Cahit
UYANIK
Türkiye’de turizm sektörü giderek büyüyüp gelişiyor. 1960’lı yıllarda devlet tarafından ilk planlamaları yapılan sektör, özellikle 1980’li yıllardan itibaren büyük gelişme gösterdi. Öyle ki, turizm sektörü 2014 yılında 41,4 milyon turist ve 34,3 milyar dolar gelir düzeyine ulaştı. Bu yıl ise Rus turist sayısındaki azalmaya rağmen, Almanya ve Ortadoğu kaynaklı ziyaretçilerin artışıyla, yaklaşık 44 milyon turist ve 37 milyar dolar gelir hedefine ulaşılacağı düşünülüyor. Yani turizm sektörü krizlere de dayanıklı hale geldi.
Ancak Türkiye’nin, turizmdeki en büyük
sorunlarından biri, turistlerin çok az para harcamaları… Turistlerin kişi
başına ortalama harcaması 750 dolar
düzeyinde bulunuyor. Türkiye’nin turist
başına daha fazla gelir sağlayabilmesi için tematik kanallara yönelmesi
gerekiyor. Türkiye’ye sadece dinlenmek
için değil, belli bir amaca yönelik gelen turistlerin daha fazla para
harcayacağı düşünülüyor. İşte Türkiye’nin
geliştirmeye çalıştığı ve büyük umut bağladığı ‘sağlık turizmi’ işte bu tematik
kanallardan…
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği
(TÜRSAB) tarafından hazırlanan rapora göre, 2013 yılında Türkiye’yi 480 bin
kişi sağlık turizmi yani tedavi veya ameliyat yaptırma amaçlı olarak ziyaret
etti. Aynı yıl sağlık turizmi kaynaklı gelirin 2,5 milyar doları geçtiği
hesaplanıyor (2013 yılında toplam turizm geliri ise 32,3 milyar dolar olmuştu).
Sağlık Bakanlığının hesaplamalarına göre sağlık turizminde hasta başına harcama
kamuda 9 bin dolar, özel sektörde 12 bin dolar oldu.
Türkiye’nin sağlık turizmindeki
potansiyeli ise hayli güçlü. Turist ve gelir rakamlarının giderek artması
bekleniyor. Türkiye’nin resmi hedefi; 2023 yılında 2 milyon uluslararası
hastayı Türkiye'de tedavi etmek. Bu nedenle hem turizmciler ayağında hem de
sağlık sektörü ayağında çalışmalar sürüyor. Sağlık Bakanlığı’nın bugün
itibarıyla 32 bin yatak kapasiteli hastane inşaatı halen devam ediyor. Bu
inşaatların bir kısmı bitti, bir kısmı 2015, kalan kısmı da 2016 yılında
bitecek. Ayrıca kamu-özel sektör ortaklığıyla yapılan inşaatlar da var. Onlar
da 2016-2017 yılında devreye girecek. Altyapı çalışmaları tamamlandıktan sonra
sağlık turizminden gelir beklentisinin 2017-2018 yıllarında 9-10 milyar dolar,
2023 yılında da 20-25 milyar dolara yükselebileceği hesaplanıyor.
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye’nin sağlık turizminden daha fazla gelir
sağlayabileceğini düşünüyor. Bazı
ülkelerde sağlık turizminin toplam turizm geliri içindeki payının bazı
ülkelerde yüzde 20’leri aşabildiğini ifade ederek, “Yani Türkiye’de gidilecek
daha çok yol var. Sağlık alanında yapılan yatırımlar önümüzdeki yıllar için
büyük bir avantaj. Turizm sektörü, Sağlık Bakanlığı ve özel sağlık kuruluşları
birlikte adım atmalı ve ortak bir program belirlemeli. Doğru adımlar atılırsa
2023 yılı için hedeflenen 2 milyon uluslararası hasta ve 20 milyar dolar sağlık
turizmi gelirine çok önceden ulaşmak mümkün” diyor.
Türkiye’deki özel hastaneler de sağlık
turizmine uyum sağlamaya başlamış görünüyor. İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir,
Aydın ve Muğla’daki bazı hastanelerde çok sayıda yabancı hasta tedavi ediliyor.
Bu illerin arasına 2 milyonu aşkın Suriyeli göçmenin ağırlanması sebebiyle
Gaziantep, Şanlıurfa, Adana ve Mersin’in de katılmış olabileceği düşünülüyor. Türkiye’nin
en eski ve tanınmış özel hastanelerinden birinin üst düzey yöneticisi, 2014
yılındaki 170 milyon TL’lik cirolarının yüzde 10’unu yabancı hastalardan elde
ettiklerini, 242 bin kişilik müşteri kitlesinin 7 bininin yabancılardan
oluştuğunu aktarıyor ve “Bu rakamlar, son 5-6 yıldır böyle. Irak, Azerbaycan,
Gürcistan, Romanya, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan,
Libya ve Ukrayna ile çalışıyoruz.
Azerbaycan’da 5 yıldır büromuz var ve tüm ülkelerden gelen hasta
sayımızı artırmayı amaçlıyoruz” diyor. Türkiye’de sağlık turizminde gelinen nokta ve uluslararası
gelişmelerin izlendiği 7. Sağlık Turizmi Kongresi ise 18-21 Kasım 2015 tarihleri arasında
İstanbul’da düzenlenecek. Her yıl toplanan bu kongrede Türkiye’de sağlık
turizminde ulaşılan nokta, ulusal ve uluslararası yatırımcıların dikkatine
sunuluyor.
