini karşılayacak, ödeyebileceği koşullarda yeterli finansman bulamazsa böylesi bir talepte bulunabilir. Bir IMF kredisi, bir ülkenin ödemeler dengesi sorununu düzeltmek için yapması gereken uyum politikaları ve reformlarını yumuşatan ve güçlü ekonomik büyüme için gereken koşulların yeniden oluşmasını sağlayan bir “yastık” gibi düşünülebilir.
IMF kredilerinin değişen doğası
IMF tarafından sağlanan kredilerin hacmi zaman içerisinde önemli dalgalanmalar sergilemiştir. 1970’lerde yaşanan petrol şokunu ve 1980’lerdeki borç krizini IMF kredilerindeki sivri artış takip etmiştir. 1990’larda Orta ve Doğu Avrupa’da yaşanan geçiş süreci ve yükselen piyasa ekonomilerinde görülen krizler IMF kaynaklarına yönelik talepte sıçramalara neden olmuştur. Latin Amerika ve Türkiye’de yaşanan derin krizler IMF kaynaklarına yönelik talebin 2000’lerin başında da yüksek seyretmesini beraberinde getirmiştir. IMF kredileri 2008’den itibaren tekrar yükselişe geçmiştir.