Peki
Türkiye neden sağlık turizmi konusunda önüne büyük hedefler koymuş durumda ve
turistlerce neden tercih ediliyor? Türkiye Sağlık Turizmi Derneği verilerine
göre ülkemizde 42 adet JCI (Joint
Commission International) ile akredite olmuş
(uluslararası standartlarda ve yılda 2 kez denetlenen) sağlık kuruluşu mevcut ki, bu her 4 sağlık
turistinden 1’inin ilk baktığı ayrıntı. Türkiye, JCI akreditasyonuna sahip
sağlık kuruluşu sayısı açısından, ABD’den sonra ikinci sırada bulunuyor.
Başta
İstanbul ve Ankara olmak üzere özel, kamu ve üniversite hastaneleri dünyadaki
en yüksek teknoloji ile donatılmış durumda. Bir çok hastanede onkolojik
tedaviler, kardiyovasküler cerrahi, ortopedi, beyin cerrahisi, çocuk cerrahisi,
estetik cerrahisi, göz ve dişte ileri teknolojili sağlık hizmetleri veriliyor.
Yine bu hastanelerde cyberknife, robotik cerrahi, MR hizmetleri, kemik iliği,
organ transplantasyonu yapılabiliyor.
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Turizmi Dairesi Başkanlığı bünyesinde; 444 47 28 nolu telefondan 7/24
saat hizmet veren Uluslararası Hasta Destek Birimi bulunuyor. Bu birimde Arapça,
İngilizce, Almanca, Rusça, Farsça ve Fransızca dillerinde hizmet veriliyor. Acil
durumlarda 112 hattı aranabilirken, yabancı hastanın herhangi bir şikayeti
varsa 184 nolu hatta başvurabiliyor. Hastanelerde uluslararası hastalara
tercümanlık hizmetleri verilebilirken, tüm doktorlar mesleki sorumluluk sigortası
yaptırmak zorunda. Herhangi bir tıbbi hata veya malpraktis (yanlış sağlık
uygulaması) durumunda hastaya sigorta şirketi tarafından anında tazminat ödeniyor.
Türkiye, dünyanın en çok rağbet gören
sağlık turizmi destinasyonlarının başında gelmesinin belki de en önemli sebebi
daha düşük fiyatlarla üst düzeyde kaliteyi sunması… Öyle ki Türkiye’deki
fiyatlar; JCI akreditasyonu olan hastaneler baz alınarak yapılan fiyat
karşılaştırmasında, diğer ülkelere göre yüzde 50-60 daha ucuz. Örneğin bir by-pass ameliyatı olmanın maliyeti Türkiye'de
8 bin 500 dolarla 21 bin dolar arasındayken, bu rakam İspanya'da 43 bin,
Meksika'da 42 bin, Güney Kore'de 31 bin 500 dolar... Kalça protezi ABD'de 10 bin ile 23 bin dolar arasında bir
fatura çıkarırken, Türkiye'de neredeyse yarı fiyatına bu operasyonu olmak
mümkün. Omurga füzyon ameliyatının maliyeti Türkiye'de 7 bin dolar ile 23 bin
dolar arasındayken; Almanya'da 29 bin dolar, İspanya'da 32 bin 500 dolara
çıkıyor.
Türkiye sadece zorunlu
medikal operasyonlarda değil, saç ekimi ve estetik müdahaleler için de oldukça
cazip bir ülke. Türkiye bu konuda da avantajlı maliyetiyle öne çıkıyor.
Örneğin, Türkiye'de saç ekimi operasyonunun ortalama maliyeti 5 bin TL iken, bu
rakam Avrupa’da 10 bin Euro, ABD’de 30 bin dolar seviyesinde. Yabancıları
Türkiye'ye çeken bir diğer neden de doktor sıkıntısı olmaması. Özellikle
plastik cerrahi alanında Türkiye dünya sıralamasında oldukça iyi durumda.
Plastik cerrah sayısı baz alınarak yapılan sıralamada Türkiye dünya 9'uncusu.
Sağlık Bakanlığındaki çalışmalar; Türkiye’de daha ucuz olduğu
için kronik hastalık tedavisi ve planlı tedavi hizmetlerinin Avrupa’ya,
Ortadoğu ve Orta Asya’ya pazarlanabileceğine işaret ediyor. Aynı çalışmalarda kaplıca
turizminin yanı sıra göz lazer tedavisi, estetik cerrahi hizmetleri, diş
tedavisi, kalp cerrahisinin de ön plana çıkarılması gerektiği değerlendiriliyor.
Bütün bu veriler gösteriyor ki, Türkiye sağlık turizminde uzmanlaşmayı
kararlaştırmış. Rakiplerine göre önemli bir fiyat avantajına sahip olması,
yatırım kapasitesinin güçlü bir çerçeve çizmesi, yetişmiş insan alt yapısının bulunması ve
coğrafi konumu Türkiye’nin sağlık turizminde başarılı olma şansını yükseltiyor.
(Bu yazı, Diplomatik Gözlem Dergisinin Ağustos-2015 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)
TURİZM İSTATİSTİKLERİ NASIL HAZIRLANIYOR?
TÜRKİYE, SUYUNU HOR KULLANIYOR VE KİRLETTİĞİ SUYU ARITMIYOR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder